Makam meselesi…
Aslında en sevdiğim makam Türk Sanat Müzüğündeki makamlar, ama bugün konumuz o değil…
Bir makamdır gidiyor…
10-12 bin kasabalı ilçeye belediye başkanı seçiliyor zatı muhterem, hemen belediye binası yenileniyor, bina yeniyse makam odasına milyonlar harcanıyor, lüks, şatafat filan, feci kopuyor ortalık…
Derken makam aracı meselesi…
Avrupa’da yok bu kadar makam aracı, lüksünü geçtim, küçük ilçelerde özellikle belediyenin makam aracı filan yok, belediye başkanı kendi aracını kullanıyor.
Ama yok işte illa olacak hem de Mersedesinden, Audisinden..
Kimin parasıyla alınıyor, yapılıyor tüm bunlar?
Elbette o yoksullukla boğuşan ilçenin sakinlerinin hakkı olan bütçe payından…
Oysa o belediye başkanının seçilmesinin nedeni halka hizmet etmek, kendisi talip oluyor, zorlayan yok.
Ama herkes biliyor ki ülkemizdeki siyasetin finansmanın sorunu çok ciddi ve kimsenin vatandaş için çalıştığı yok, hepsi kendine çalışıyor. Bakın burada herhangi bir parti telaffuz etmiyorum, hepsi için geçerli.
Neden mi?
Bu adamlar uzaydan gelmiyorlar ki, bizim içimizden çıkıyorlar.
Biz neysek onlar da o…
O kadar basit…
Böyle kendi parasıyla değil de halkın parasıyla bunları yapmak ayrı bir utanç vesilesi, ben başka bir tarafından bakacağım.
Ne oluyor böyle lüks, şatafat filan olunca? Lüks makam arabaları, laciler filan?
Arkadaşlar eziklik kompleksinden muzdaribiz topluca…
Sahip olmadığımız şeyleri gizlemenin yolunu böyle buluyoruz.
Bir tanesi pazara gidip üst perdeden Pazar esnafını azarlayarak, aşağılayarak konuşuyor. Bir süre sonra o adama gidip oy isteyeceksin unutma bile demiyorum.
Le Boetie Gönüllü Kulluk üzerine Söylev kitabını Fransız ihtilalinden hemen sonra yazdı. Kitabının başında Aristoteles’in bir sözüyle başlıyor… Bilemem hiçbir iyilik birçok efendinin olmasından yalnızca tek bir efendidir olması gereken… Bu söz aslında demokrasiyi sorguluyor, krallığı seçiyor gibi görünmekle beraber aslında demokrasinin gelişmesi için yapılması ve yapılmaması gerekenleri anlatıyor.
Ne yazık ki ezikler demokrasisinde her köşe başında, her makam koltuğunda bir kralcık oturuyor ve her biri kendi çapında esip gürlüyor. Aslında zavallılar ezikliklerini telafi etmeye çalışıyorlar.
Bu arada çok değerli siyasetçiler, iş insanları biliyorum. Çok ama çok mütevaziler, eziklikten değil yücelikten dolayı kitap okumaya devam ediyorlar. Biliyorlar ki makam mevki buralarda değil aslolan makam başka bir yerde… Ona ulaşmaya çalışıyorlar.
Umarım bizler de bir gün bu tarz insanları seçebilecek kadar bilge bir toplum oluruz.