1989-1994 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Prof. Dr. Nurettin Sözen Gazete Damga'ya konuştu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun çalışmalarını ve kendi dönemini değerlendiren Sözen çok tartışılacak açıklamalarda bulundu.
İte Söze'in o açıklamaları:
"İBB'nin hizmetlerinin tamamını başarılı buluyorum diyemem" ifadelerini kullanan Sözen, "Ama korona konusunda yaptıklarını çok başarılı buluyorum. Sayın İmamoğlu'nun ortaya attığı 5 bin yeni taksi girişimi çok büyük bir reformdur. Bu çok büyük bir olaydır. Belediye Başkanı'na sıkıntı verir ama doğrudur. Türkiye'de bildim bileli bu plaka sorunu çözülememiştir. Belediyenin işe el atmasını önemli buluyorum" açıklamasını yaptı.
Haliç'i biz temizledik
Son günlerde çok tartışılan Haliç konusuna da değinen Sözen, selefi Bedrettin Dalan'ın, "Haliçe bakınca gözlerimin rengini göreceksiniz" sözünü değerlendirdi. Dalan'ın söznün 'tamamen abartı' olduğunu didle getiren Sözen, "Dalan zamanında Haliç'e verilen bir su vardı, kirletmemesi için durdurduk. Haliç'in kenarına biyolojik arıtma tesis yaptık. Haliç yıllarca dolmuş.
Biz bu sorunu üniversiteler ile birlikte çözmeye çalıştık. Dalan bu sözüyle bunu hedef olarak göstermiş olabilir ama o gerçekleştirmedi. Biz gerçekleştirdik. Dolayısıyla bizim zamanımızdan sonra Haliç kirlenmiyor. Kazınması ya da taranmasına bilim adamları belli bir metreye kadar müsaade ettiler. 25 metreye kadar taranmasını istediler. Bunun altında sıkışmış balçıkın temizlenmemesini istediler" ifadelerini kullandı.
Ekrem Bey'le görüşemiyorum
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kendisinden istifade edip etmediğinin sorulması üzerine, "Ben 66 yıllık partiliyim. Şu anda Türkiye'de yöneticilik yapmış olanların arasında Öymen'lerin haricinde en eski benim. Partimi de seviyorum. Hiçbir şekilde bir yere gitmeyi düşünmmedim" cevabını veren Nurettin Sözen, "Dolayısıyla partimin adayının kazanması için dua ettim. Ben inanmış bir insanım.
Kazandığı için de şükrettim. Konumum bu. Tabiki önerilem eleştirilerim var. Önerilerimi istediğim gibi iletemiyorum. Ekrem Bey'le konuşmaya tartışmaya fırsat bulamıyorum. Size anlattıklarımın daha fazlasını kendisine anlatmaya hazırım. Çünkü İmamoğlu'nun başarılı olmasını çok istiyorum" dedi.
İmamoğlu'nun en çok sosyal projelerini sevdiğini dile getiren Sözen, "Sosyal projelerini çok beğeniyorum. Askıda fatur projesi çok iyiydi" yorumunu yaptı.
Belediye Başkanlığı ölçü değil
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'la, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mukayese edilmesine de karşı çıkan Sözen, "Mansur Yavaş'la Ekrem İmamoğlu'nun yarıştırılması sosyal medyanın gündemi. Bu arada Belediye Başkanlığında gösterilen başarı bir başka yere ölçü olmaz. Elma ile armudun karşılaştırılması gibi olur. Belediye başkanlığı başka bir şey. İyi belediye başkanlığı yapan iyi milletvekilliği yapamayabilir. Çünkü ben ikisini de yaptım" tespitini yaptı.
Karayalçın'ı desteklemedim
1994 yerel seçimlerinde neden aday olmadığını da ilk kez Damga'ya açıklayan Nurettin Sözen, "O süreçte SHP'de Genel Başkanlık yarışı vardı. Sayın Mrat Karayalçın ile Aydın Güven Gürkan yarışıyordu. Ben Aydın Güven Gürkan'ı destekledim. Murat Karayalçın Genel Başkan seçilince beni aday yapmayacaktı. Karayalçın seçildi ve ben de aday olmadım.
