Abone Ol

Faruk Bildirici'den FOX'a Erdoğan ve Sezen Aksu Eleştirisi

Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Sezen Aksu’ya yönelik olmadığını dile getirdiği sözlerini yayınlamayan FOX TV’ye eleştiride bulundu.

Faruk Bildirici'den FOX'a Erdoğan ve Sezen Aksu Eleştirisi

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün yaptığı açıklamayla Sezen Aksu’yu hedef almadığını dile getirdiği sözleri yayınlamayan FOX TV’ye eleştiride bulundu.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Sezen Aksu tehdidinde geri adım attıran o cümlelerini yayımlayan, tartışan, tepki gösteren medya ve sosyal medya oldu. Peki FOX TV, Erdoğan'ın ‘O dilleri koparırız’ sözlerini açıkça yayımlamayarak kimi korumuş oldu?” diye soran Bildirici, “FOX TV’nin, Erdoğan’ın tehdidinin üzerine açıkça gitmek yerine, o sözleri izleyicisine aktarmadan haber ve program yapması yanlış. Çünkü iyi niyetle alınmış olsa da bu karar, Sezen Aksu’yu değil, Erdoğan’ı korumak gibi bir sonuç doğuruyor. Ana Haber bülteninin bu ülkenin en çok izlenen haber programı olması eleştirel habercilik çizgisindeki FOX TV Haber Merkezi’ne daha ağır sorumluluklar yüklüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Sezen Aksu tartışmasına Erdoğan da katıldı! "Hakaretlerin bini bir para"Gündem

Faruk Bildirici’nin ‘FOX TV, Tehdidi yayımlamayarak Erdoğan'ı mı korudu, Sezen Aksu'yu mu?’ başlıklı yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Çamlıca Camisi’nde imamın elinden mikrofonu alıp, “Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir” diyerek Sezen Aksu’yu bir şarkısındaki sözleri nedeniyle tehdit edip, hedef gösterdiği gün takvimler 21 Ocak’ı gösteriyordu.

O akşam FOX TV’de Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk’ün yönettiği “Orta Sayfa” programı vardı. Şentürk, programı açarken ekonomi, zamlar, siyaset, Merkez Bankası’nın kararı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sezen Aksu hakkındaki sözlerini konuşacaklarını söyledi.

Sezen Aksu konusuna sıra ikinci bölümde geldi. Doğan Şentürk, Sezen Aksu’ya sosyal medyada başlayan linç operasyonunun Erdoğan’ın da gündemine girdiğini vurguladı ve özetle şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı, Sezen Aksu’yu hedef gösterdi ama sözlerini vermeyeceğiz. Biz bugün ana haberde de sorumlu habercilik gereği ne cumhurbaşkanının camide yaptığı konuşmanın görüntüsünü ne de sarf ettiği sözleri verdik. Neden? Yarın Allah korusun Sezen Aksu’nun başına bir şey geldiğinde FOX Haber Merkezi olarak, ben Genel Yayın Yönetmeni olarak vicdanen rahatsız hissederim. Belki ben vermeseydim o insanlar o sözden hareket etmeyeceklerdi.

Bizim bu sorumluluğu taşıdığımız bir yerde Sayın Cumhurbaşkanı, devlet aklını bir tarafa bırakarak bu hedef göstermenin neticesinde Sezen Aksu’nun yarın başına bir iş geldiğinde bunu dünyaya, Türkiye’ye nasıl açıklarsınız? Durumdan vaziyet çıkaran kendini bilmez kişiler yarın sanatçımızın başına bir iş getirdiklerinde vicdani yükünü nasıl taşıyacaksınız? Bu tehlikeli bir oyun, geçmişte de böyle olaylar yaşamadık mı?”

Hrant Dink’in anma töreni de haber olmadı

Bu sırada Deniz Zeyrek, “19 Ocak gazeteci Hrant Dink’in ölüm yıldönümüydü” diye girdi söze. Hrant Dink’in de aynı şekilde partiler ve devlet tarafından hedef gösterildikten sonra öldürüldüğünü anımsattı.

