Doktor Voronoff'un Gençlik Aşısı

New York Times gazetesi; ilk çıktığı zamanlar Dr. Voronoff'un çalışmasını: "Bilim, inanılmaz bir gelecek vaadediyor!" başlığıyla duyurmuştu.

Tarih Dedektifi Yazar tarihdedektifiniz@gmail.com

Bilimsel gelişmelerin hız kesmeden devam ettiği 20.yy'da, bazı bilim adamları yüzyıllardır üzerine kafa yorulan ve popülerliğini kaybetmeyen gençleşme - zamana meydan okuma fikrini hayata geçirmek için çalışmalarını yoğunlaştırdılar.

Bu bilim adamlarından biri de Rus asıllı Fransız cerrah Serge Voronoff'tu. (1866-1951). "The Monkey Gland Expert" olarak şöhret bulan Samuel Serge Voronoff, 1866 yılında Rusya'da, bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Daha sonra tıp okumak için Fransa'ya yerleşti.

Transplantasyonun cerrahi tekniklerini öğrendiği Nobel ödüllü biyolog - cerrah Alexis Carrel'in öğrencisi oldu. Hayvan bezlerinin gençleştirici etkileriyle ilgilenen deneysel fizyolog Charles E. B. Sequard ile çalıştı. Hayvandan insana transplantasyon (organ nakli) olanaklarını araştırdı.

Bir süre sonra kendi üzerinde deneyler yapmaya başladı. Vücuduna kobayların ve köpeklerin testislerinden ezilmiş madde içeren bir serum enjekte etti. Ancak mucizevi bir sonuç elde edemedi.

1896'da Mısır'a taşınan Voronoff, çalışmalarını burada sürdürdü. Burada hadımların erken yaşlandıklarını gözlemledi. Testosteronun yaşlanmayı yavaşlatacağını ileri sürerek testis implantasyonu için hayvan deneylerine başladı.

1910 yılında Fransa'ya döndü. Yeni fikirlere açık olduğunu düşündüğü College de France'a girerek hayvanlar üzerindeki çalışmalarına devam etti. Genç hayvanların testis dokusunu, daha yaşlı hayvanlara implante etti. Deneylerinde, at ve koyundan sonra, biyolojik bakımdan nakil için daha uygun bulduğu maymunlardan yararlandı.

Dr. Voronoff 1918 yılında College de France laboratuarında 12-13 yaşında yaşlı bir koç aşıladı. Birkaç ay sonra bu koç, tanınmaz hale geldi. Tüyleri uzadı, yapağı miktarı arttı, vücudu gelişti, dişi bir koyunla ahırda çiftleşti, daha sonra koyunun bir yavrusu oldu. Yaşlı hayvanlara genç hayvanlardan aldığı guddeleri (gland) aşılayan Voronoff, aşıladığı guddeleri çıkardığında, kısa süre sonra hayvanların eski hallerine döndüklerini gördü. Voronoff çalışmalarında cinsel organların gücüne, bilhassa testislerin etkisine odaklandı.

1920'de yazdığı "Life: A Study of the Means of Restoring Vital Energy and Prolonging Life" adlı kitabında; yaşam enerjisini geri kazandırma ve uzun yaşamanın yollarını konu edindi. Cinsiyet bezinin serebral aktiviteyi, kas enerjisini, aşk tutkusunu uyardığını, ortaya çıkan kan akışının tüm hücrelere enerjisini geri kazandırdığını vurguladı.

Haziran 1920'de ilk defa "maymundan insana" ksenograft testini gerçekleştirdi. Uygulamanın yaşlılık ve şizofreniden yaşamı uzatmaya kadar pek çok işe yarayacağına inanıyordu. Ayrıca bu yöntemin gençleştirme etkisiyle birlikte seksüel yeteneklerde de artış sağladığı iddia edilmişti. Gençlik aşısı, yaşlı insanlar arasında rağbet görmeye başladı.

Bu aşıyı olmaya koltuk değneği ve hastabakıcılar eşliğinde giden 75 yaşında bir İngilizin; aşıyı yaptırmasından bir buçuk yıl sonra, on beş yirmi yıl birden gençleşmiş olduğu, merdivenleri ikişer basamak atlayarak çıktığı söylendi. 05 Eylül 1923 tarihinde New York Times, Arthur E. Liardet adındaki bu kişinin ölüm haberini yayınlandığında; onun New York'lu bir aktör olduğu iddia edildi.

Dr. Voronoff; aşısını profesör, doktor, avukat, yazar gibi muhtelif mesleklerden yaşlılar üzerinde uygulamaya başladı. Aşı uyguladığı kişilerin hafızasında güçlenme ve zindelik görüldü. Aşıdan önce 23/21 olan tansiyonları da 16/14'e düşmüştü.

23 Ekim 1922 tarihli Belfast News Letter gazetesi; Dr. Voronoff'un "maymundan insana grafting" deneylerine ve Pasteur Enstitüsü'nün bu konudaki araştırma - geliştirme çalışmalarına yer ayırdı. 1923 yılına gelindiğinde Voronoff, College de France'taki deneysel laboratuara yönetici oldu. Aşılama teorisi gittikçe popülerlik kazanıyordu.

Hatta Sherlock Holmes'un yaratıcısı Dr. Sir Arthur Conan Doyle, 1923'te The Strand Magazinde yayınlanan, bir bilim adamının gençleşmek için Himalaya maymunundan elde edilen bir serumu kendisine enjekte ettiğinden söz ettiği, "The Adventure of the Creeping Man" hikayesinde bu fikre yer verdi. Temmuz 1923'te Dr. Voronoff, dünyaca tanınmış cerrahların katılımıyla Londra'da gerçekleşen Uluslararası Cerrahi Kongresinde çalışmalarını sundu.