Yine o süreçte adaylık için sayın Zülfü Livaneli'nin adı geçiyordu. Livaneli bana geldi, kendisinin belediyeci olmadığını ve adaylığı düşünmediğini söyledi. Fakat bir hafta sonra aday olduğunu açıkladı. Ayrıca Fransız bir araştırma şirketi benim aday olmam durumunda seçimi kazanacağımı yaptığı anketle ortaya koymuştu" açıklamasında bulundu.
İlk metro inşaatını Sözen başlattı
CHP Gençlik Kolları ve Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı gibi derneklerde siyasal eylemlere katılan Nurettin Sözen, 1989 yerel seçimlerinde Sosyaldemokrat Halkçı Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi. Belediye Başkanlığı döneminde "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yangından Korunma Yönetmeliği"nin hazırlanması ve yürürlüğe girmesinde öncülük ederek yangın güvenlik önlemlerini kapsayan hususları geniş çapta ele alan ilk düzenlemeyi hayata geçirdi.
1992 yılının eylül ayında İstanbul Metrosu'nun (Taksim-4. Levent) inşaatı başladı, İstiklal Caddesi yayalaştırılarak 1961'de seferlerine son verilmiş olan nostaljik tramvaylar tekrar hizmete girdi, 1992'de Topkapı-Sirkeci arasında hızlı tramvay (T1 hattı) seferleri başlatıldı. 1994 yerel seçimleri'nde tekrar aday olmadı. 2002 yılında CHP Sivas Milletvekili seçildi.
Peynir keser gibi kestim
İBB eski Başkanı Nurettin Sözen, Metro, Marmaray, Melen Barajı, doğalgaz, Çamlıca Kulesi ve çöp depolama tesisleri gibi çok sayıda yatırımın projesini kendisinin yaptığını söyledi. "Taksim'deki Park Oteli simgesel olarak peynir keser gibi 15 katını kestim. Törenle traşladık. Niye tören yaptık?
Böyle kent suçları bir daha işlemesin diye yaptık" diyen Sözen, "Haliç'i temizlemek için İBB Meclisi'nde bir hafta bilimsel toplantı düzenledik. Uzmanları topladık. Zamanla kirlenmişti. Tarama imkanı yoktu. Dip taraması yapılsa tabanda kayma riski vardı. Biz Haliç'in kuzey kolektörünü tamamladık. Güney zaten tamamlanmıştı. Kolektörler tamamlanınca Haliç'te kirlilik durdu. Engel olan Galata Köprüsü'nü hocaların uygun gördüğü yere taşıdık" dedi.
ÇÖPE BİZ TARİHİ BİR ÇÖZÜM ÜRETTİK
Göreve geldikten sonra İstanbul'un çöp sorununa çözüm bılmaya çalıştığını dile getiren Sözen, "Avrupa yakasında ve Anadolu yakasındaki katı atık depolama merkezlerini tespit ettik. Geri dönüşüm ve depolama alanlarının planlaması yapıldı. Çöp taşıyan 50 tonluk 50 adet kamyon aldık.
Bu projenin yüzde 90'ı bitmişti. Türkiye'de ilk defa bizim dönemimizde hastane çöpleri ayrı toplanmaya başlandı. Çöpe biz tarihi bir çözüm ürettik. Sonuçta çok güzel iftihar edeceğim bir şey çıktı ortaya. Hala kullanılıyor. Biyolojik arıtması olan, geri dönüşümü olan, metan gazını ayıran bir proje yapmışız" diye konuştu.
Türkiye'de yapılmış en büyük toplu sözleşmeyi kendisinin yaptığını hatırlatan Sözen, "Refah payı yüzde 10'du. 80'li yıllardan itibaren yapılmayan toplu sözleşmelerden doğan hakları da geriye dönük olarak ödedim. Böyle bir toplu sözleşme yapan yönetici grev olur da engeller mi? Maalesef çöpte grev yaptılar.
Bazıları sendikalara kızdı ‘o toplu sözleşmelere rağmen nasıl greve çıktınız' diye. Ben kızmadım. Grev en doğal haklarıydı. Sendikasız toplu sözleşmesi grevsiz bir düzende pırıl pırıl bir kentte yaşamaktansa sendikası olan grev yapılabilen bir ortamda çöp yığınları olmasını normal karşılarım. Demokrasiye inanıyorsanız sendika ve grev olacaktır" ifadelerini kullandı.