Yalan olduğunu biliyoruz

Aşı karşıtı değiliz ama baştakiler, “bu şey doğru” diyorsa, biz o şeyin yalan olduğunu biliyoruz.

Oya Ulaş Oya Ulaş

Köyün birinde yalancılığıyla ün salmış bir adam varmış. Yalan söylemede o kadar ustaymış ki; köylüler ona kızacağı yerde bu maharetinden dolayı onu takdir etmeye başlamış.

Bir zaman sonra, çok uzak bir köyde bu adamdan daha yalancı birinin olduğu söylentileri yayılmış. Bu durum yalancı adamın hiç hoşuna gitmemiş. Ne de olsa herkes mesleğinde 1 numara olmak ister.

Yalancı adam, biraz merak, biraz kıskançlık, biraz da kendisinin daha iyi olduğunu kanıtlamak istercesine yollara düşer. Söz konusu adamın o uzak köyüne gider. Sora sora adamın evini bulur. Kapıyı çalar. Kapıyı evin 6-7 yaşlarındaki küçük oğlu açar. Bizim yalancı, çocuğa sorar ;

- Baban evde mi ?

- Hayır, der çocuk. İşe gitti.

- Nerede, ne iş yapıyor baban ?

- Babam gökyüzünde çalışıyor... Sabahtan gider akşama kadar güneş sönmesin diye içine odun atar.

Adam sus pus kalır. İçinden ;

- Vay anasını be, eğer küçük çocuğu böyleyse babası nasıldır acaba? der. Adamın kendisinden daha yalancı olduğu konusunda hiçbir şüphesi kalmaksızın köyüne döner.

***

Halktan verileri ısrarla saklayıp, zaten rahat olan bir miletin tehlikeden habersiz bokunu çıkarmasına sebep olan, aynı zamanda covid ölümlerini bir şekilde "doğal" yazdırmak suretiyle insanların artık her gün sık duyduğu hatta bizzat yaşadığı ölümleri manipüle ederek, kime hizmet ettiğini anlamadığım ancak kime hizmet ediyorsa da cidden maaşını fazlası ile hak ettiğini düşündüğüm, pandemi sürecinin başında güven veren üslubuyla, kamuoyunda akp ailesinin en dürüst, en faziletli, en şeffaf bakanıymış gibi bir intiba bırakan bizim sevimli sağlık bakanımız, 14.01.2021 perşembe günü, önce sağlık çalışanlarına yapılan aşı çalışmasıyla ilgili olarak; "Dünyada ilk gün bu kadar yoğun aşı yapabilmiş olan başka ülke var mı bilmiyorum" diye bir açıklama yaptı.

Bunu söylediğinde, çoğu ülke 2 (iki) ay önce vatandaşlarına aşı yapmaya başlamıştı.

Fransa Sağlık Bakanı: “Aşılamada milletvekillerine öncelik tanınmayacak. Halka örnek olmak istiyorsanız sıranızı bekleyin. Ben doktorum ama 50 yaşın altındayım ve sıram gelince aşı olacağım.” dedi.

Almanya’da ise Merkel “ben bile sıramı bekliyorum, kimseye torpil yok” dedi ve “eşitlik” vurgusu yaptı.

Biz de, Cumhurbaşkanı aşı oldu ve “ben güveniyorum, siz de güvenebilirsiniz dedi ve “güven” verdi.

Kimlere verdiği tartışılır.

Hatırlarsınız, 1986 yılındaki Çernobil faciasından sonra bizim siyasiler, ekranlara çıkıp canlı yayında çay içmişlerdi "radyasyon bizi etkilemedi” diye.

Sonuç, hayatında sigara içmemiş Karadeniz halkının akciğer kanserinden ölmeleri.

Dahası var.

Ankarada bir ara içme suyuna şebeke suyu karışmıştı ve Melih bey suyun temiz olduğunu kanıtlamak için o sudan içmişti ve biz sonra o suyun marketten alınan su olduğunu öğrenmiştik.

Gerçi Ankaralılar, suyun kötü olduğunu bildiği için zaten inanmamışlardı bu gösteriye.

Tevellüt böyle eski olunca, ister istemez her şeyi biliyor insan.

Aşı karşıtı değiliz ama baştakiler, “bu şey doğru” diyorsa, biz o şeyin yalan olduğunu biliyoruz.

Ve evet biz, oldukları aşının, Coronovac değil de, Biontech -Pfizer olduğuna yemin edebiliriz ama maalesef bunu kanıtlayamayız.