19 Temmuz 1923'te Sheffield Daily Telegraph gazetesi, Dr. Voronoff 'un kongrede sözünü ettiği "gençleştirme" metotlarının olağanüstü biçimde dikkat çektiğinden söz etti. 30 Temmuz 1923'te Time dergisi; Voronoff'un aşılama tekniğine yer verdi. 07 Ekim 1924'te Belfast Telegraph, Voronoff'un şempanze guddelerini deneylerde kullanması fikrinin giderek yayıldığını vurguladı. İlerleyen yaştaki kadınlara gençleştirme vaadinde bulunulmasıyla birlikte, bir kaç yıl içinde maymun graftini yaptıran kadınların sayısı inanılmaz rakamlara ulaştı.

1925 yılına gelindiğinde Dr. Serge Voronoff oldukça tanınan biri olmuştu. İtalya - Grimaldi'de 19.yy'dan kalma lüks bir villa satın aldı. İçinde yaklaşık seksen primat barındıran bir maymun çiftliği kurdu. 10 Şubat 1927'te West Sussex Gazette; Dr. Voronoff'un bir maymunun pankreas bezini iki İtalyan'a aşıladığını yazdı. 28 Haziran 1927 tarihli Portsmouth Evening News; doktorun Büyük Britanya'da kraliyet mensuplarıyla buluşacağı toplantıya yer verdi.

1928 yılı nisanının ilk haftasında Dr. Serge Voronoff, İstanbul'a geldi. Geliştirdiği aşı hakkında Darülfünun'da bir konferans verdi; 06 Nisan'da tıp fakültesinde yaşlı bir koç üzerinde gençlik aşısı uyguladı. Dr. Voronoff, pek çok farklı platformda teorisini anlatmayı sürdürdü. 13 Haziran 1928'de Cornishman; 11 Mart 1929 tarihli Northern Whig gazeteleri, doktorun çeşitli ülkelerde katıldığı hararetli toplantılardan söz etti. 1929 yılı Türk gazetelerinde gençlik aşısı haberleri sıklıkla yer buldu.

01 Haziran 1929'da Son Saat gazetesi; Dr. Behçet Sabit Bey'in İstanbul'a getirttiği maymun husyelerinden birini ihtiyar bir kürt zengine aşıladığını; maymunun diğer husyesinin de başka bir zengin için bekletildiğini yazdı. Dönemin en renkli kişiliklerinden siyaset ve fikir adamı Üstad Übeydullah Efendi'nin de bu aşıyı yaptırdığına dair şayialar ayyuka çıkmıştı. Dr. Behçet Sabit Bey'in tedavi görmekte olan Übeydullah Efendi'ye Voronoff aşısı yaptığı konuşulmuş; ancak Übeydullah Efendi hakkında çıkan haberleri yalanlamıştı.

27 Haziran 1929 tarihli Son Saat gazetesinin haberine göre; Übeydullah Efendi hastaneye kendisini ziyarete gelen bir muhabire bu konuda duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş; böyle bir aşıya ihtiyacı olmadığını, sadece prostat nedeniyle hastanede bulunduğunu söylemişti.

26 Ağustos 1929'da Cumhuriyet gazetesi; Voronoff aşısı yapılan bir kuzunun gürbüz bir koç olduğunu ve Ankara Gazi Çiftliği'ne gönderildiğini yazdı. 06 Nisan 1928'de Dr. Behçet Sabit Bey'in Dr. Voronoff ile birlikte küçük bir kuzuya iki yaşında bir koçtan alınan aşı uyguladığını hatırlatarak, böylelikle yaşlı koçlardan alınan guddelerin genç kuzulara aşılanmak suretiyle daha çok verim elde edildiğinin bilgisini paylaştı.

05 Ağustos 1931'de Daily Mirror; George Bernard Shaw'un da ilgisini çeken; "Aşılama yoluyla gençleşme" - "Neden genç hissettiğinde gençleşirsin?" paradoksuna yer verdi. 30 Eylül 1931'de The Tatler gazetesi; Voronoff Aşısı için "Methusalem" (Kutsal kitaplarda 969 yıl yaşadığı söylenen peygamber) örneğini işaret ediyordu. 2. Dünya Savaşı'nı takip eden yıllarda, Voronoff teorisi popülerliğini iyiden iyiye yitirmeye başlamış; benzer hedeflere ulaşmak için farklı yöntemler deneyen doktorlar ortaya çıkmıştı.

New York Times gazetesi; ilk çıktığı zamanlar Dr. Voronoff'un çalışmasını: "Bilim, inanılmaz bir gelecek vaadediyor!" başlığıyla duyurmuştu. Gerçekten de bilim bu vaadinde haklıydı; ancak bilimsel gelişmelerin hızlanması, buluşların artması insanları daha iyi huylu ya da daha makul yapmamıştı. Sadece onların hedeflerine ulaşma kapasitelerini artırmıştı.

Bu sebeple kendi yaşamını uzatmak ya da daha konforlu hale getirmek için, savunmasız canlı türlerini kullanmak, "ilerleyen" medeniyetin olağan dinamiklerinden sayıldı. Önümüzdeki yıllarda muhtemelen, insan türünün daha yüksek bir versiyonundan söz edilecek.

Sanal gerçeklik teknolojisi, beklenen mucizevi gençlik iksirini kibir ve zalimliğinin genişletilmiş formuyla birlikte sunacak. Benliğine ve bedenine yabancılaşmış insanlar, kendilerine ilişkin reel kanıtlar aramayı deneyecek.

Holmes'un deyimiyle: "Aklın Şüphesi Suçun Gerçeği Olacak!"

Tüm yazılarını göster