Aslında ne oldu?
Hakemler meselesinde aslında neler oldu diye bir özet geçmek istiyorum.
Bunların bazılarını biliyorsunuz, bazılarını gözden kaçırdınız, bazılarını da ilk kez duyacaksınız…
Şimdi meseleye hakemler, spor adamları ve bahis meselesinden bakalım.
Yeni değil ki bu, FETÖ tarafından teknik takiple elde edilen ses kayıtlarında da vardı kimlerin şike yaptığı, bahis oynadığı…
Futbolcusundan teknik adamına, yöneticisinden taraftarına kadar bahis meselesi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çözülmesi gereken bir sorun.
FETÖ meselesine gelince, geçmişte asker olarak FETÖ’ye intisaklı olan birinin, FETÖ’cü bir komutanın yaverliğini yapan birinin TFF’de göreve getirilmesi bu noktada yeterince anlamlı mesela… Kim göreve getirdi, kim destekledi? TFF yönetimine kimlerin destek verdiği herkesin malumu.
Ferhat Gündoğdu ilk MHK başkanlığı sürecinde, bazı hakemleri atmak için adımlar attı. Ancak bu adımlar Tahkim Kurulundan geri döndü ve bugün bahis skandalını patlatan hakemler görevlerine devam etti... Tahkim Kurulu, her biri yüksek hâkim olan üyelerden oluşan, Yargıtay, Danıştay, Yüksek Seçim Kurulu gibi yüksek mahkeme niteliğindedir. Yasaya göre Tahkim Kurulu üyeleri asil ve yedek olarak seçilir, asillerin ayrılması durumunda da yedek üyeler göreve gelir.
TFF başkanının göreve gelmesiyle, Tahkim Kurulu oluşturulur ancak üyelerden üçünün aynı zamanda Yargıtay’da görevli olmasından dolayı bir sorun çıkar ve 3 üye Yargıtay’daki görevlerini seçer. Yerlerine yedek üyelerden atama yapılması gerekirken dışarıdan isimlerle tahkim kurulu yasaya aykırı şekilde oluşturulur.
Yeni başkan eski MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu’yu yeniden göreve getirir. Gündoğdu'nun ilk işi de aynı hakemleri görevden uzaklaştırmak olur. 19 hakem karara itiraz ederler, kıyamet kopar ve ne yapıp edip federasyondaki bahis çetesi kendilerine savaş açan hakemlerle ilgili kararın tahkimden onaylanmasını sağlarlar. Uzatmamak için burada anlatmıyorum. Bu arada yıllardır kamuoyunda Ferhat beyin FETÖ'cü komutanın yaveri olmasını, FETÖ ile ilişkili olduğunu iddia edenlerin sayısı az değil, bu elbette kendisi için FETÖ'cü demeye yetmez, ancak yaptıkları üzerinde soru işareti oluşturur.
Konu mahkemeye yansır, bahis karşıtı hakemler bir yandan tahkim kurulunun yasaya aykırı oluştuğunu iddia ederken bir yandan bahis oynayan hakemlerle ilgili belgeleri Antalya’da açtıkları dava dosyasına eklerler.
Aradan 1 yıldan fazla zaman geçer.
Ne oldu da TFF Başkanı çıkıp kaç hakemin bahis oynadığını açıkladı, daha doğrusu açıklamak zorunda kaldı?
Ortalığa dökülecek pislikler her takımdan insanların dahil olduğu pis bir düzen. Bunların amaçları kendi takımlarının kazanması, şampiyon olması filan değil. Bu arada bazı çevreler de şampiyonluklar iptal edilir dersine düştü, arkadaşlar bahis oynayanların derdi kimin şampiyon olacağı değil, tam tersi, olmadık takımın beklenmeyen skor elde etmesinde... Bunu da derbi maçında yapmıyorlar, o kadar da kafasız değiller...
Bunlar sürpriz skorlara bahis oynayarak para kazanma derdinde ve ne yazık ki Türk futbolu bunlara emanet, sadece TFF’yi kastetmiyorum, amatör-profesyonel kulüpler, spor okulları ve hatta çocuklar…
İlk açıklamaların kimlerden geldiğine dikkat edelim…
TFF başkanının açıklamak zorunda kaldığı pislik kimlere bulaşacaksa ilk onlar ateşe su dökmeye çalıştı… Her kim, bahis ile sporu kirlettiyse sonuçlarına katlanmak zorundadır. Bahis, şike kirlidir ve benim takımım senin takımın olmaz... Bunların her takımda her siyasette adamları olduğunu unutmayalım. Her kulüp kendi bahçesini temiz tutmak zorunda...
Bugün bir avuç namuslu hakemin verdiği erdemli bir mücadele sayesinde Türk futbolundaki kirli bir sayfanın gereğini yapmak üzereyiz, emeği geçenlere teşekkür etmek isterim.
NOT: Bu arada, bu pislikten fayda elde etmeye çalışanlar olacaktır, bu fırsatçılara izin verilmemesi en önemli kazanım olacaktır.