Bu sabah Maviş'in acı ölüm hatırasıyla uyandım güne, yine bu saatlerdeydi…
Yaşarken de kimsenin umrunda değildi ve öldüğünde de kimsesizdi. Böylesine acı bir ölümün haberi bile yapılmadı.
Yıl 2006 ve üzerimize güneş uyanmadan, bir karanlık daha çöktü onun acımasızca öldürülüşüyle.
Sabaha karşı gözlerimi, kulaklarımı tırmalayan bir gürültüyle açmıştım. Yumruklanan ve ardı ardına çalınan bir kapı sesiydi bu ve komşum Suat'ın kapısında polisler vardı. Onu karakola ifade vermesi için alıp götürdüler.
Saatler sonra kapım çaldı ve gelen Suat'tı.
Perişan görüntüsüyle, vücudunu sol omzuyla kapının girişine asmış, neredeyse ayakta durmaktan vazgeçmek üzereydi. Bana sarılmadan önce tek söyleyebildiği şey “Mavişi öldürmüşler” oldu.
Avcılar'daki dairesinde çıkan yangın olayın ilk habercisiymiş. Onun bedenine ulaşıldığında ise Maviş ölü bulunmuştu. Yangından önce öldürülmüş olduğu Maviş'in bileklerinden kesilerek ayrılmış ve bıçaklanmış kan içindeki vücudu, acı ölümünün soru işaretleriydi.
Olayın ardından ifadesi alınan Suat, Maviş'in kader arkadaşıydı. Aralarındaki bağ bir azınlık içindeki dayanışma ve 3. cins dostluğundan ibaretti.
Günler ve aylar içinde, sessizce, ağır aksak yürütülen araştırmanın en zayıf halkası, ailesinin bu ölümle hiç ilgilenmeyişi, bu koca çığlığın sessiz tarafıydı.
Cinayet delil yetersizliğinden rafa kalkmıştı, ama tespit edilen detaylar, cinayet öncesi cinsel ilişkinin yaşandığı, öldürüldüğünde üzerinde bornozu olduğu, vücudundaki bıçak darbeleri ve evdeki değerli herşeyin alındığı, kolundaki bileziklerin de bilekleri kesilerek çıkartıldığı, ardından evin ateşe verildiğiydi..
Yıllarca hafızalarımızdan silinmedi.
Şüpheler bir müşterisi tarafından planlı yapılan cinayet yönünde olsa da, faili meçhul kurbanı Maviş'in sonu da hikayesi kadar acı bitmişti.
Aradan 6 yıl geçtikten sonra cinayeti işleyen itirafçı teslim olmuş ve gerçekler onun ağzından teyid edilmişti.
28 yaşındaki Trabzonlu Maviş'in ölümündeki sır perdesi olay günü ikinci kez görüştüğü müşterisinin mahkemede yaptığı itirafıyla ortadan kalkmıştı.
İlk buluşma, Maviş'in bir gece her zamanki çalıştığı E5 üzerinde karşılaştığı müsterisinin daha iyi para verme vaadiyle ev ortamı istemesiyle başlıyor.
Maviş onu arabasına bindirip Avcılar'daki evine götürüyor, birer tane bira içtikten sonra birlikte oluyorlar ve üzerinde yeterince parası olmayan fail, ondan çok etkilendiğini bir dahaki sefere borcunu fazlasıyla ödeyeceğine hatta hediyesiyle geleceğine söz verip 1 hafta sonra evde buluşmak üzere oradan ayrılıyor.
Aslında amacının öldürmek olmadığını ama maddi durumunun iyi olduğunu gözlemlediği Maviş'in evine iyi niyetle gitmediğini, bulabildiği değerli her şeyi almayı planladığını ama her şeyin kontrolden çıktığını dile getiriyor.
Söz konusu olan gece yine alkol alınıyor ve sevişiliyor, Maviş duşa girdiğinde, cani müşterisi sağı solu karıştırıyor bir miktar para ve ziynet eşyası buluyor, ama Maviş'in üzerindeki kolye, yüzük, bileklik ve Trabzon burması 6 adet altın bilezikleri almak için onu banyoda bornozunu giyerken, yanında getirdiği narkozla bayıltıyor.
Sürükleyerek yatağına yatırıyor, kolundaki bilezikleri çıkartamadığı için bileklerini kesmek istediğinde Maviş'ten hırıltılar geliyor ve vucuduna birkaç kez elindeki bıçağı saplıyor, ardından bileklerini de keserek takıları ve aynı zamanda kol çantasındaki paraları da çalıyor.
Tüm delilleri yok etmek üzere evdeki sıvı yağları kullanarak ortalığı ateşe veriyor. Kullandığı bıçağı alarak olay yerini terk ediyor.
Failin ardı ardına sıraladığı cinayetin hikayesi, onun yıllardır 3. cins kimliğiyle verdiği savaşın bedeli olmamalıydı.
Oysa bu hayatın içinde, sosyal baskı ve ailesi onu çoktan kimliksizleştirmişti.
Ve Maviş'in hayat yolculuğu şimdi başlıyor.
O, binlerce Maviş hikayesinin ne ilki ne de sonuncusu...