Dünya Hali deyip geçmeyin

Geçtiğimiz günlerde çekimleri başlayan ve tanıtımı yayınlanan dizinin bu iddiasını destekleyense, benzersiz kurgusu ve kendine has komedi diliyle ekranların yeni eğlencesi olma hedefi.

Anibal Güleroğlu Yazar guleranibal@yahoo.com

'Gülmek, yan etkileri olmayan yatıştırıcı bir ilaçtır’ demiş Amerikalı mizah yazarı Arnold Glashow… Gel gör ki, türlü dertlerle gün dolduran ve sayısız problemle boğuşarak ayakta kalmaya çalışan insanlar için bu ilacın ne denli önemli olduğu çoğu zaman unutulmakta.

Yaşam mücadelesi, ‘dünya hali’ mantığıyla göğüslenirken küçük mutluluklarla hayata gülümsemenin gerekliliği göz ardı edilmekte. Gülmekten ziyade kederlenmeye meyilli insan doğası, mizahın ruha vereceği huzuru es geçmekte. Çatışmacılık ve dramlarla gelişen davranış biçimleri ön plana çıkarken, gerginlikle dolan hayatta gülmek gittikçe zorlaşmakta.

İşte tam da bundan dolayıdır ki, şarkılarda dahi hüznü ön plana çıkartmayı alışkanlık haline getiren insanların dünya halinden gelişen kurgularda da mizah çoğunlukla ikinci plana atılmakta ve diğer içeriklere oranla komedi türüne yönelim daha az olmakta maalesef.

Hal böyleyken komedi diline sahip işlere karşı daha hassasiyetle yaklaşmanın gerekliliğini bir kez daha vurgulamak isterim. Dahası kendine has komedi dili geliştiren ve dozu ayarlanmış performanslarla izleyiciyi güldürmeyi başaranların reyting düzeni içinde ziyan olup gitmelerine de gönlüm el vermiyor açıkçası.

Bu doğrultuda izleyiciyle buluşmak için hazırlıklarını yapan ‘Dünya Hali’ne ön değerlendirmede bulunmakta fayda görüyorum. Peki… TRT 1 ekranlarında yerini alacak olan dizi, ‘‘Dünya Hali’ deyip geçmeyin’’ dedirtecek türden bir iş olma özelliklerini taşıyor mu? Bunun net cevabını yayınlanınca görecek olsak dahi, halihazırda ‘Dünya Hali’ deyip geçmemek için mevcut tabloya bakalım ve yorumumuzu yapalım…

‘DÜNYA HALİ’ RUH HALİMİZE İYİ GELİR Mİ?

Adından sıkça söz ettirmeyi başaran TRT 1 ekranlarındaki dizilerin izleyiciye hitap etme gücünü her geçen gün daha da artırdığı malum. ES Film imzalı ‘Barbaroslar’ gibi tarihi yansıtan dev yapımların yanı sıra ‘Seksenler’ misali yıllara meydan okuyan işleri de bünyesinde barındıran TRT 1 şimdilerde keyifle izlenen dizilerine bir yenisi daha eklemek üzere… ‘‘Dünya Hali”!

Neden Film yapımcılığındaki dizinin tanıtımını dikkate aldığımızda öne çıkan özelliği, izleyiciye ‘farklı hikâye’ sunma iddiası oluyor ilk etapta.

Geçtiğimiz günlerde çekimleri başlayan ve tanıtımı yayınlanan dizinin bu iddiasını destekleyense, benzersiz kurgusu ve kendine has komedi diliyle ekranların yeni eğlencesi olma hedefi.

Şöyle ki; Senaryosunu Osman Nail Doğan, Murat Kaman, İdris Meydi, Cem Tunçer ve Eray Kaman birlikte yazdıkları ‘Dünya Hali’ şehir hayatının gündelik dertleriyle boğuşan içimizden insanların hikâyesini konu alarak çıkacak izleyici karşısına. Bu da mizahın gerçeklerle örtüşmesi ve daha kolay benimsenebilir bir hale gelmesi demek çoğunlukla. Yani dizinin doğallıktan uzak zorlamalarla komedi üretmek yerine, hayatın içinde yaşanabilecek durumları ele alarak güldürmeye odaklanacağını varsayabiliriz… Ki, zaten ‘Dünya Hali’nin amacı da mizah tarzıyla ekranlara yeni bir soluk getirmek!

Durumu daha netleştirmek için yönetmen koltuğunda ‘Tutunamayanlar’ dizisinin yönetmenliğini yapan Osman Nail Doğan ve Murad Zaloğlu’nun oturduğu ‘Dünya Hali’nin birbirinden komik hikayeleriyle ekranlara damga vurmaya hazırlanan konusunu genel çerçeveden özetleyecek olursak…

‘İnsanlar ikiye ayrılır… Evini kendi taşıyanlar ve başkasına taşıtanlar’ diyerek daha tanıtımından ne denli hayatın içinden bir mizah akışı sunacağının sinyalini veren Sinan ‘Dünya Hali’nin can damarı konumunda! Zira dizinin asıl olayı ve içerik gelişimi, Caner Şahin tarafından canlandırılan Sinan’ın dede vasiyetini yerine getirmesi üzerine kurulu.

