Abone Ol

"Melissa P.'yi programına çağır, beni de soft pornoyla suçla!"

Süper Kulüp sunucusu Pelin Suade'den, Bayülgen'e zehir zemberek yanıt. İşte Habertürk'teki o röportaj...

"Melissa P.'yi programına çağır, beni de soft pornoyla suçla!"

Kutlu Esendemir Pelin Suade ile konuştu...


Gerçek adınız mı  Pelin Suade?

Evet... Babam koymuş  ismimi. Çok seviyorum.

Ya soyadınızın anlamı?

Su gibi aziz olmak demekmiş.

Programınızda söylediğiniz gibi '88 doğumlu musunuz?

Tabii ki hayır. '80'liyim gerçekte. Ancak programın kurgusunda vardı...

Programda kendinizi tanıtırken "Kievli'yim. Babam Türk, annem Ukraynalı" diyorsunuz. Bu da mı doğru değil?

Doğru değil tabii. O da kurgunun bir parçası. Babam Giritli, annem Azeridir. İstanbul'da doğdum, büyüdüm.

Nasıl bir kurgu bu?

Ünlülerin hayatlarında abartı vardır. Ben de kendimle dalga geçerek bunu vurgulamak istedim. '88'li olmadığım apaçık belli olduğu için de ilk kez size belirtmek istedim. İnanın tepki veren çok olmuş. Çok güldüm.

Eğitiminiz ne?

Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler mezunuyum. Ayrıca bir reklam şirketinin de sahibiyim.

Yaptığınız iş, kendi kendinizin bir piarı  mı?

Hayır. Sunuculuk spontene gelişti ve ekran önünde olmak çok hoşuma gitti. Bunu ilerletmek istiyorum. Yeni bir proje ve fikir olarak "Pelin Suade"yi markalaştırmayı tasarlıyorum. Yakında bununla ilgili olarak projeler geliştirmeye başlayacağım.

Geçen hafta, "Süper Kulüp" programında bikiniyle izleyicilerin karşısına çıkmanız oldukça tepki topladı.  İzleyicilerin karşısına böyle çıkmanın mantığı neydi?

Süper Kulüp, cıvıl cıvıl bir yaz magazin programı ve ilk programda ben de giydim. Sunni bir havuz içerisinde sunum yapmanın, farklı olacağını, dikkat çekeceğini düşündük. Hepsi bu.

Kimin firkriydi bu? Sizin mi yapımcılarınızın mı?

Yapımcım  Ömür Varol'un projesi ve fikriydi.

Okan Bayülgen sizi soft porno yapmakla eleştirdi. Yaptığınız işin pornografi olduğunu düşünüyor musunuz?

Düşünmüyorum. Bayülgen'in böyle düşünmesini de anlamış değilim. Aynı saatte müzik kanallarını açın. Bayan sanatçılarımızın mayolu şarkılarını icra ederken göreceksiniz.

Ama siz sunucusunuz. Bikiniyle program sunmanızın Bayülgen ya da tv eleştirmenleri tarafından eleştirilmesi doğal değil mi?

Bayülgen beni eleştirmedi ki; mizah yaptığını sandı. Oysa ben açıkçası onun sözlerinde mizah bulamadım. İçine düştüğü bu durum, aslında hem trajikomikti, hem de komikti. İşte ben buna çok güldüm ve geçtim gitti. Melissa P.'leri programa davet etmek pornografi ya da erotizm değil de, benim yaptığım mı olacak?

Yapımcınız  Ömür Varol'la Okan Bayülgen arasında bir kavga var. Siz onun yazdığı metinlerle programınızda kendisine ağır eleştiriler yöneltiyorsunuz. Bu kavganın arasına seslendirici olarak girmek şık mı?

İnanmadığım şeyleri asla söylemem ve arkasında da durmam.

Sizin için pornografi nedir?

Pornografi bir endüstridir. Duygusu olmayan, hayvansı seksin geniş kitlelere pazarlanması ve satışıdır.

Yapımcılarınız tarafından bikiniyle ekran karşısına çıkartılmak, bir seks objesine, ürününe dönüşmek değil mi?

