Robota aşık olur musun?

Robot teknolojisi ve yapay zeka gücünün tek elde toplanmasının sosyo politik sonuçlarının olması kaçınılmaz

Figen Öcal Yazar ocalfigen@gmail.com

Robot kelimesinin anlamı Çek dilinde işçi olup, ilk kez 1923 yılında Karel Capek'in bilim kurgu tiyatro oyunununda kullanılmıştır. Bu tarihten günümüze robotlar, geldi gelecek derken, insanlık üzerinde olası etkileri üzerine tartışmalar hız kazanıyor.

Robotlar işimizi elimizden alacak mı?

Robotlar insanlığa karşı bir tehdit mi?

Gibi sorularla, tartışmaların odak noktası robotların bizi işsiz bırakabileceği üzerinedir..

Ancak robotlara daha farklı bir açıdan bakarak, robotların nüfus planlaması için bir yönetem olabilir mi? sorusu üzerinde duralım. Çekici ve seksi robotların Hollywood filmlerinde boy göstermeye başlaması, teknoloji ile başlayan demografik yapıdaki değişimin devam edeceğinin bir ön göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Özellikle insanımsı robotların oldukça seksi ve çekici şekilde kurgulandıkları dikkat çekmektedir. Kurgunun ötesinde gerçek hayatta da seksi ve çekici robot ve otuncaklar yer almaya başlamıştır. Uzakdoğu başta olmak üzere, çekici ve seksi robotlar eş ve sevgili olarak kullanılmaya başlandı bile.

Demografik yapı ile robotların bağlantısını kurabilmek için dünya nüfus artış hızı ve içinde bulunduğumuz sosyo ekonomik şartları incelemekte fayda var. Dünya nüfusu 1950’li yıllarda 2.5 milyar iken bugün 7.8 Milyar’a ulaşmıştır. Baktığımızda 1980’lerden beri her 10 yılda bir dünya nüfusu 1 Milyar artmaktadır.

Günümüz nüfus artış projeksiyonları ile 2050 yılında dünya nüfusunun 9,2 milyar olacağı tahmin ediliyor . Dünya nüfusunun 9 Milyarda sabitlenmesi konusu gündeme taşındı bile. Tarım toplumu döneminde ve sanayi devriminin ilk aşamalarında insan kas gücüne duyulan ihtiyaç fazlaydı ve nüfus artışı desteklenmekteydi. Sanayinin gelişmesiyle birlikte insanların kas gücü makinalara devredilmeye başlandı.

Endüstri 4.0 a geçilen dijital çağda ise sadece kas gücü değil insanların beyin gücü de makinalara, yapay zeka ve robotlara devredilmeye başlandı. Sadece iyi eğitimli, çok yönlü ve yaratıcı beyinlere ihtiyaç duyulacak. Gelecekte kas gücüne olan ihtiyacın da azaldığı, üstelik de eğitimsiz nüfusun daha fazla artması istenmeyecektir. Ancak teknolojik gelşmelerle birlikte tıptaki ilerlemeler insan ömrünü uzatmakta yaşlı nüfusu hızla arttırmaktadır.

Nüfus bu hızla artmaya devam ederse, sanayi ile zaten tükettiğimiz doğal kaynaklar daha ne kadar yeterli olabilir? Ya da dünyadaki güç odakları, sürekli olarak artan nüfusla kaynakları paylaşmaya ne kadar hevesli olur?

Tıptaki teknolojik gelişmeler, bebek ölüm oranlarının düşmesi, daha iyi yaşam şartlarıyla birlikte uzayan ömür gibi etkenler varken nüfus planlaması nasıl bir strateji ile kontrol altına alınabilir?

Çeşitli doğum kontrol yöntemlerine ek olarak robotların, duygusal ve cinsel ihtiyaçları karşılamaya yönelik üretilmeye başlaması ve sinema filmleri ile bu duyduların pompalanması gelecekteki dünya nüfusunu düzenlemeye yönelik araç olarak kullanılıyor olabilir mi?

Yapay zeka çalışmalarında en ileri iki ülke ABD daha sonra Çin karşımıza çıkmaktadır. Robot teknolojisi ve yapay zeka gücünün tek elde toplanmasının sosyo politik sonuçlarının olması kaçınılmazdır. Bu gücü elinde bulunduranların kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme yapmaları da şaşırtıcı olmaz. Bu sonuçları yönlendirebilmek için kullanılan en etkili araçlardan biri de sinemadır

“Blade Runner 2049” filminde robotlar daha bir insan formunda karşımıza çıkmaktadır. Filmde insanımsı robotlarla olan aşk ve evlilik artık hayatın bir parçası haline olarak gösterilmektedir. “Her” filminde de super yapay zeka ile yaşanan aşk konusu oldukça duygusal açıdan işlendiği göze çarpmaktadır.

Bireyselleşmenin gittikçe arttığı, pandemi nedeniyle evlere kapanılan, sarılmanın ve öpüşmenin yasaklandığı bu günlerde bir robot aşkımız olsa fena olmaz mıydı?

Tüm yazılarını göster