Dedesinin değerleriyle büyüyen Sinan aynı zamanda bir idol olma özelliğine de sahip. Çünkü dürüst, ahlaklı ve vicdanlı bir insan olarak gençlere şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş değerleri aşılama potansiyeli mevcut bu karakterde.

Arada absürt komedi tadını hissettirecek yapımda Sinan’ın öyküsünün bam teliyse, aradığı aşkı henüz bulamamış olması. Neden derseniz… Sinan’ın dedesi ölüm döşeğindeyken ona ilginç bir vasiyette bulunacak ki, aşka giden yol iyiden iyiye zorlaşacak.

Zira giderayak Sinan’ın başına çorap örmeye niyetlenen dedenin vasiyeti Sinan’ın evleneceği kızda şu üç şartın bulunmasına dayanıyor: “Erken kalksın, eskinin kıymetini bilsin, bir de bal porsuğuna benzesin yeter”.

Vasiyet böyle zorlu olunca da işler iyiden iyiye absürt hale gelecek tabii… Sinan hem dedesinin vasiyetini yerine getireyim derken kendisini komik bir maceranın içinde bulacak hem de izleyiciye mesaj yüklü farklı tatta bir komedi izleme fırsatı sunulacak.

Kuşkusuz herkesin yardımına koşmaktan çekinmeyen ve hayatta illa ki bir karşılığı bulunan Sinan tek başına sırtlanmayacak tüm yükü… Bu macerada ona en yakın arkadaşı Azim, patronu Güven, ailesi, yakın çevresi ve dedesinin cami arkadaşları Burhan, Namık ve Talat amcalar eşlik edecek. Böylece cümbür cemaat mizah gelişirken absürtlüklerle gerçekler iç içe geçecek. Hadi bakalım…

Görüldüğü üzere başrollerini Caner Şahin, Pelin Abay, Tolga Tekin ve Ozan Çelik’in paylaştığı… Selin Hasar, Ayfer Tokatlı, Mert Denizmen, Mekin Sezer, Naşit Özcan gibi birçok yetenekli ismin onlara eşlik ettiği dizide çıta hiç de alçak tutulmamış.

Konusu keyifli bir komedi için gereken özelliklere sahip. Bu sayede klişeler ya da bazı benzeşmeler olsa bile özgün yorumlamalarla bertaraf edilebilir. Caner Şahin de Sinan rolüne çok uygun düşmüş. Tanıtımda bile gayet mizahi ve sempatik duruyordu. Kadronun geri kalanları da sevilen ve buradaki mizahi akışa uyum sağlama yeteneğinde isimler zaten.

Dolayısıyla hayatı pahasına doğruluktan ayrılmayan Sinan’ın dedesinin vasiyetini yerine getirmeye çalışırken başından geçen komik olayları anlatacak olan ‘Dünya Hali’nin ruh halimize iyi gelmemesi için bir sebep yok.

Geriye bir tek ayrıntı kalıyor… O da ‘komedi dizisi’ demeyip yapımın tanıtımını ve izleyici dikkatini çekme işini ciddiye almak, dünya haline bırakmamak!

Eminim bu hususta da gerekli hassasiyet gösterilecektir. Şahsen mizah tarzıyla ekranlara yeni bir soluk getirme iddiasındaki ‘Dünya Hali’nden umutluyum ve absürt komedilerin kötü kaderini kırmasını diliyorum.

SONUÇTA; ‘Dostun olup olmadığını ev taşırken buzdolabını tek başına sırtlayınca anlarsın’ diyen mantıkla gerçek dostluğun özveriye dayandığını işaret eden… İnsanlığın yükünü taşımaya gönüllü olurken bazen işi abartan… Ve bu dünyayı kendisine pek uygun bulmayarak adeta tüm iyilerin hislerine tercüman olan Sinan’ın ilginç ama bir o kadar da gerçekçi saptamalarının yer aldığı tanıtıma bakarak ‘Dünya Hali’ boş geçilmemeli demek fazlasıyla mümkün!

Ancak hayatın içindeki gerçek dostlar nasıl emek gerektiren durumlardaki varlıklarıyla anlaşılıyorsa, dizi dünyasındaki gerçek değerler de izleyici algısına hitap noktasında çıkıyor ortaya. Ne yazık ki, komediler için başarı kriteri, mizahın farkından-kalitesinden ziyade, izleyici kesiminin gülmekten ne anladığı olmakta!

Bu noktada sözü bir kez daha mizahçı Arnold Glashow’a bırakalım… ‘Hiçbir şeye gülmeyenden, ya da her şeye gülenden sakının’.

Ruhun en iyi ilacı olan gülümsemenin yüzlerden silinmediği bayram tadında günler ve başarılar dileğiyle…

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

Tüm yazılarını göster