Bütün dünya mı hatalı, Erdoğan mı?

Son üç yılda ne oldu da her şey tersine döndü? Bunu Cumhurbaşkanının kendine ve danışmanlarına sorması lazım.

İsmail Küçükkaya İsmail Küçükkaya

Ne değişti?

Bir insan ya içine kapanır; adeta dünyaya küser. Herkesle kavga eder. Sanki herkes düşmanmış gibi davranır.

Ya da tersi... Dünyaya dost gözlerle bakar. Elbette tedbirlidir, uyanıktır ama yüreği güven duygusuyla doludur. Bu sağlıklıdır.

Devletler de böyledir. Dünyaya açık mı kapalı mı? Herkesle barışık mı kavgalı mı?

İnsan da devlet de bu zor dönemde, bu ağır koşullarda, dünyanın bu karmaşık günlerinde mümkün olduğunca dost edinmeli, düşmanlıklardan sakınmalıdır. Bunun da tek yolu vardır. Güvenilir olmak. Güven vermek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de görev yapan yabancı ülke konsoloslarına sert tepki gösterdi. Can Dündar/Erdem Gül davasını izlediler diye çok sert eleştiriler yöneltti.

Yanlış.

Dünya artık küresel bir köy. Herkes ve her şey birbirine bağlı. İran nasıl da dünyaya açılıyor baksanıza. 28 ülkeyle aynı anda vizeleri kaldırıyor.

Bakın bu hafta Cumhurbaşkanı ABD'ye gidiyor. İyi yapıyor. Umalım ki; en üst düzeyde ağırlansın, göğsümüzü kabartsın.

Her ülke artık birbirinin demokrasi standardını takip ediyor, önemsiyor. İnsan hakları zayıfsa, basın özgürlüğü daralıyorsa, hukukun üstünlüğü yoksa ne turist gidiyor, ne de kalıcı yabancı yatırım.

Hatırlar mısınız, Erdoğan ilk çıkışında ABD ve AB'de kahraman gibi karşılanıyordu. Müslüman bir demokrasi için umut olarak görülüyordu. Açıkça desteklediler kendisini. O da her fırsatta Avrupa'ya, Amerika’ya gidiyordu. Ve o dönemde bütün dünya basını övgüyle bahsediyordu kendisinden. Ve ülkemizden.

Bizim liberal kesim de yere göğe sığdıramıyordu kendisini.

Son üç yılda ne oldu da her şey tersine döndü? Bunu Cumhurbaşkanının kendine ve danışmanlarına sorması lazım.

Kim değişti? Ne değişti?

Ya herkes hatalı; ya da Erdoğan ve politikaları.

Ben olsam Abdullah Gül'e de bunu sorardım. “Ne oldu?” diye. Samimiyetle konuşur, dikkatle dinlerdim.

Sonra düşünürdüm. O yabancı ülke konsolosları, Erdoğan hapse mahkum edildiğinde Erdoğan'a da destek vermişlerdi. Ziyaret etmişlerdi. Nitekim Erdoğan'ın siyasi hayatının değişmesinde dışarıdaki o hava, dış basın desteği ve yaşadığı mağduriyet çok belirleyici olmuştu.

Şimdi soralım; bir insan ve ülke için hangisi doğrudur: Dünyaya dost gözlerle bakmak mı düşman gözlerle bakmak mı?

Ve sorgulayalım:

Sahi ne değişti?