Abone Ol

Serpil Yılmaz’ın yazısındaki Simit Sarayı detayları

Sözcü Gazetesi yazarı Serpil Yılmaz üç gün önceki yazısında Simit Sarayı'nın durumu ile Ziraat GSYO'nun ilgilendiğini kaleme almıştı. Ziraat Finans Grubu'na ait Ziraat GSYO ekonomik olarak zor durumda olan Simit Sarayı'nın yüzde 51'ini satın almak için Rekabet Kurulu'na başvurdu.

Serpil Yılmaz’ın yazısındaki Simit Sarayı detayları

Serpil Yılmaz yazısında, "Simit Sarayı dosyası; 2018 yılında kurulan Ziraat Girişim Sermaye Yatırım Ortaklığı'nın (GSYO) gündemine sokulmaya çalışılıyor: Burası net! Yüzde 100'ü Ziraat Bankası'na ait GSYO'nun 500 milyon dolar kredi borcunu üstlenmesi akıl alacak iş değil. Ziraat bir kamu bankası, halka hesap verecek!" ifadesini kullanmıştı.

İşte Yılmaz’ın 10 Aralık tarihinde Sözcü Gazetesi’nde yayımlanan Patron da simit parasıyla “geçinemiyor” başlıklı yazısının ilgili bölümü:

Türkiye’de ve dünyanın 25 ülkesinde mağaza açan Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu’nun “başarı öyküsü” malum…

Kavukcu yine dört ayağının üzerine düşebilir. Grubun ağırlığı Denizbank’ta olmak üzere bankalara toplam kredi borcunun 500 milyon dolara ulaştığı söyleniyor. Büyük para. Ne simit satarak bu kadar borç yapılır, ne de simit dükkanına bu kadar kredi açılır. Bu kadar para ancak altına özel jet çekersen, sağa sola aldığın banka kredisiyle “bonkörlük” yapmak zorunda kalırsan lazım olur!

“Gayrimenkullerin değeri, kredileri karşılar” diye düşünürseniz zor. Çoğu kira. Londra’daki şubelerin gayrimenkulü kime aitmiş; bir anlatan çıkar elbet! Simit Sarayı’nı kredi yükünden kurtaracak formül aranıyormuş.

Simit Sarayı dosyası; 2018 yılında kurulan Ziraat Girişim Sermaye Yatırım Ortaklığı’nın (GSYO) gündemine sokulmaya çalışılıyor: Burası net!

Yüzde 100’ü Ziraat Bankası’na ait GSYO’nun 500 milyon dolar kredi borcunu üstlenmesi akıl alacak iş değil. Ziraat bir kamu bankası, halka hesap verecek!

2017 Temmuz’unda Simit Sarayı’nın yüzde 10’u Suudi Fawaz Alhokair Grup’a satılmıştı. Kavukcu’nun rotayı 400 milyon doların üzerinde halka arz için Londra Borsası’na çevirdiği konuşuluyordu.

“Global açılıma 2012 yılında başladık” diyen Kavukcu, 2019 Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde yurtdışına açılma hikayesini şöyle anlatıyor: “Medine’den sonra Hollanda’da mağaza açtık. Londra’da 22 mağazamız oldu. 85 mağazası olan bir zincirle görüşüyoruz. Dünyada iki ülkeye daha giriyoruz. Kenya’da da şube açıyoruz bu sene. 2019 yılında tamamen Uzakdoğu pazarına yöneleceğiz. 1.5 liraya simit satarak bu ciroları yapıyoruz. Dünyada 10 markadan biri olacağımızın sözünü veriyoruz.”

Ekonomi Bakanlığı, 2006’dan beri Türk markalarını desteklemek için, yurtdışında açtıkları mağazalara yüzde 50 kira desteği veriyor. Kavukcu, aynı konuşmasında “Turquality’nin bize yıllık desteği 16 milyon lira. Sadece Leicester Square’de açtığımız mağazanın yıllık kirası 20 milyon lira” diyor. Yurtdışında açtıkları onlarca mağazanın kira bedelinin yüzde 50’si nasıl 16 milyon lirada kalıyor, pek anlamadım…

Kavukcu, Amerika’daki mağaza sayısının da 500’e ulaşacağını müjdeliyordu. Mağaza rakamları hedeflerinde geometrik artışlar dikkatinizden kaçmıyordur.

Sözcü