Vatandaşlık maaşı…
CHP son parti programına aldı, Cumhurbaşkanı da zaten bir vatandaşlık maaşı verilmesi konusunda çalışma başlatmıştı. Anlaşılan iki parti vatandaşlık maaşı verilmesi konusunda yarışacaklar.
Bu tarz ekonomik vaadlerin siyasette rekabete konu olmasının ne kadar olumsuz yan etkileri olduğunu EYT meselesinde gördük. Ne emekli olan memnun ne devlet ne de diğer emekliler.
Konu bir matematik konusudur. Gelirin varsa giderini de ona göre yapabilirsin. Ama gelirin maaş giderini karşılamıyorsa kamu maliyesi açısından iflas etme riskin yüksektir.
Şimdi gelelim vatandaşlık maaşı meselesine… Kuzey Irak, BAE, eski Libya gibi ülkelerde vatandaşlık maaşı uygulandığını biliyoruz.
Nüfusun az olur, petrol gibi bir gelirin olur anlarım. Ama Türkiye 85 milyonluk nüfusuyla Avrupa’nın en büyük ülkesi… Petrol, doğalgaz geliri yok. Sanayisi, tarımı verimli çalışması gereken bir ülke; insanların çalışmaları gerekiyor.
Milyonlarca insan, hali hazırda aldıkları yoksulluk geliri, babadan, eşten kalan emekli maaşı gibi gelirlerle özellikle kırsal kesimde bir şekilde yaşayabiliyor. Öyle olunca da nasıl olsa idare ediyorum diyor ve çalışmıyorlar.
Bakın acımasız gibi gelebilir ama çalışmayan ile çalışan bir olamaz. Çalışmanın bir maliyeti vardır. İşine yakın ikamet etmen gerekir, ulaşım, beslenme, kişisel bakım gibi harcamaların vardır. Asgari ücret alacağına onun altında bir yoksulluk maaşı almak daha karlıdır. Tabi bu arada ikisini de alayım diye kayıt dışı çalışma durumunu da yabana atmamak lazım.
Vatandaşlık maaşı diye herkese belli bir geliri vermek, bilemiyorum akıllarından neler geçiyor ama bence yanlıştır.
Doğrusu, çalışana hakkını vermektir. Çalışamayacak durumda olan kişileri ayrı tutuyorum. Hiç çalışanla çalışmayan, okuyanla okumayan, vergi verenle vergi ödemeyen bir olur mu?
Bana sorarsanız, öncelikle kayıt dışı istihdamın ortadan kaldırılması lazım. Herkesin aldığı maaş kayıt altında olmalı. Ne yazık ki yüksek primler, vergiler yüzünden işyeri de çalışan da kayıt dışını tercih ediyor. Devlet de bunu 50 yıldır kabullenmiş durumda, 1980’lerden sonra başlayan bir durumdur bu…
Siz eğer 100 bin lira maaş alan kişinin maaşının tam gösterilmesi halinde iş yerine ve çalışana olan mali yükü yüzde 40’lardan yüzde 25’lere düşürürseniz kayıt dışılık ortadan kalkar. Basit hesap yapalım, 100 bin lira maaşla çalışan birinin maaşı üzerinden maliyeti kabaca140 bin lira olacaktır. Bundan kaçınmak için maaş 50 bin lira gösterilirse 120 bin liraya düşer; oysa mali yük yüzde 25 olursa 125 bin liraya yükselir. Bu tabloyu daha yüksek maaşlar için yapınca daha çarpıcı rakamlar çıkacaktır.
Benzeri durum yüksek vergilerin uygulandığı her alanda geçerli aslında, yüksek vergi her zaman kayıt dışılığı arttırır…
ABD 1929 yılında yaşanan büyük ekonomik kriz döneminde, doları geçtim her cent için ailelerin tüm fertlerinin çoluk çocuk çalışmasıyla krizi aştı ve bugünkü noktasına ulaştı.
Biz her bir ferdimizin çalışmasın ihtiyaç duyuyoruz, insanları çalışmaktan ve üretmekten uzaklaştırdıkça Türkiye’ye iyilik değil kötülük yaparız. Vatandaşlık maaşı vereceğimize, daha iyi ücret politikaları uygulayalım. Emekli ve emekçileri daha iyi koşullarda yaşayacak şekilde donatalım. Devletin gelirlerini geçiş garantili projelerde heba etmeyelim. Sosyal verimliliği esas alalım. Sosyal amaçlarla harcadığımız her kuruşun verimli olmasını önceleyelim.
Hala paramız varsa herkese eşit bir vatandaşlık maaşı verelim elbette ama orada da ihtiyacı olmayıp bunu askıda ihtiyacı olanlara vermek isteyenlere de bu olanağı verelim…