Abone Ol

İYİ Parti'deki istifalar CHP'ye sıçrayacak mı?

Medyafaresi.com Kulis Haber - Kulislere göre, CHP ve İYİ Parti’de FETÖ gerekçesiyle bazı milletvekilleri istifaya zorlanacak. İstifa etmemeleri durumunda itibar kaybı ile karşı karşıya bırakılacak.

İYİ Parti'deki istifalar CHP'ye sıçrayacak mı?

Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Kulis Haber

Siyasette, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un FETÖ ile mücadele ve siyasi ayak konusundaki çıkışıyla yüksek gerilim hattında yürüyen tartışma da İYİ Parti’den gelen son iki istifa arka planları masaya yatırdı.

Kulisler, İYİ Parti’de istifaların arkasının gelebileceği havasına girerken CHP’ye de işaret ediliyor. 2011 yılında MHP’yi çökerten okyanus ötesinin adres gösterildiği kaset kumpasının değişik versiyonunun Millet ittifakı milletvekilleri için kurulabileceği öne sürülüyor.

Kulislere göre,  CHP ve İYİ  Parti’de FETÖ  gerekçesiyle bazı milletvekilleri istifaya zorlanacak. İstifa etmemeleri durumunda itibar kaybı ile karşı karşıya bırakılacak.

Bu kulis iddialarına göre, erken seçim ve oy hesapları bu planların yapılmasına zemin oluşturuyor.

En son anketler Cumhur ittifakı bileşenleri AKP ve MHP’nin oy düşüşünü, HDP, İYİ Parti’nin yükselen oylarını ortaya koymuştu.

Şimdilik ufukta görünmeyen erken seçim hesaplarında muhalefete ‘içten çökertme’ planı olarak yorumlanıyor. İYİ Parti de ayrıca kongre sancısı yaşandığı belirtiliyor.

Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal istifasıyla ilgili açıklamasında, bazı ilçe başkanlarının haksız bir şekilde görevden alındıklarını ifade etmişti.

Ne demişlerdi?

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, sosyal medya hesabı üzerinden gece saat 02.00'de duyurduğu istifasında şunları söylemişti.

"Antalya'da kongre sürecine gidilirken, Antalya'nın iki büyük ilçe başkanın görevden alınması da bu durumun bir sonucu olduğu gibi, demokrasi vurgusu yapan bir partinin kendi kongre sürecinde adil ve eşit bir ortamı sağlayamadığının da bir göstergesidir.

Hal böyle iken, yol arkadaşlarımın, dava arkadaşlarımın birçoğu görevden alınırken, değersizleştirilirken, benim bu görevi sürdürmem siyasi rüşvet görüntüsü vermektedir.

Antalya il başkanlığı en çalışkan ilçelerden ikisine yönelik uzun süreli bir itibarsızlaştırma ve tezvirat kampanyası yürütürken şahsımızı da hedef almıştır. Ekip arkadaşlarımız her türlü iftira karşısında sessizce ya istifa etmiş ya da hakaretleri görmezden gelmiştir.

Ancak buna rağmen daimi surette hedef alınmışlardır. Türk milliyetçiliğini daha etkin kılmak ve Türklerin iktidar yürüyüşüne Meral Akşener'in önderliğinde ulaşmak adına çıktığımız bu yol beklentileri karşılayamamıştır. En önemlisi şahsımı Antalya seçmeni seçmiştir.

Antalya dışından zorlama bir siyasetin Antalya'ya dayatıldığı bu siyasal durumun adı üzüm yemek değil bağcı dövmektir. Bağban olarak çekiliyor, dağdan gelenlerin önünü açıyoruz."

Balıkesir Milletvekili İsmail Ok, Parti politikaları ile kendi düşüncelerinin tamamen ters düştüğünü gördüğünü vurguladığı açıklamasında "Bu durumun devam ettirilmesi hem kurucusu olduğum partime hem de şahsıma zarar vermeye başlamıştır. Üzücü olsa da artık ayrılık daha hayırlı olacaktır.İYİ Parti'deki bütün görevlerimden istifa ettiğimi saygıyla kamuoyuna ilan ediyorum” demişti.

Bundan sonra milletvekili adayı olmayacağını açıklayarak, "Ne memleketimizin şu an yaşadığı ve yaşanmakta olduğu sıkıntı ve acıların baş müsebbiplerinden olan Sayın Davutoğlu'nun kurduğu parti ile ne de Sayın Babacan'ın kuracağı parti ile zerre ilişkim söz konusu olamaz" açıklamasını yapmıştı.

oros vakıflarında görev yapanların Başkanlık Divanında en hassas görevlere getirildiğini, Genel Başkan Meral Akşener'in durumu bilmesine rağmen bu kişilerin en hassas birimlerde görevlendirilmesinde bir sakınca görmediğini ifade eden Ok, şunları kaydetti:

"Bu olay şahsımda şok etkisi yaratmış, Eylül 2019'da yaptığım yazılı basın açıklaması ile özellikle Genel Merkez Yönetimini de bu konuda eleştirmişimdir. İlk fırsatta Genel Başkanımız ile bire bir yaptığım görüşmede bu uygulamadan dolayı artık partimizin siyasi faaliyetlerine katılmayacağımı ama partiye de zarar vermeyeceğimi ifade ettim. Haliyle siyasi çalışmalarıma seçim bölgemde de son verdim.

Partimizin zarar görmemesi adına bu ayrıntıları paylaşmadığım partili arkadaşlarımın yerelde hiçbir siyasi çalışma yapmadığım ve onları yalnız bıraktığım için haklı olarak bana kırıldıklarını da biliyorum. Partimiz yetkili kurulları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurucusu olmasından benim de gurur duyduğum CHP ile seçim iş birliği kararı aldı. İptal edilen İstanbul seçimlerinden sonra üç hafta Sayın İmamoğlu'na destek vermek için İstanbul'a gittim.

Sayın İmamoğlu seçimden hemen sonra sanki yapacak hiçbir işi kalmamış gibi hemen HDP'li belediyeleri ve yine ilk yurt dışı gezisinde de PKK'lı Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret etmiştir. Dahası, başkan eşleri ve ihanet sürecinin akil adamlarından Kadir İnanır ile birlikte PKK sevicisi Demirtaş'ın yazdığı kitaptan sergilenen tiyatroyu seyretmeye gitmişlerdir. Bütün bunlar artık ortağımız CHP'nin HDP ile adı konulmamış bir ortaklık yaptığının meydana dökülmesidir."

medyafaresi.com