Abone Ol

Yeni Şafak yazarı: Ofisine bir Erdoğan, bir Abdülhamid Han tablosu koyan ihaleyi alıp yürüyor

Erdoğan’ın “metal yorgunluğu” çıkışını başlıktaki örneği vererek AKP’li isimlere soran Merve Şebnem Oruç, “Bazısı utanıp susuyor, bazısı hışımla gidiyor” dedi.

Ofisine bir Erdoğan, bir Abdülhamid Han tablosu koyan ihaleyi alıp yürüyor

İktidara yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı Merve Şebnem Oruç, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sık sık dile getirdiği “metal yorgunluğu” uyarısını köşesine taşıdı. Erdoğan'ın neyi kastettiğini karşılaştığı tüm AKP'lilere sorduğunu ancak isabetli cevaplar alamadığını ifade eden Oruç “Erdoğan'ın davası mı, Erdoğancılık mı?” başlıklı dünkü yazısında şu görüşleri paylaştı:

Erdoğan başka ne diyor: “Manşetlerle çarpışa çarpışa ülkemize, partimize kurulan tuzakları boza boza buraya ulaştık. Halkımızla bağımızı hiç koparmadık. Bu süreçte nefesi kesilenler, makam mevki sarhoşluğuna kendini kaptıranlar oldu. Bugün onların hiçbiri aramızda yok. Bir şekilde kendilerini gizleyerek etrafta dolaşanlar varsa onların da hesaplarının görüleceği gün yakındır.”

“TATMİN EDİCİ CEVAP GELMİYOR”

Yine soruyorum Ak Partililere: “Kim bu makam mevki sarhoşluğuna kapılanlar?” Tatmin edici bir cevap gelmiyor. “Peki” diyorum, “Cumhurbaşkanı ‘Onlar bugün aramızda yok. Kendilerini gizleyenlerin de hesaplarının görüleceği gün yakındır' diyor. Gerçekten aranızdan ayrıldılar mı? Öyleyse niye Ak Parti'ye oy verenler isim bile vererek bazılarından şikayet ediyor? Onlar ‘kendilerini gizleyerek etrafta dolaşanlar'sa hesaplarını görecek misiniz?” Cevap geliyor: “Tabii ki. Elbette.”

“ZOR GÜNDE ORTALIKTA YOKLAR”

“E, peki” diye devam ediyorum, “Nasıl olacak bu? Zor günde ortalıkta görünmeyenler kutlamalarda birbirini ezerek öne geçiyor. Milyonluk ofislerinde pahalı ahşap masalarının arkasına bir Erdoğan, bir Abdülhamid Han tablosu koyan, son model arabasının anahtarlığına Ak Parti amblemi yerleştiren ihalesini alıp yürüyor. Sizin okul arkadaşınız Ali hiçbir vasfı olmadığı halde şimdi şurada, akrabanız Veli şimdi burada değil mi?” Bazısı utanıp susuyor, bazısı hışımla kalkıp gidiyor, bazısı yüzsüzce şakaya vuruyor.