Abone Ol

Tutuklu gazeteci Kadri Gürsel’in eşi: Ben affetsem, tarih affetmez

Tutuklu gazeteci Kadri Gürsel’in eşi Nazire Gürsel, ‘Modern Nazi hapishanesi’ dediği cezaevi koşullarını ortaçağ dönemine benzeterek, “Bu koşullarda dünyanın en entelektüel insanlarını tutuyorsunuz, ben affetsem, tarih affetmez” dedi.

Kadri Gürsel’in eşi: Ben affetsem, tarih affetmez

Deutsche Welle Türkçe’den Gezal Acer’e konuşan Gürsel, eşiyle haftada bir gün kapalı görüşte bir araya gelebildiklerini söyledi.

Yasaya göre ayda bir açık görüş olduğunu ancak bu haklarının gasp edilerek iki ayda bir açık görüş yapıldığını ifade eden Gürsel, 10 yaşındaki çocuğunun, şimdiye dek babasını üç kere gördüğünü söyledi.

“Biz bu olayı bir aile faciası şeklinde yaşıyoruz” diyen Gürsel, 201 gündür tutuklu bulunan eşinin altı ay iddianame beklediğini, ilk duruşmanın da iki buçuk ay sonra olduğunu kaydetti.

‘FETÖ’yle hiçbir bağlarının bulunmadığını ifade eden Gürsel, “Bizim kariyerimiz belli, hiçbir bağlantımız yok, her şeyi kendimiz olarak yaptık. Çevremizde herkes gülüp geçiyor. Türkiye’de bu bir alay konusu, yurtdışında da Türkiye’yi küçük düşüren bir iddiaya dönüştü” dedi.

‘Destek görüyoruz’
‘Cumhuriyet tutukluları’nın eşleriyle dayanışma içinde olduklarını anlatan Gürsel, yurt içi ve dışından destek gördüklerini kaydetti.

Gürsel, “Oğlumu bile durdurup, ‘Senin baban bir demokrasi kahramanı’ diyorlar. Hiçbir olumsuz tepkiyle karşılaşmadık” dedi.

Türkiye’de gazetecilik yapmak
Gürsel, darbe girişiminin ardından bazı gazetecilerin Türkiye’den ayrıldığının hatırlatılması üzerine, “Çok acı bir tercih ama nasıl eleştirebiliriz ki insanları?” dedi.

Türkiye’de gazetecilik yapmanın neredeyse imkânsız hale geldiğini aktaran Gürsel, “Gazetecilik yapıyorsanız Türkiye’de eğer, bir sabah gözaltına alınabilirsiniz çok yüksek bir ihtimalde, gözaltına alındığınızda, tutuklanacağınız garanti demektir. Tutuklandığınızda ise aylarca içeride iddianamesiz, hakim karşısına çıkarılmadan tutulacağınız yargısız bir infaza maruz kalacağınız garantidir” diye konuştu.

Nazire Gürsel, “Kadri Gürsel cezaevinde olmasaydı, mevcut koşullar altında siz de yurtdışına gider miydiniz?” sorusuna da “Bu yönde daha önce de çok teklifler geldi. Düşünmedik, bundan sonrası için de düşünmüyoruz” yanıtını verdi.

OHAL kısıtlamaları
Avukatların tutuklularla gardiyan eşliğinde haftada bir saat görüşebildiklerini, bunun da yasalara aykırı olduğunu söyleyen Gürsel, OHAL koşullarını anlattı: “Bütün haklarımız gasp edildiği gibi tutukluların savunma hakkı da gasp edilmiş durumda. OHAL öncesi bir tutuklunun avukatlarla sınırsız görüşme hakkı vardı. Savunmayı hazırlamak için bir saat yetmiyor. Yeni bir gelişme olduğunda, ulaşma imkanımız yok. Telefonda bilgi aktarmıyorlar.”

‘Ben affetsem, tarih affetmez’
Gürsel, eşi Kadri Gürsel’in cezaevi koşullarından da bahsetti: “Hepsi üçer kişi kalıyorlar. Tam bir tecritteler. Oraya ben ‘Modern bir Nazi hapishanesi’ diyorum, kimse kusura bakmasın. Çünkü tecridi bir işkence yöntemi olarak kullanıyorlar. Cumhuriyet olayı ilk bir iki ayda bitseydi, ben buna ‘Haksız hukuksuz bir eylem’ derdim. Ama bugün artık tarihe kayıt düşüldü. Bu kadar uzun bir tutukluluğun önceden planlanmış olduğunu düşünüyorum. Yemek bile ortak alanda değil. Gardiyanlar yemeği alttan bir delikten veriyorlar. Ortaçağ gibi. Bu koşullarda dünyanın en entelektüel insanlarını tutuyorsunuz, ben affetsem, tarih affetmez.”

Cumhuriyet’in başına gelmeyen kalmadı!

Son olarak gazetenin muhabiri Ahmet Şık, ‘terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Cumhuriyet soruşturması sonunda hazırlanan iddianamede, gazetenin son üç yılda 90 yıllık geçmişinin ve kuruluş felsefesinin tam aksi yönde değişime uğradığı öne sürülmüştü.

İddianamede, Can Dündar’ın genel yayın yönetmenliğine getirilmesinin ardından gazetenin ‘FETÖ/PDY’, PKK/KCK ve DHKP-C lehine çalışan bir yayın organına dönüştüğü savunulmuş, gazetecilerin ‘FETÖ’nün mesajlaşma programı olduğu öne sürülen ‘ByLock’ kullanıcılarıyla görüştüğü iddiaları yer almıştı.

İddianamenin çıkmasının ardından gazetenin muhasebecisi Emre İper de tutuklanmıştı.

Son olarak da gazetenin internet sitesinin genel yayın yönetmeni Oğuz Güven, Denizli’de başsavcı Mustafa Alper’in ölümüyle ilgili bir haberin başlığı nedeniyle ‘örgüt propagandası’ iddiasıyla tutuklanmıştı.

Gürsel, bugün itibariyle 201 gündür tutuklu. İlk duruşma 24 Temmuz’da.