Atlantik Konseyi (AC) Avrupa üyesi ve Oxford Üniversitesi'nden misafir araştırmacı Dimitar Bechev'e göre; büyük güçler arasında denge politikası yürüten Türkiye, bugün büyük bir seçimle karşı karşıya.
Bechev'e göre, "Türkiye iki sandalyede birden oturuyor; Rusya ile jeopolitik iş birliği yürütüyor ve çıkarları örtüştüğünde ise yeniden ABD'ye dönüyor..."
ABD CEPHESİNDEN TÜRKİYE
Erdoğan'ın bu ilişki düzeyine büyük ölçüde, Trump'ın iktidar döneminde ulaştığının altını çizen Bechev'e göre, "O vakit Türkiye henüz, Rus S-400 füzelerini satın alması nedeniyle büyük yaptırımlara maruz kalmamış ve F-35 programında da çıkarılmamıştı (...) Ancak sonrasında durum değişti. Bugün, Biden yönetimindeki ABD, Türkiye'ye, kendi ektiğini biçtiriyor ve son derece pragmatik bir yaklaşım sergiliyor..."
Bechev'e göre, "İki NATO müttefiki, Türkiye ve ABD arasındaki ilişkinin zaman içinde "alımsatımsal bir çıkar ortaklığına" dönüştüğü gözlemleniyor (...) Görünüşe göre, Putin dahil pek çok dünya liderini arayan, ancak Erdoğan ile henüz irtibat kurmamış olan Biden yönetimi artık sadece ihtiyaç hissetmesi halinde Türkiye'ye ulaşacak..."
RUSYA CEPHESİNDEN TÜRKİYE
Türkiye-ABD ile ilişkilerin yeniden eski seyrine dönmesinin bugün pek mümkün olmadığını vurgulayan Bechev, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Erdoğan'ın Rusya'ya yakın durmaktan başka seçeneği yok. Kremlin bu nedenle Türkiye’nin Batı’ya yönelik uvertürlerine veya eski Sovyet ülkelerinde yürüttüğü siyasete aşırı tepki vermiyor. Bu arada Ankara, iki ülke arasında son on yılda oluşturulan "işbirliğine dayalı rekabet" içinde zayıf olan taraf olmaya devam ediyor..."
"TÜRKİYE RUSLARLA, BATI ADINA TEMAS YÜRÜTÜYOR"
"Türkiye'nin bugün Ruslarla Batı adına temas yürüttüğünü"savunan Bechev, sözlerini şöyle noktalıyor:
"Rusya, özellikle Suriye'de avantajlı konumda. Erdoğan'ın, Moskova'yı düşmanlaştırmak pahasına, Dağlık Karabağ'da oynadığı türden bir kumarı Suriye'de oynaması pek olası değil. Erdoğan, Zelensky zirvesini de bu şekilde okumak gerek..."