Mülteci Olmak

Yarın çok geç olmadan toplumsal farklılıkları ortada kaldırmanın tek yolu eğitimden geçer.

Fuat Akyol Fuat Akyol

Önce şöyle eskilere gidip genel göç ve ülkelerin davranışlarına bakalım.

Türkiye’den Avrupa’ya ve başka ülkelere gidişlerin başlangıcı 1950 ile 1960 arasında batı Almanya ile yapılan işçi göçü sözleşmesi ile başlar.ikinci dünya savaşının bitiminden sonra Avrupa bir çok eski sömürgesi olan ülkelerde işçi alımı yapar, yetmeyince Yunanistan, Türkiye ve Yugoslavya gibi ülkelerde de almaya başlar.

Konu çok teferruatlı olduğu İçin ayrıntılara çık girmeyeceğim. Ama şu hususu belirtmekte yarar var, işçi göçü planlı ve Türkiye’ye kalifiye personel yetiştirmek için alınan stajyer eğitimleride mevcut bunlar daha sonra ülkeye dönerler.

Kalan büyük kitlelerin ailelerine ancak 1971'de gelme izni çıkar. Türk Yeşilçam filmlerinde hatırlarsınız yurtdışında Alman kadınlarla evlenen yurdum insanını ayrıca bir de burada evliler şok şok.

Özellikle Almanya’nın bir çok şehrinde toplu yaşama yerleri oluşturulmuş ilk dönemlerde bu mahallelerden dışarı çıkmalarına bile izin verilmiyormuş. 1950’li yıllarda başlayan bilinmeyene yolculuk bugün hala devam etmektedir.

İlk göçler sonrasında 1966 göç ülkelerinde suç oranlarının artması ile suçlu göçmen işçilerin geri gönderimi başlamış ve diğer göçmenlerin aileleri de gelmeye başlamıştır. Yıllar geçmesine rağmen birinci kuşak gelenek, görenek, inanç ve toplumundan hiç uzaklaşmamış devam ettirmişlerdir, ikinci ve üçüncü jenerasyondan bir çok insan ne kendi toplumunda kalabilmiş nede bulunduğu topluma adapte olabilmiş, cinnetler cinayetler bir çok adli vaka yaşanmış ve yaşanmaktadır.

Bunlara illegal yollarla siyasi nedenlerle çıkanları eklemiyorum. Uyum sağlama oranları çok daha yüksek ve geri dönen sayısıda yüksektir. Biraz konumuzun dışına çıkmaya başladık, fakat bunları anlatmamın nedeni zaten kendisi 1950 yılından beri işçi göçü yaşayan bir halkın duygusal olması çok normal fakat devletin deneyimli olması gerekmez mi?

Almanya ve diğer ülkeler siyasi sığınmacılar hariç bunu planlı yapmışlardır. Çok ciddi siyasi sığınmacı göçü 1980 darbesi sonrası olmuştur, onda bile önce Almanca öğretilmiş topluma adabte sağlanmış ve ondan sonra ilticası sağlanmıştır. Asla değil işyeri açmaya başıboş girişe dahi izin verilmemiştir. Buna rağmen yabancı düşmanlığından dolayı bir çok getto da Türkler kendi güvenliğini kendileri sağlamaya çalışmışlardır.

Bizde ise elini kolunu sallayan herkes ülkeye girmeye, istediği bölgeye gitmeye ucuz iş gücü oluşturmaya, kayıtsız işyeri açmaya ve mülk edinmeye başlamışlardır. Suriye iç savaşı sonrası gelen 10 milyon göçmen üzerine şimdi de Afgan göçmenler gelmeye başlamışlardır. Hiç bir plan yapılmadan, acil iktidar muhalefet, göç daireleri ve STKlar bu işe el atmaları gerekmektedir.

Yarın çok geç olmadan toplumsal farklılıkları ortada kaldırmanın tek yolu eğitimden geçer, önce toplanma alanları belirlenmeli suçlusu suçlu olmayanı ayrılmalı, ruhsatsız açılan bütün göçmen işyerleri kapatılmalı, ucuz göçmen iş gücü kullanan işyerleri çok ciddi cezalara çarptırılmalı bizler üç maymunu oynamaya devam edersek yarın çok geç olacak.