Abone Ol

Muharrem İnce'den Ali Erbaş'a: Adam Bile Değil

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Dİyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında, "30 Ağustos’ta camide, bu ülkenin kurtarıcısına, kurucusuna bir Fatiha’yı çok gören adam, adam bile değildir benim gözümde" dedi.

Muharrem İnce'den Ali Erbaş'a: Adam Bile Değil

Partisinin 1. Olağan Kurultayı'nda konuşan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, son dönemdeki açıklamalarıyla tepki çeken Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a yüklendi.

Sözcü'den Batuhan Serim'in aktardıklarına göre, İnce'nin açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“DİNDAR GEÇİNEN VE DİNDEN GEÇİNENLERLE DERDİMİZ VAR”

*Bir sözde din adamı, yakasında bir tek iktidarın rozeti eksik, her gün meydanlarda fetva veriyor.

* Karidesi konuşuyor, kalamarı konuşuyor, günaydını konuşuyor ama yurtlarda tecavüze uğrayan çocukları konuşmuyor. Haramı konuşmuyor. Muhalefet de seyrediyor.

* Kompleks içerisinde. Niye seyrediyor? Ona laf ederse dindarları kızdırırmış…

* Dindarlarla bir derdimiz yok. Dindar geçinenler ve dinden geçinenlerle derdimiz var bizim. Hiçbir kompleksimiz yok.

“SANA SORACAK HALİMİZ YOK”

*Sen ‘günaydın' denmesine laf ediyorsun. Sen Tayyip Erdoğan'ın Şeyhülislam'ı mısın, Diyanet İşleri Başkanı mısın? ‘Selamın Aleyküm' de bizimdir, ‘Günaydın' da bizimdir.

* Fatih Sultan Mehmet de bizimdir, Atatürk de bizimdir. ‘Günaydın' mı diyeceğiz, ‘Selamın Aleyküm' mü diyeceğiz, sana soracak halimiz yok. İşine bak, önüne bak.

* Git, yurtlarda çocuklara yapılan tacizleri, tecavüzleri, haramı, helali anlat yüreğin varsa.

“DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ADAM BİLE DEĞİLDİR BENİM GÖZÜMDE”

*Diyanet İşleri Başkanı… Baştan sona yanlış. Sanki matah biriymiş gibi bir de görev süresini uzattılar.

* 30 Ağustos'ta camide, bu ülkenin kurtarıcısına, kurucusuna bir Fatiha'yı çok gören adam, adam bile değildir benim gözümde.

* Adil Öksüz'ün doktora tezinde imzası olandan başka ne beklerdim ki… Bu kutuplaşmayı birlikte yok edeceğiz.

“TÜRKİYE'Yİ YÖNETMEYE TALİBİZ”

*Böyle bir ortamda muhalefetin insanlara vaadi de şu: ‘Biz gücümüze güvenmiyoruz, tek başımıza bir şey yapamayız, yenemeyiz bu Erdoğan'ı. Hep beraber bir araya geleceğiz de, adayımız kim olacak ona karar veremiyoruz.

* Bir de biz size geçici bir dönem vaat ediyoruz, 2 yıl sonra sizi tekrar seçime götüreceğiz.' Allah aşkına böyle bir vaat olur mu? Bu nasıl bir siyaset anlayışıdır?

* Ben Memleket Partisi'nin seçim vaadini açıklıyorum: Biz yüzde 50 + 1 almaya, Türkiye'yi yönetmeye talibiz.

“AÇIKLIYORUM: ADAY ADAYIYIM”

*10 seçim beklemek yok. Başka aday aramak da yok. Genel Başkan, Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor.

* İstiyor muyum? Evet istiyorum. Açıklıyorum; aday adayıyım. Ama sandığı koyacağız önünüze, bütün üyelerin önüne sandığı koyacağız.

* Belki bir başka vatan evladı da çıkar, ‘Ben de adayım' der. Üyeler karar verecek buna.

* Önce partide demokrasi, sonra Türkiye'de demokrasi. Partide demokrasisi olmayanların Türkiye'ye demokrasi vaat etme hakları yoktur.

“BİN SENE DAHA BİR ATATÜRK BEKLERSİNİZ”

*1930'larda İngiltere'de kadınlar yürüyüş yapıyor, ‘Biz Türk kadını kadar değerli değil miyiz?' diye pankart açıyorlar.

* Kadın arkadaşlarım, haklarınıza sahip çıkın. Haklarınıza sahip çıkmazsanız bin sene daha, ‘Hakkımızı versin' diye bir Atatürk beklersiniz.

“TORUNLARINA DA BAKMASIN”

*Eğer tavuklara, kazlara, ‘beyaz et' diyen biri varsa,  evi, ahırı, köyü yanmış insanların kafasına çay fırlatan birisi varsa taziyeye gitmek yerine taziye için ayağına insanları çağırıyorsa; ben demiştim ki, ‘Senin memlekete en büyük hayrın artık torun bakmak olacak.'

* Geçen, çocuğun kafasına vurunca ondan da vazgeçtim, torunlara da bakmasın bence.

“SURİYELİ SORUNUNUN TEK MÜSEBBİBİ ERDOĞAN'DIR”

*Bu memlekette bir sığınmacı, mülteci, kaçak göçmen, ne diyorsanız deyin adına, bir problem var. 2002'de Erdoğan iktidara gelene kadar, Türkiye'nin terör sorunu var mıydı? Vardı.

* Türkiye'nin ekonomik sorunları var mıydı? Vardı. Ama Türkiye'nin bir Suriyeli sorunu yoktu.

* Bu Suriyeli sorunu varsa bunun tek müsebbibi Erdoğan'dır. Sadece O'dur. ‘Dostum Esad'tan, ‘Kanlım Esed'e geçtik. Yav kardeşim ülkenin sokakları mülteci dolu.

*Sen Sisi ile anlaştın. Birleşik Arap Emirlikleri ile de anlaştın. Esad'la niye anlaşmıyorsun? Eski dostun, kankan…

“TÜRKİYE YOL GEÇEN HANI DEĞİLDİR”

*Memleket Partisi'nin bu yabancılarla ilgili görüşünü bütün Türkiye ile paylaşıyorum.

* Türkiye Cumhuriyeti yol geçen hanı değildir. Sınırlarımızdan geçişine izin verenleri yargının önüne koyarız.

* Memleket Partisi iktidarında; Ramazan Bayramı'nda, Kurban Bayramı'nda Halep'e, Şam'a gidebilirsin. Gidersin ama geri gelemezsin. Bayram'da gidiyorsan demek ki güvenlik sorunun yok.

* Gittin mi orada kalacaksın. Burası ayrı bir devlet. Memleket Partisi'nin iktidarında Esad'la oturacağız, Esad'la anlaşıp Şam'a büyükelçi atayacağız ve Türkiye'dekileri geri göndereceğiz.