Cezamız büyük

Söz konusu; Çocuklarımız ve gelecek...

Oya Ulaş Oya Ulaş

Maalesef çok acı, sıkıntılı, bir çok konuda telafisi imkansız günler yaşıyoruz.

Bir kabusun ortasında kalmış gibiyiz.

Bitmek bilmiyor, elden bir şey gelmiyor.

Senelerce bakmaya doyamadığımız cennet köşelerimiz yandı.

Anılarımız, geçmişimiz yandı.

Geleceğimiz yandı.

Kaç neslin hayalleri yandı.

Dün, bir arkadaşımın 10 yaşındaki kızı Annesine “Artık yangından bahsetmesek mi?” demiş. Arkadaşım, “Neden?” diye sorduğunda, “Ben göremeden en güzel yerler yok oldu, çok üzülüyorum” şeklinde bir cevap almış.

Söz konusu; Çocuklarımız ve gelecek.

Tamiri zor duygular.

Kirlenen düşünceler.

Yanan hayaller.

Harcanan nefesler.

Cezamız büyük. Yazık ettik. Hayallerini ve geleceklerini yaktık.

Orman yakanları, can yakanları, yürek yakanları görerek, hissederek, yaşayarak büyüyor çocuklar. Bilinçlerini de kirlettik.

Bizler gibi onların da ruhları paramparça.

Her gün kötü bir habere uyanıyorlar. Umudumu korumak, güzel şeyler de oluyor demek istiyorum ama gördüklerimiz elimizi, kolumuzu bağlıyor.

Utanıyorum böyle kızgın, ümitsiz ve çaresiz olmaktan. Bizler utanıyoruz da bazı yetişkinler utanmıyor. Neden oldukları bunca yıkımdan utanmıyor.

Bir hafta önce denize girdiğimiz koyların ağaçsız, hayvansız kalması, müdahaledeki eksiklik, saç yolduran, kan dolduran açıklamalar.

Cumhurbaşkanımız yangınların ilk çıktığı dönemde "THK'nın elinde uçak falan yok, uyduruyorlar" demişti.

Sonra, “Uçaklar, uçabilir durumda değil" dedi.

Tarım Bakanı " Ormanların korunması belediyelerin sorumluluğunda. O yüzden yanmalarına izin verdik" dedi.

“Yanmalarına izin verdik.”

Hakikaten taş olsa çatlar.

Oğlum dün, “Anne artık bakma haberlere, çok üzüldün, sonra hasta oluyorsun” dedi.

Üzüldüğüm, ciğerimin yangını, sadece ormanlar, yanan canlar değildi ki. Onların geleceği idi.

Eğitim yok, orman yok, deniz yok, en önemlisi artık umut yok.

Bazen düşünüyorum, belki de gökyüzü insanlardan bu kadar uzakta olduğu için güzeldir. Yoksa onu da kirletir, bozardık.

Bozuyoruz evet, öyle de güzel bozuyoruz ki hem de.

Sonra da “Güzel günler göreceğiz çocuklar” diyoruz umutla, heyecanla. Ama ne mavi bırakıyoruz, ne yeşil.

Hangi güzellikten bahsedelim onlara peki ? O güzelim saf, temiz yürekli çocuklara hiç bir güzellik bırakamadık ki. Bırakın bırakmayı mahvettiğimiz dünyayı, onların düzeltmesini bekliyoruz üstelik.

“Zor sınavlardan geçen çocuklar, güçlü karakterlere sahip olur” derler.

Ne yaşadığımız çok önemli elbet ama bundan sonra yapacaklarımız çok daha önemli.

Düşmek dikkatsizlikse, kalkmak çok daha önemli.