Bikini bir seks objesi değil. O zaman bütün plajların kapatılması gerekiyor... Ajda Pekkan'ın geçenlerdeki şovunu ne çabuk unuttuk? Dünyaca ünlü starlar mayoyla sahneye çıkmıyorlar mı? Sonuçta hepimizin yaptığı bir şov değil mi? Ben ana haber bülteni değil, sadece yaz magazini sunuyorum. Şov yapıyorum.

28 yaşında bikiniyle magazin programı sundunuz. Peki 40-50 yaşına geldiğinizde ne yapacaksınız?

Ajda Pekkan ne yaptıysa, ben de onu yapacağım. Ben 6 yaşından bu yana bikini giyiyorum. 28'inde de giydim. 50'sinde, 60'ında da giyeceğim. Kariyerimi soruyorsanız iki iddiam var: Birincisi oyunculuk, ikincisi ise müzisyenlik. Yapı olarak dağınık bir kadınım. Ne istemediğimi de, ne yapmayacağımı da biliyorum.

Ajda Pekkan bir sanatçı.

Bu örneği onun yıllar içindeki değişimini kastederek verdim. Sesi yoktu ki kendisinin. Zaman içinde geliştirdi. Bu anlamda söylemiştim.

Müzikal iddianız nereden geliyor?

Annem ve babamdan kaynaklanıyor. Babam Alev Suade'nin gençken orkestrası varmış. Annem Sema Ayvaz, Emin Ongan'ın öğrencisi, Radyoevi sanatçısıydı. Ben de Sevingül Bahadır ve Zehra Belevi'den şan dersleri aldım Mezo soprano, ses rengim...

Biraz narsizm var galiba.

Evet, biraz var. (Gülüyor) Israrla iddialarımın peşinden koşmaya beni motive edecek kadar...

Cesaretiniz daha başka nelere yeter?

Tabii ki sınırlarım var ama sonuçta bu bir cesaretin göstergesi...

Magazinin teşhirci yanıyla, sizin kendinizi bikiniyle teşhir etmeniz doğru orantılı  mı?

Kendimi teşhir etmek istesem, 2006'dan bu yana o tür görüntüleri verirdim. Hiçbir magazin dergisine, erkek dergisine böyle bir fotoğraf vermedim. Üstelik sunum yaparken ses tonumdaki ciddiyet anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Erotik bir görüntü yoktu programımda. Tuğba Özerk, Nil Karaibrahimgil, Bengü; onlar da bikiniyle şarkı söyledi. Sesi varken bir sanatçının kendini teşhir etmesi gerekli mi? Üstelik şarkılarını söylerken, onlar erotik görüntü de veriyor. Onları çocuklar, aileler, halk izlemiyor mu? Kaldı ki müzik programları, magazinden daha çok izleniyor.

Porno sektöründen gelen Sibel Kekilli gibi aradan zaman geçtikten sonra Fatih Akın'ın "Duvara Karşısı"nda başrol oynayıp Altın Ayı'yı mı almak, yoksa Paris Hilton gibi çok zengin bir aileden gelip, seks soslu bir pop ikona mı dönüşmek? Zorunda kalsanız hangisini tercih ederdiniz?

Sibel Kekilli, Fatih Akın gibi bir ekolle çalışıp, yeteneğini birleştirip, sanatını ortaya koymuş bir aktrist. Paris Hilton, akıl ve zekanın sonucu, doğru ekiple markalaşmış, endüstri olmuş bir ikon. Tabii ki tercihim Paris Hilton ve ben de marka olacağım.

Türkiye'de böyle bir ikon ve figür var mı?

İkoncanlar var; biliyorsunuz; Eda Taşpınarlar, İvena Sertler vesaire... Onlar, sadece yaz aylarında, Bodrum'da gazetelere poz vermek için savaşırlar. Üretimleri yoktur. Bizim ülkemizde markalaşma, sadece yaşını almış sanatçılarımızda.

Nasıl bir marka olacaksınız?

Öncelikle kendimi oyunculukta geliştireceğim.

HABERTURK