Abone Ol

Gericilerden RTÜK Destekli Nefret Suçu Eylemi: LGBTİ+ Düşmanlığı Sahaya İndi

Saraçhane Meydanı’nda buluşan LGBTİ+ karşıtı birçok tarikat ve cemaat üyesi, iktidarın diline doladığı “nefret suçu” kavramını eyleme dönüştürdü. Onur Haftası Yürüyüşü’nü yasaklayan İstanbul Valiliği’nin bu yürüyüşe izin vermesi tepkiye yol açtı.

Gericilerden RTÜK Destekli Nefret Suçu Eylemi: LGBTİ+ Düşmanlığı Sahaya İndi

İstanbul Saraçhane Parkı’nda dün Yesevi Alperenler Ocağı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ne bağlı Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun düzenlediği “Büyük Aile Buluşması” adı altında LGBTİ+ karşıtı yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşe birçok cemaat ve tarikat üyesi de katıldı. Mitingte aile kurumunun saldırı altında olduğu iddia edildi, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hedef alındı.

Cumhuriyet'in haberine göre, Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, “Aileni ve neslini koru, sapkınlığa dur de” başlıklı metinle imza topladı. Mitingde konuşan Yazar Abdurrahman Uzun, “Bu coğrafyayı ayakta tutan şey ailemizdir, kırmızı çizgimiz ailedir. Bunun üzerinden taarruz ediyorlar bize. Bugün Saraçhane’de bu işin fitili ateşlendi, önümüzdeki günlerde Türkiye’nin dört bir yanında bu topluluklar toplanacak” diye konuştu. Nefret eyleminde Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Meltem Ayvalı ise “LGBTİ+ dayatmasını topraklarımızdan kovacağız İstanbul Sözleşmesi’nde kadınları kullanarak LGBT’yi dayattılar” dedi.

Miting öncesi yapılan dinletiye tepki gösteren bir kişi, “Böyle saçmalık olmaz. Ümmeti Muhammed’e hakaret etmeyin. Biz buraya gitar dinlemeye mi geldik?” dedi. Mitinge katılanlar daha sonra Beyazıt Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. LGBTİ+ karşıtı yürüyüş birçok kesim tarafından da eleştirildi. Özellikle Onur Haftası Yürüyüşü’nü yasaklayan İstanbul Valiliği’nin bu yürüyüşe izin vermesi tepkiye yol açtı. 

RTÜK DESTEKLİ EYLEM

Son dönemde birçok konser ve etkinliğin “güvenlik gerekçesi” ile iptal edilmesinin ardından bu yürüyüşe izin verilmesi eleştirilerin bir diğer odağı oldu. 

Öte yandan yürüyüş için hazırlanan tanıtım videosunda, “Dijital çağda LGBT propagandasının Türkiye’yi ve dünyayı saran bir virüs” olduğu ve “Cinsiyetsizleştirmek, insan neslini azaltmak, aile kurumunu yok etmek isteyen küresel ve emperyalist lobilere ‘dur’ demek istiyorsan, ailemizi, çocuklarımızı ve gelecek nesillerimizi korumak için büyük aile buluşmamıza sen de katıl” ifadeleri yer aldı. Hazırlanan video, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) internet sitesinin “kamu spotları” bölümünde yer aldı. 

Psikiyatr Arzu Erkan eylemin protesto değil, nefret suçu içerdiğine vurgu yaptı. Erkan, “Cinsel kimlik, yönelim; katılınmayan bir görüş ya da istenmeyen bir eylem gibi protesto edilecek bir şey değildir. İnsan olmayı protesto edemezsiniz. Bu ayrımcılık ve nefret suçudur. Bu ‘protesto hakkı’ değil nefret suçudur” diye konuştu. 

‘ŞİDDETİ TETİKLER’

Hukukçu Kerem Altıparmak, LGBTİ+ karşıtı yürüyüşün insan hakları hukuku açısından nefret söylemi olduğunu söyledi. Altıparmak yürüyüşün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında “ifade özgürlüğü” kapsamına girmediğine dikkat çekti.

Altıparmak “Yürüyüş alenen devlet tarafından destekleniyor. Türkiye diğer ülkelerle kıyaslandığında çok daha fazla homofobik, transfobik şiddet eyleminin gerçekleştiği bir ülke. Yani eylemin şiddeti tetikleme ihtimali yüksek. Amacı esasen LGBTİ+’ları yok etmek. Böyle bir insan grubunun olmadığı, Netflix dizileri ve Batı’nın fonlarıyla yapay olarak oluşturulduğu, bu nedenle bununla mücadele edilip, yok edilmesi gerektiği savunuluyor. Tüm bu veriler değerlendirildiğinde bugünkü yürüyüşün devletin ceza soruşturması yürütmesi gereken tipte ağır bir nefret söylemi olduğunu düşünüyorum” dedi. 

LGBTİ+ karşıtı yürüyüşe sosyal medyadan da tepki yağdı. “Nefret Yürüyüşüne Hayır” etiketiyle yapılan paylaşımlar kısa sürede Twitter gündeminde en çok konuşulan konular arasına girdi. Sanatçı Aylin Aslım, “Çocuklara tecavüz ettiler, yürüyüş yapmadınız. Çocukları öldürüp intihar dediler, yürüyüş yapmadınız. Her gün kadınlar ölüyor, yürüyüş yapmadınız” dedi. Athena grubunun solisti Gökhan Özoğuz ise “Kimin haddine Yaradan’ın yarattığını kendi gibi değil diye yok saymak” eleştirisinde bulundu. SOL Parti Meclis üyesi Alper Taş da “Lafa geldi mi ‘Yaratılanı severiz yaratandan ötürü’ Ama içiniz, dışınız nefret” ifadelerini kullandı.