Abone Ol

Fatih Altaylı'dan Cübbeli Ahmet'e ilginç benzetme

Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, Radyo Viva'da katıldığı radyo programında bir dönem programına konuk olan Cübbeli Ahmet Hoca'yla ilgili ilginç bir benzetme yaptı.

Fatih Altaylı'dan Cübbeli Ahmet'e ilginç benzetme

Radyo Viva’dan Adem Metan’a konuk olan Gazeteci-Yazar Fatih Altaylı program boyunca Metan’ın ve sosyal medyadan dinleyicilerin yönelttiği sorulara açık yüreklilikle cevap verirken, kendisine yöneltilen eleştirileri de değerlendirdi.
Metan’ın sorusu üzerine geçmişte yaptığı radyoculuk ile ilgili dikkat çekici açıklamada bulunan Altaylı, Kendisine bir teklif gelmediği için radyo programı yapmadığını belirterek serzenişte bulundu. Radyonun önemine dikkat çeken Altaylı, 17 Ağustos depremi sonrası radyoların yardımların hızla ulaştırılması ve birçok insanın kurtarılmasına vesile olduğunu söyledi. İlk zamanlar RTÜK’ün olmadığına belirten Altaylı, keyifli bir radyoculuk dönemi geçirdiklerini kaydetti.
Meslek yaşamına da değinen Altaylı, Asil Nadir’in sahip olduğu Günaydın ve Güneş gazetelerinde üst düzey görev yaptığını belirterek, “Asil Nadir batınca herkes kaçtı. Ben kalan pisliği temizlemek için kaldım” dedi. Değişik sebeplerle ayrıldıktan sonra Best FM’de program yaptığını ve Erol Simavi’nin isteği üzerine Hürriyet’te görev yaptığını anlatan Altaylı, Aydın Doğan döneminde de tamamen gazeteciliğe döndüğünü ve Teke Tek programını yapmaya başladığını anlattı. Programda kullandığı mikrofonu da 120 dolara yurt dışında satın aldığını belirtti.

“TÜRKİYE’DE GÖRGÜSÜZLÜK BELLİ DÜZEYİ AŞTI”
Bir soru üzerine yurt dışına sık çıktığını da kaydeden Altaylı, dışarıda vakit geçirmeyi sevdiğini belirtti. Türkiye’deki sosyal hayattan utanmaya başladığını ifade eden Altaylı, “Bunu yaşarken ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Türkiye’de görgüsüzlüğün belli düzeyi aşmaya başladığını görüyoruz. Bir grup sonradan görme, sizin yemek paranızı bahşiş diye garsona veya otopark kahyasına veriyor. Siz iyi hizmet alamıyorsunuz” şeklinde konuştu.

”İKİ KEZ PROGRAM KONUĞU KOVDUM”
Altaylı, konuklarına karşı sert olması ile ilgili iddialar sorulunca da misafirlerine bir seviyeye kadar kibar davrandığını belirtti. Genelde kırıcı olmamaya çalıştığını anlatan Altaylı, sorması gereken soruları yönelttiğini ve konuğunun saldırganlaşması üzerine kendisinin de tavır sergilediğini anlattı. Altaylı, şöyle konuştu:

“İki kez programda konuğu kovdum. Evimde de diğer konuklara terbiyesizlik yapan veya zıvanadan çıkan olursa ‘sen git’ derim. Herkes benim tarzımı biliyor. Şimdilerde 'yaşlı, başlı adam’ diye düşünüyorlar. Biraz daha işimi rahatlatıyor. Programıma bazıları gelmek istemiyor, bazıları da korkarak eli ayağı titreyerek geliyor. Eskiden Teke Tek Programında bir tedirginlik vardı.”

Fatih Altaylı'dan Cübbeli Ahmet'e ilginç benzetme - Resim: 1

“CÜBBELİ AHMET’İ HÜRRİYET MEŞHUR ETTİ”
Cübbeli Ahmet’i Hoca’yı ilk kendisinin tanıttığı ile ilgili iddialar sorulması üzerine de ilginç sözler sarf eden Altaylı, yoğun eleştiri aldığını itiraf etti. Bazı çevrelerin, ‘bu pis herifi niye ekrana çıkarıyorsun?’ diyerek eleştirdiğini anlatan Altaylı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birincisi pis adam değil. Onunla 3 program yaptım. Diğer TV kanalları yayınlayınca da 30 kez yayınlanmış oldu. İnternette de yayınlanınca çok sanılıyor. Cübbeli Ahmet daha önce pek ekrana çıkmamıştı. Biz de çekiniyorduk. ‘Onu muhafazakar Cem Yılmaz' olarak gördük. Kitlesiyle ilgili ciddi rol yeteneği var. Oynuyor. Emin Çölaşan, Yılmaz Özdil, nasıl ki bir gruba önderlik ediyor, uyumlu konuşuyorsa o da kendi kitlesine göre konuşuyor. Yarı peygamberliğe oynuyor. Fikirlerine katılmıyorum. Ama ona düşman olmamı gerektirmiyor. Fikirlerini söylemesinde mahsur yok. Onunla ilgili bazı algılar abartılı, yanlış, eksik diye düşünüyorum. ‘Bu adamı sen meşhur ettin’, diyorlar. Hürriyet’te 25 yıl önce manşet olmuş. Zaten tanınan birini ekrana çıkararak arka planının öğrenilmesini sağladım.”

