Beyoğlu Yazmak

Olaya bakın ki Hükümetin kendi eliyle yaptığı organizasyon yine komünistlere yıkılmıştır.

Fuat Akyol Yazar fuatakyol45@gmail.com

Uzun bir aradan sonra yine beraberiz. Ben bu hafta sizlere geçmiş tarihten günümüze Beyoğlu ve değişimlerini anlatacağım.

Önce geçmiş Beyoğlu’na şöyle bir bakalım.

Galata surlarının dışında kalan üzüm bağları ve meyve bahçeleri olan pera bölgesi ancak 18. Yüzyılın ikinci yarısında yapılaşmaya başlar.

Kısa sürede Osmanlı’nın batılılaşan başkenti gibidir. Yoğunlukla kiliseler, elçilikler, tiyatro, Cafe ve dükkanların olduğu pera neoklasik yapıların olduğu dünyanın en güzel şehirlerinden biridir.

Beyoğlu yabancı nüfusun fazlalığı ve batılılaşma arzusuyla 1856 yılında belediyeleşme organizasyonları ile altıncı daire-i Belediye’nin yapımına başlanır, yapımı ise1883 yılında tamamlanır.

Galata ve Karaköy’ü birbirine bağlayan tünel ise 1875 yılında kullanıma açılır. Pera üzerinde yapılan ilk kilise ise Sent Antuan Kilisesi ise 1912 yılında ibadete açılır. 18 yüzyılın sonları ve 19. Yüzyılın ilk çeyreğinde Avrupa (Aynalı) pasaj, Çiçek pasajı, Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi, su dağıtım yapılarının olduğu meydan ise taksim meydanı adını alır.

Gezi parkı ise 1930 yılında Fransız mimar Henri Prost tarafından buradaki kışla yıktırılarak yerine modern bir park ve yaya yolu yapılır. 1925 tarihinde ise resmî yazışmalarda pera adı yerine Beyoğlu kullanılmaya başlar.

Osmanlı döneminde genelde tiyatro, Meyhane ve modern kimliğiyle ön plana çıkan pera cumhuriyet döneminde de meyhane, sinama, tiyatro ve çok kültürlülüğüyle ön planda olmaya devam eder. Şimdi soracaksınız Beyoğlu (pera) tarihini neden bu kadar detaylı anlattım? Geçmiş tarihini bilemezsek Beyoğlu’nun kültürel mirasını ve bunun önemini de kavrayamayız.

Bu ilk bölümdeki yazım Beyoğlu’nun pera zamanı ve cumhuriyetin ilk yıllarını kapsayacak, ikinci yazı cumhuriyet döneminde 70’li yıllara kadar olan bölüm, üçüncü bölümde ise 70’lerden 90’lara kadarki Beyoğlu son bölümde ise 90’lardan günümüze Beyoğlu ve büyük çöküşünü anlatacağım.

Cumhuriyetin ilk yıllarında ticaret ağı Levantenler ve gayri müslimler üzerinde dönerken 1925,30 yılları arası yavaş yavaş cumhuriyetin yaratmaya çalıştığı Türk yerli ve milli burjuvasını görmeye başlarız. Ağırlıklı gayri müslimlerin yaşadığı ‘Grand Rue de Pera" İstiklal Caddesi adını alır. Sonrasında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

1955 yılında Rum azınlığa karşı yapılan organize 6-7 Eylül olaylarıyla ayyuka çıkar. Şöyle hafızamızı tazeleyerek olayların sebeplerine bir bakalım: 1955 yılında Demokrat parti iktidarında artan enflasyon ve hayat pahalılığından dolayı muhalefeti ve aydınları susturmak İçin basında çıkan Selanik’teki Atamızın evi bombalandı yalan haberlerle birlikte organize bir şekilde Rumlar’ın işyerleri ve evleri yağmalanmaya başlanır.

4214 ev, 1004 işyeri, 73 Kilise, bir sinagog iki manastır, 26 okul aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5317 mekan saldırıya uğramıştır. 15 kişi öldürülmüştür. Kaynak VİKİPEDİ.

Burası çok ilginç aralarında Aziz Nesin, Nihat Sargın, Kemal Tahir, Asım Bezirci, Hasan İzzet Dinemo, Hulusi Dosdoğru ve ölmüş dört komünist hakkında dava açılmış ve tutuklanmalar yapılarak komünistler suçlanmıştır.

Fakat bir çoğu Aralık 1955 yılında serbest bırakılmıştır. Olaya bakın ki Hükümetin kendi eliyle yaptığı organizasyon yine komünistlere yıkılmıştır.

Bu bizlere bir şeyler hatırlatır mı diye şöyle hafızalarımızı bir yoklayalım derim. Beyoğlu yazısının ilk bölümünü burada noktalıyorum haftaya ikinci bölümüyle yine beraber olacağız . Umutla kalın.

Tüm yazılarını göster