Kış boyu salgından, sosyal mesafeden, izolasyondan fenalık geldi. Haykırarak kendimizi sokaklara salacağımız günler ufukta! Gerçekçi midir bilemeyiz ama umut fakirin ekmeği şu sıralar.
Olağan şartlarda biz tatil moduna çoktan girmiştik Bodrum’da! Heyhat, bir korona belasıdır almış başını giderken, şimdilik uzun yaz gecelerinin, şeker mavisi gökyüzü altında mayışmanın hayalini kurabiliyoruz ancak… Elbet bir yolunu bulur, tatilimizi yaparız gibi geliyor ama söz büyüklerde şimdilik.
Peki “Haydi tatil zamanı” işareti geldiğinde ne yapacağız? Var mı bir planımız? Şöyle bir bakıyorum, “Bu yaz Bodrum’da nereye gidilir, ne yenir, ne içilir” sitelerinden ses seda çıkmıyor.
Hal böyleyken iş başa düştü, şu ölü toprağını memleketin üzerinden atıp, Bodrum hayalini kurdurmak bize kaldı.
Medyafaresi.com'da Bodrum günleri başlıyor, duyduk duymadık demeyin.
Şu sıralar açık mekan bulmanız imkansız olsa da gidişat gösteriyor ki yakın gelecekte yine bir aradayız dostlar!
O vakit, Bodrum’a geldiğinizde sudan çıkmış balık misali amaçsızca ortalıkta dolaşmak istemiyorsanız, bir rehbere ihtiyaç duyacaksınız, orası kesin. Bu yaz hangi mekanların trend olacağını kestirmek neredeyse imkansız, fakat ne tür bir tatil planlayabileceğiniz konusunda az çok fikrimiz var. Bodrum’u anlatmak bizden, yaşamak sizden!
Öncelikle bildiğiniz Bodrum’u aklınızdan çıkarıp, ileri bir tarihte yeniden kullanmak üzere şöyle bir kenara koyun. Bu yaz bu sahillerde aksiyon değil, sosyal mesafe var! Dolayısıyla hayalinizdeki beach club konseptinden derhal çıkıyorsunuz!
Müzik tamam, steril servis ekipmanlarıyla yediklerinize, içtiklerinize azami dikkat göstererek hizmet de alabilirsiniz fakat şezlonglar arası mesafeye dikkat! Beach club’larda özlediğiniz curcunalı kalabalıkları görmeyi umut etmeyin, hayal kırıklığı yaşarsınız.
Belki de plaja sıralı sistemle gireceğiz, kim bilir? “Aynı anda en fazla 15 kişiye hizmet verebiliyoruz!” farz-ı mahal!.. Hiç şaşırtmayacaktır bizi. İçinde bulunduğumuz şartlarda, normali budur çünkü. Öngörüme göre bu yaz Gümbet sahillerinde, otel plajları emrinize amade olacaktır. Bitez sahilinde de şezlong aralıklarına dikkat edilecek bir konsept hazırlanıyor bildiğim kadarıyla.
Aynı durum Ortakent Yahşi sahilde de mevcut. Tıkış tıkış kalabalıklar olmayacak, bu en güzel tarafı… Yalıkavak, Türkbükü’nde de sakin bir yaz bizi bekliyor. Magazin muhabirleri bu sezon en zor günlerini yaşayacaktır, çünkü çok büyük bir olasılıkla teknesini alan açıklara süzülüp gözden uzaklaşacak. Bu da ünlülere kıyağımız olsun..
Sırası gelmişken, mavi yolculuklar bu yazın trendi olacak. En steril, en güvenli ve en sağlıklı tatil seçimi! Bundan daha keyifli bir karantina düşünebiliyor musunuz? Turkuaz Gökova sularında, ayışığı altında uzun saatler, tertemiz deniz, enfes manzara ve sevdiğiniz birkaç kişi. Hayalimdeki Bodrum diyorsunuz değil mi?
Bodrum’da bazı mekanlar vardır ki, kış boyu hasretiyle yanıp tutuşursunuz, yaz geldiğinde ise ilk akşam soluğu orada alırsınız. Marina caddesi boyunca sıralanan mekanların durumunu merak ediyorsanız, mayıs sonu itibariyle kapılarını açacaklardır diye düşünüyorum. Mekanlarda mesafe kuralına dikkat etmek zorunlu! Dolayısıyla rezervasyonu şimdiden yaptırmak akıllıca olabilir.
Kahvaltı mekanları için de durum geçerli. Açık havada çok zorlayıcı tedbirler alınmayabilir, fakat gittiğiniz yerin ‘Covid-19 free’belgesi olup olmadığına bakmanızı tavsiye ederim.
Tabii ki, eğlence mekanlarını ve kulüpleri merak ediyorsunuz. Ne var ki bu yaz mekanların kapılarını açması ‘mucize’ olur diye düşünenlerin sayısı çok fazla… Zaten açılsa da insanların içinde o motivasyonun kaldığını pek sanmıyorum.
Aynı durum festivaller için de geçerli. Bodrum’un Antik Tiyatrosu bu yaz sessiz kalacak büyük bir olasılıkla. Konserler iptal, festivaller iptal… Belki açık havada bir iki etkinlik, son derece kontrollü bir şekilde düzenlenebilir. İhtimal dahilindedir, fakat netleşmiş bir durum yok şu an itibariyle.
Siz iyisi mi bu yaz Bodrum’un keşfedilmemiş sahillerine keşfe çıkın. Mazı’ya gidin, Karaova’nın tarlaları arasından geçin, Mumcular üreticisinin zeytinini, zeytinyağını, peynirini, peksimetini alın… Uzun zamandır hasret kaldığınız yerli üretim domatesin, biberin, hıyarın tadına bakın..
Karaova bağlarının arasına serpiştirilmiş mahzenleri dolaşın, tadım günleri yapın. Çökertme’ye inin, Kissebükü’ne açılın. Oralara gitmişken “Şeytan Deresi”nin yerini sorun, bakın bakalım bulabilecek misiniz? Leleg Yolu’na açılın, Pedasa’da yürüyüş ve piknik yapın. Kısacası hayalinizdeki Bodrum imajını bu yaz baştan yaratın.
Aylardır eve kapanan kalabalıklar için bu sezon şeker mavisi gökyüzü, sahiller ve uzun yürüyüşler yeterli olacaktır. Olsun da… Sağlığı yitirmeden, keyifli bir tatil sezonu geçirmek için elinizden gelen her tür önlemi alın. Ve lütfen kalabalıklara karışmayın.
Şimdilik kendinize çok iyi bakın.