Altaylı, Cübbeli Ahmet’i ile yaptığı programlarda çok eğlendiğini ve muhafazakarların tüylerini diken diken edecek sorular yönelttiğini de sözlerine ekledi.

“SABAH GRUBU GASP EDİLDİ”
Doğan Grubu ve ATV’de görev yaptığını hatırlatan Altaylı, meslek yaşamında çok ayrılık yaşadığını kaydetti. Doğan Grubundan kendisi mutlu olduğu için ayrıldığını da anlatan Altaylı, sevmediğim tatsız şeyler yaşadığını ifade etti. ATV’den gelen teklif üzerine bu gruba geçtiğini de belirten Altaylı, TMSF’ye geçme sürecinde de sıkıntı yaşadığını şu sözlerle ifade etti:
“Kumpas ile Sabah grubuna el konuldu. İade edilme sürecinde o zamanki sahibi Turgal Ciner ‘ayrılma’ dedi. Ancak, 17 gün kaldım. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ‘Turgay beyi arayıp bilgi veriyorsun' dedi. Ben de, patronun o olduğunu ve mahkemenin geri alacağını söyledim. O da bana, ‘Sen umut bağlama Turgay Ciner davayı kazansa dahi iade etmeyeceğiz’ dedi. Ben de istifa ettim. Çünkü, devlet memuru olmak TMSF kurumunda çalışmak istemedim”
Altaylı, daha sonra da Turgay Ciner ile Habertürk gazetesini kurduklarını anlattı.

“ERTUĞRUL ÖZKÖK GİBİ GİYİNMEYE MERAKLI DEĞİLİM”
Giyimi ve şıklığı ile ilgili bir soru yöneltilmesi üzerine de duygularını paylaşan Altaylı, Gazeteci Ertuğrul Özkök gibi giyinmeye meraklı olmadığını söyledi. Ancak, temiz ve şık olmaya çalıştığını da belirten Altaylı, doğallığın dışına çıkmak istemediğini belirterek, “Züppelik ve hoş olmuyor. Çocukluğumdan bu yana böyleyim. 40 yıl önceki fotoğraflarıma bakın hala takım elbise giyiniyorum. Aile geleneğini devam ettiriyorum. Babam da şık giyinen birisiydi. Dedem, ‘terzisi olmayan adam değildir’, derdi. Altaylı, erkeklerin de kadınlar gibi kaliteli iç çamaşırı kullanmasının hakları olduğunu vurguladı.

“ŞOFÖRLE TARTIŞIYORUZ”
Özel şoför tahsis edilmesinden pek memnun olmadığını da belirten Altaylı, çünkü iyi geçinemediklerini söyledi. Altaylı, trafiğin akışına göre şoförü yönlendirmek için konuştuğunda tartışma yaşandığını belirtti.

“MÜKEMMEL AŞÇIYIM”
Özel yaşamıyla ilgili soruları da cevaplayan Altaylı, evinde sinema odası ile mutfakta vaktiğini geçirdiğini söyledi. Mutfakta yemek yapmayı çok sevdiğini de vurgulayan Altaylı, mükemmel bir aşçı olduğunu anlattı. Altaylı, sözlerine şöyle devam etti: “İstanbul’da en iyi yemeği nerede yiyorsanız ben de öyle yemek pişiriyorum. Gazeteciliğime 10 üzerinden 5, yemek yapmama ise 8 veriyorum” Altaylı, gece kızı acıktığında ona yemek pişirdiğini hatta bir gün TV’de görmesi üzerine gece 02.00’de su böreği yaptığını da söyledi.

“AŞK ADAMI DEĞİLİM”
Yine bir soru üzerine statik bir insan olduğunu da anlatan Altaylı, eşini çok sevdiğini, keyifli bir ailesi olduğunu kaydetti. Altaylı, bir aşk adamı olmadığını da belirtti. Kendisini ukala olarak görenler olduğunu da belirten Altaylı iyi bir insan olduğunu iddia edemeyeceğini kaydetti. Kendisinin böyle bir imaj ortaya koymuş olabileceğini de belirten Altaylı, “Ne yapalım bu benim kabahatim. Tanımayan insanların bana bir garezi yok. Ortaya koyduğum imaj hoşuna gitmemiş. Demek ki iyi bir imaj ortaya koyamamışım. Gazetede kimseyi fırçalamam, herkesle iyi geçinirim. Rezil adamlar var ancak imajı şahane. Bu da onun başarısı benim başarısızlığımdır” dedi.