Abone Ol

Biz Zenci Türk'üz! Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na cevap!

Başbakan Erdoğan, Zeytinburnu'nda konuştu. Kılıçdaroğlu'nun milliyetçilikle ilgili suçlamalarına cevap verdi.

Biz Zenci Türk'üz! Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na cevap!

Hakan Şükür en az Akif kadar Türk’tür!..

Erdoğan Kaptan köşkünde!.. VİDEO

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Zeytinburnu’nda deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri yıkım ve toplu anahtar teslim törenine katıldı. Törene Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Sümer mahallesi sakinleri katıldı. Törende Türkiye’de üretilen 437 otobüs de hizmete alındı.

“ BUGÜN BİZ HAYIRLI BİR YIKIM YAPIYORUZ “

Tören öncesi bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “ Bugün öncelikle deprem odaklı kentsel dönüşümü tamamlanan birinci etap 451 konutu hak sahiplerine teslim ediyoruz. Aynı şekilde esenler Turgut Reis mahallesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin dönüşümünü başlattığı 280 konutun anahtarını veriyoruz. İBB ‘nin kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında 731 aileyi bugün bu törenle resmi olarak evlerine kavuşturuyoruz. Ama bugün bu töreni asıl önemli kılan bu töreni çok farklı kılan bir başka nokta var. Biz bugün bu törende İstanbul genelinde 14 bin 663 konutun ve 3 bin 65 iş yerinin yıkımını gerçekleştiriyoruz. Şimdi birileri çıkacak yıkım için tören olur mu diyecek. Birileri çıkacak bu hükümet yıkım yapıyor diyecek. Bugün bu törenle insanımız için hayırlı olan bir yıkımı gerçekleştiriyoruz. Allah göstermesin depremlerde yıkılıp da altında kalıp da ‘Yandım Allah’ demektense umudun tohumlarının atıldığı bu yıkımların yapılması bizim ufkumuzun ne aşamaya geldiğini gösterir. Biz bugün bu yıkımla ülkemiz için İstanbullular için son derece hayırlı adımlar atıyoruz. Davul zurnayla neşeyle heyecanla biz bugün hayırlı bir yıkım yapıyoruz, yıkıyoruz. Gördüğünüz gibi çok daha iyisini yapıyoruz ve yapacağız. Çok daha iyisini yaptık yapıyoruz ve yapacağız. Zorla değil polisle jandarmayla değil bu mülklerin sahiplerine rağmen değil biz bu yıkımları bu mülklerin sahipleriyle onların gönül rızalarıyla gerçekleştiriyoruz. İstanbul son 50 – 60 yıl boyunca Anadolu’dan Trakya’dan çok göç aldı. Köyünden ilçesinde geçim sıkıntısı çeken eğitim sağlık imkanı olmayan ya da muhtelif sebeplerle yüz binlerce vatandaşımız İstanbul’a akın etti. İstanbul’ da belediye başkanı olduğum zaman nüfus 8 milyondu. Şimdi 14.5 milyon. Nereden nereye geldik. Dönemin hükümetleri bu göçün önüne geçecek önlemleri almadılar. Dönemin hükümetleri bu göçler nedeniyle oluşan çarpık kentleşmeye müsamaha gösterdiler. Ben vize uygulaması dediğim zaman belediye başkanlığında o günün hükümetleri ‘ Siz bu ülkede insanımıza seyahat özgürlüğünü mü engelliyorsunuz ? ‘dediler. O gün bu adımlar atılmış olsaydı o gün ‘ Sen niye İstanbul’a geliyorsun ? ‘ denilmiş olsaydı bugün belki de biz bu sıkıntıları yaşamamış olacaktık “ dedi.

