Adamlar ne ister, kadınlar ne diler?

Kısacası Pembe gözlüklerle mi bakmayı tercih ediyoruz bir çoğumuz?

İrem Moralı İrem Moralı

Saat; sabah 05:30..

Yazdan kalma uyku düzeni bozukluğu hala söz konusu. Madem öyle,köşe yazımı yazayım dedim bende.

2014 senesinden beri yazdığım ama bir türlü gereken düzenlemeleri yapamadığım,ilavelerim,eksiltmelerim olması gereken kitabıma baktım yazımı yazmadan evvel. Gerçekten de ilavelerim, kitapta çıkartacaklarımdan hayli fazla. O yüzden haftaiçi iyice konsantre olup artık start vereceğim.

Şu 4,5 sene içinde ne çok şey değişmiş hayatımda diye düşünürken, açıkcası yaşadığım veya duyduğum şeylere “ aa artık hiç birşeye şaşırmayacağım ben” desem de, her defasında yine ağzım bir karış açık kalıyor. İnanın bu yaz sezonundaki şoklarım,geçen senelere bin basardı. Sanırım kitabım ağırlıkta 2019 yaz sezonundan ibaret olacak.

Bugün çok güzel bir aşk filmini yıllar sonra yeniden izledim.

Ben Affleck’in “erkekler ne ister? kadınlar ne anlar?” filmin ismi..

Bittikten sonra oturdum düşündüm.

Gerçekten de erkekler ne ister? Ve biz kadınlar erkeklerin yaydığı sinyallerini kendimiz nasıl anlamak istiyorsak acaba öyle mi anlıyoruz?

Kısacası Pembe gözlüklerle mi bakmayı tercih ediyoruz bir çoğumuz?

Sonra kendimi düşündüm?

Ben bir erkekten ne istiyorum? diye…

Açıkcası ben, kendi adıma en önce “huzur” istiyorum. Sahip çıkılmaya ihtiyacı olmayan bir kadın olmama rağmen, evet sahip çıkıldığımı bilmek istiyorum.

Ben,güçlü bir kadın olduğumun gerçeğinden yola çıkarak; karşımdaki adamın benden de daha güçlü olmasını istiyorum. Artık seneler içinde son derece özgürlüğüme düşkün olduğum için, tek başıma ayakta durabildiğim için olsa gerek, adamımın benden daha güçlü olmasını isterken, ona saygı duyabilmeyi gönülden diliyorum. Çekinmeliyim ben sevgilimden. Mesela; benim adımla yapılmasın bir yerin rezervasyonu… Onun adıyla yapılsın ki ben adamımın yanında salına salına girebileyim mekandan içeri.

O benim adımla var olmasın.

Ezilecek adama saygı duyma ihtimalim olacağını zannetmiyorum çünkü.

Zaten belli bir yaştan sonra insan,dediğim gibi herşeyden evvel “huzur” istiyor,bir “yol arkadaşı” istiyor hayatında.

Artık düzgün ilişki öyle zor ki… Aynı frekansı yakalamak da öyle.

Ne adamlar biliyorum ben,hergün karısıyla Instagram’da “canım karım,aşkım,böceğim,papatyam” diye hikayeler atan.

ama geceleri, yakaladıklarını asla affetmeyen.

Veya ne evlilikler biliyorum ki ben, “evli,mutlu,çocuklu” statüsü ellerinden gittiğinde,zannediyorlar ki kimse onlara saygı duymayacak. İşte bu yüzden de, aldatılmayı gayet güzel sindirerek,işin show kısmına gelince de magazin dergilerinin en cicili sayfalarında elele poz verebiliyorlar.

Ama bu arada zannetmeyin ki biz izleyiciler bu şekilde daha fazla saygı duyuyoruz onlara…

Aksine,tam da tersi oluyor. Onurun,gururun yanından geçmemiş böylesi karakterlerin arkasından ne acıdır ki sadece gülüyoruz.

Açıkcası ben artık çevremde gerçekte “kim mutlu?” bilemiyorum. “Aaa ne şekerler” diyorum.. 2 gün sonra kadını başkasıyla öpüşürken görebiliyorum.

“aaa nasıl tatlı bir çift olmuş bunlar maşallah” diyorum. Adamın sevgilisini karısıyla da arkadaş ettiğini,kadının birşeyden haberi olmadan,diğer kadınla kanka olduğunu öğreniyorum. Hatta hikayelerini gördükçe ben deliriyorum!..

Bir de bunların bir çoğu “artık sende evlensene” diyorlar.

Şaka mısınız acaba? Sizler gibi evli olmaktansa ömür boyu bekar kalmayı tercih ederim zaten ben.

Yaşı kaç olursa olsun,erkeklerin “günü birlik ilişkiler” tercih ettiği yol var Dünyamızda.

Hoş, bu arada bir kadın istemezse de zaten hiç birşeyin yaşanmayacağı gerçeğini de asla unutmamalıyız. Ama zannetmiyorum ki kadınlar,erkekler gibi günü birlik ilişki tercih ediyor olsunlar. Çünkü biz kadınlar,(genellikle) işe duygusal boyuttan bakarız,biz kadınlar; “inanmak” isteriz. Biz kadınlar,omuz isteriz.. Biz kadınlar “sevilmeyi” isteriz.

Bir kadın belki ömrü boyunca defalarca bir adam tarafından incinebilir. Çünkü hassas yaratıklarız çoğumuz. Çok defa göz yaşı dökebiliriz yaşadığımız hayal kırıklıklarına. Sonra zamanla güçleniriz bir kadınlar. Yaralarımız kabuk tutar, geçer.. 7 kere düşeriz 8 kere kalkmayı öğreniriz.

Sonra birgün gelir ve bir adam görürüz ağlarken… Bu kez bir kadındır onu ağlatan. Bu kadın, duygularını artık yitirmiş,belki de hatta erkek gibi duygusuz olmuş,yalanlara tok,iltifatlara kahkaha atan,gerçek Dünyaya malesef ayak uydurmak zorunda kalmış bir kadındır.

Siz ve sizin gibi adamların eseridir bu kadın, bu gibi kadınlar…

Şimdi ağlayın… Birazda siz ağlayın. Geçmişinizdeki tüm kadınların ahıyla ağlayın demek geliyor içimden…

Sevgiler, aşk dolu haftalar

@Twitt_perisi