“ ONLARIN ANLAYIŞINDA POLİT BÜRO KALINTISI ANLAYIŞI VAR “

Konuşmasında Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Başbakan Erdoğan, kentsel dönüşüm konusunda muhalefet tarafından yapılan eleştirilere değindi. Başbakan Erdoğan, “ Malum bazı çevreler kentsel dönüşüm projelerine muhalefet ediyorlar. ‘Evime dokunma’ diyerek yalanları yayarak kimi mahalleri galeyana getirerek bu kentsel dönüşüm sürecini sekteye uğratmaya çalışıyorlar. Bugünkü ana muhalefetin zihniyetinde iki tabaka vardır. Biri kaymak tabakası onlar farklı bir dünyada yaşarlar. İki tamamen ezilenler. Çünkü onların anlayışında polit büro kalıntısı anlayışı vardır. O hale devam ediyor. Onlar ezen ezilen mantığıyla halka bakarlar. Bunu hala sürdürmeye devam ediyorlar. Burada açık açık söylüyorum. Ana muhalefet partisi de onun kol kola olduğu marjinal sol örgütler de terör örgütleri de bu değişimin gerçekleşmesini istemiyorlar. Mağduriyet diyerek fırsat devşiriyorlar. Yoksulluğu istismar ediyorlar. Militan devşirdikleri istismar ettikleri her tülü karanlık işi çevirdikleri insanca yaşamdan uzak bu yaşamın devamını istiyorlar. Bütün tarihi boyunca ana muhalefet partisi tüm fırsatların kendi elinde toplanmasını istemiştir. Bunlara destek verenleri inceleyin. Onlar bu ülkenin en iyi eğitim kurumlarında okumuşlardır. Aradan çıkanlar zenci Türk olarak görülmüştür. İşte biz de onlardanız. Onlar hep en iyi işlerde çalıştılar ama kapıcının çocuğu kapıcı kalacak derler. Kendileri en iyi konutlarda otururlar ama yoksul gecekonduya o garip gurabayı mahkum ederler. On yıllar boyunca bu anlayışı savundular. Biz şu anda yaptığımız dönüşümlerle inşa ettiğimiz yıktığımız ardından yenisini inşa edeceğimiz konutlarla aslında çürümüş bir sistemi ortadan kaldırıyoruz. Şu binalarla çürümüş bir sistem ortadan kalkıyor. Zenginin hep zenginin kalması üzerine inşa edilmiş sistemi biz bu kentsel dönüşümle tersine çeviriyoruz. Ne muhalefetin ne marjinal örgütlerin ne terör örgütlerinin propagandalarına aldanmayın dedikodulara yalanlara iftiralara asla kulak asmayın" şeklinde konuştu.

“ BENİM SÖYLEDİĞİM MİLLİYETÇİLİK, ETNİK KÖKENE DAYALI MİLLİYETÇİLİKTİR “

Milliyetçilik konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, milliyetçilikle ilgili sözlerini eleştiren muhalefet partilerine seslendi. Erdoğan, “ Muhalefet partilerinin çok çirkin bir şekilde istismar ettiği bir konuya değinmek zorundayım. Geçen hafta Mardin’deyim. Mardinli kardeşlerimizin Türkiye’deki çözüm atmosferinden dolayı çok heyecanlı ve umutlu olduklarını yerinde gördüm. Şimdi ben Mardin Kızıltepe’ de bir ifade kullandım. Biz bu süreçte ‘ Bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle de çıkılmasın’ dedik. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız. Aynı ifadeyi bugün İstanbul’da da söylüyorum. Kimse bizim karşımıza Türklükle Kürtlükle çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız. Ana muhalefet partisinin genel başkanı ‘Bu sözleri söyleyemezsin’ diyor. Farklı ekranlarda farklı şeyler söyleyeni görmek istiyorsa, ana muhalefet partisinin genel başkanı aynaya baksın. Biz siyasi hayatımız boyunca doğuda farklı batıda farklı konuşanlardan olmadık. Diyarbakır’da ne söylediysek İstanbul’da da aynısını söyledik. Sana diyorum Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu sıkıysa samimiysen dürüstsen ben bu ifadelerin aynısını Rize’de de kullanacağım. Peki söylediğimizde sen ne yapacaksın bunu söyle. Benim abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun. Biz İstanbul’ da nasıl gururla Türkiye Cumhuriyeti’nin ay yıldızlı bayrağını salladıysak gururla onurla salladıysak, gittik Hakkari’de de Türkiye’de de dünyada da o bayrağı salladık. Peki Kılıçdaroğlu sen partinin mitinginde Hakkari’ de bir tane Türk bayrağı sallayamadın. Bütün televizyon kayıtlarında bu var. Kardeşlerim, bunların üstü şişhane altı kavaldır. Bunlardan hiçbir şey beklemeyin. Bunlarda dürüstlük samimiyet yok. Biz Afyonkarahisar’dan yola çıkarken ne söylediysek bugün aynısını söylüyoruz. Etnik bölgesel dinsel milliyetçiliğe karşıyız dedik. Benim Kızıltepe’ de ayaklarımın altındadır dediğim milliyetçilik etnik kökene dayalı bir milliyetçiliktir. Yani ırkçılıktır. Yani kafa taşçılıktır. Benim ayaklarımın altındadır dediğim milliyetçilik ayrımcılık kibir anlamındaki milliyetçiliktir. Bizim millet anlayışımız da bellidir. Biz 76 milyonu tek bir millet olarak görüyoruz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bunu anayasa teklifimizde de sunduk. Bizim anlayışımızda milliyetçilik vatanseverlik vatanperverliktir. Milliyetperverliktir. Bu milletin hizmetkarı olmaktır. Bu ülkede kimin gerçekten milliyetçi olduğunu kimin samimi kimin istismarcı olduğunu ortaya koyacağız. Muhalefet partilerinin hep bir ağızdan son derece çirkin ve cahilce millet ve milliyet kavramlarını istismar etmelerine asla izin vermeyeceğiz. Milliyetçilik slogan atmak değildir. Milliyetçilik işte burada yaptığımız gibi millete hizmet etmektir. Milletin içinde olmaktır. Milletle gönül bağı kurmaktır. İşte biz buyuz. Biz bu millete hizmetkar olarak milliyetçiyiz. Etnik köken milliyetçisi değiliz “ diye konuştu.

HAKAN ŞÜKÜR’ E SAHİP ÇIKTI

Başbakan Erdoğan, Ak Parti milletvekili Hakan Şükür’ün ‘ Ben Türk değilim Arnavutum ‘ sözleriyle ilgili de konuştu. Başbakan “Dün Hakan Şükür Burdur’ da bir konferans verdi. Konferansta kendini tanıtıyor. Ben aslen Türk değilim kökenim itibariyle ben Arnavutum’ diyor. Mehmet Akif de aynıdır. Bir Arnavut olarak İstiklal Marşımızın şairidir. O Mehmet Akif’i Türklük’ ten çıkarıyor mu ? Çünkü o ırki anlamda hiçbir zaman Arnavutluğun savunucusu olmadı ki. Tam aksine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak İstiklal Marşımızı yazdı. O duygular içinde yazdı. Şimdi Hakan Şükür kardeşimiz bir Arnavut çocuğu olarak bu ülkenin milli takımında ondan daha fazla forma giyen bir ikinci kişi yok. Göğsünde ay yıldızlı bayrağı taşıyan ve en çok gol atan bir kardeşimiz. Milletin evladı. Utanmadan sıkılmadan bazı gazeteler güya onu Türklüğü dışında bir yere oturtmaya çalışıyor. Asıl ayrımcılığı işte onlar yapıyor. Lafla peynir gemisi yürümez. İş üreteceksin. Biz uygulamadayız. Ziya Paşa’nın sözünü her zaman söylüyoruz. Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri. Şimdi Hakan Şükür attığı goller ile tarih oldu. Milli takım formasıyla tarih oldu onunla anılıyor anılacak. Biz de bu diktiğimiz eserlerle anılıyoruz anılmaya devam edeceğiz onlar isteseler de istemeseler de “ dedi.

“ ENVER ÖREN BEY’E ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM “

Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda vefat eden İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Enver Ören’e rahmet diledi. Erdoğan, “ Hakka yürüyen medya dünyamızdan Enver Ören Bey’e de Allah’tan rahmet diliyorum. Sonra Eyüp Sultan Camiinden cenazesi kaldırılacak. Onun için mümkün olduğunca buradaki programı da kısa kesmek istiyorum “ dedi.

“ BİR ARACIN İÇİNDE BİR KİŞİ SEYRETTİĞİ MÜDDETÇE…"

Hizmete alınan otobüslerden de bahseden Başbakan Erdoğan, İstanbul’un trafik sorusuna da değindi. “ Bir aracın içinde bir kişi seyrettiği müddetçe dört şerit de yapsak beş şerit de yapsak, bunun üstesinden gelemeyiz. Biz toplum taşıma merkezilerimizi harekete geçirirsek o zaman benim vatandaşım hem psikolojik olarak rahat edecek. ‘Aracımı otoparka bıraktım oradan da 20 dakika sonra filanca yerde olacağım ‘ diyecek. Zaman hesap zamanıdır. Unutmayın zaman nakittir. Onun için zamanla oynamayacağız. Hem psikolojik olarak rahat edeceğiz hem de muasır medeniyetler seviyesinin üstüne ülkemizi çıkaracağız. Bu araçlardan bugün 437’ sini hizmete alıyoruz. 240 tanesinde çevre dostu denilen sıkıştırılmış doğalgaz kullanılıyor. Bu 240 araç için de Kağıthane’de bir dolum tesisi kuruldu. Aynı anda 16 araca dolum yapılıyor. İhalesi yapılan bin 700 araçtan 637’ si İBB’ye teslim edildi. Biz bugün 437 aracı daha teslim alıyoruz. Bunları da filomuza ekliyoruz. Gayet modern ve pırıl pırıl. Bu 437 otobüsün bedeli 90 milyon Euro “ dedi. Başbakan Erdoğan daha sonra hak sahiplerini tek tek sahneye çağırarak anahtarlarını teslim etti.