Doğruydu, iki gün önce Hrant Dink’in ölüm yıldönümüydü; her yıl olduğu gibi bu yıl da gazetesi Agos’un önünde, öldürüldüğü yerde yüzlerce insan toplanmıştı. Birçok medya kuruluşunda da haber olmuştu bu tören. Fakat o akşam FOX TV bu töreni de haber yapmamıştı.

Ardından Doğan Şentürk, Hrant Dink konusuna girmeden “Evet, sorumluluk taşımadan böyle bir cümle nasıl edilir? Türkiye nereye doğru gidiyor?” dedi ve sözü Nevşin Mengü’ye bıraktı.

Nevşin Mengü de Erdoğan’ın camide yaptığı konuşmayı Cumhurbaşkanlığı muhabirlerinin de duyduğunu belirtti. Sonra da “Fakat Cumhurbaşkanlığı Basın Müşaviri geliyor, ‘Arkadaşlar bunu yazmayın. Fahrettin Bey (Altun) yazılmasını istemiyor’ diyor” bilgisini verdi.

Bunun üzerine Murat Yetkin, “Cumhurbaşkanını sansür ediyorlar, ‘Siz bunu haber yapmayın’ diyerek! Bu başlı başına bir garabet” dedi. Konuşmalar bu minval üzere devam etti, Erdoğan’ın sanatçıyı tehdidini eleştiren değerlendirmeler yapıldı ama FOX TV’nin Erdoğan’ın sözlerini yayımlamama yönündeki kararına bir itiraz gelmedi.

"Yayımlamayın" isteğine uyulmuş oldu

Oysa FOX TV, o akşamki ana haber bülteninde sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sezen Aksu’yu hedef gösteren sözlerini değil, yeni klip çektiği şarkısındaki “Binmişiz bir alamete/ Gidiyoruz kıyamete/ Selam söyleyin o cahil/ Havva ile Adem’e” sözleri nedeniyle hedef gösterildiğini de haber yapmamıştı. Sezen Aksu’ya yönelik linç girişimine hiç değinilmemişti.

FOX TV, Sezen Aksu’ya yönelik diğer tehditleri ve sanatçının yanıtını ancak aradan üç gün geçtikten sonra 23 Ocak’ta yayımladı. Bu haberde de Doğan Şentürk’ün, Erdoğan’ın tehdit içeren sözlerini “sorumlu gazetecilik gereği yayımlamadıkları” yönündeki açıklamasından bir kesite de yer verildi.

Böylece FOX Haber, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın “Bu konuşmayı yayımlamayın” isteğine de uymuş; Erdoğan’ın camideki konuşmasını hiç haber yapmayan iktidar yanlısı medya kuruluşlarıyla aynı paralele gelmiş oldu.

Zira İletişim Başkanı Altun’un talimatı, iktidar medyasının büyük bölümünde yerine getirildi. Belki kaçırmış olabilirim ama 22 Ocak günü Erdoğan’ın Sezen Aksu’ya tehdit cümlelerini iktidar yanlısı medyadan sadece Hürriyet’te satır arasında ve Türkiye gazetesinin iç sayfasında gördüm.

İktidar yanlısı medya Fahrettin Altun’un “sansür” isteğini öylesine içselleştirmişti ki, Yeni Şafak’taki yazısında “Muhafazakâr kesimde Sezen Aksu’nun bu kadar tepkiyi hak etmediği kanaati olduğunu” yazan Yasin Aktay bile Erdoğan’ın sözlerine hiç değinmedi. Hatta 23 Ocak’ta Yasin Aktay’ın bu yazısını Hürriyet’teki köşesinde alıntılayan Ahmet Hakan da yazısında Erdoğan’ın camideki o cümlelerine yer vermedi.

FOX Haber’in, farklı gerekçelerle de olsa iktidar yanlısı medya ile aynı çizgiye gelmesi, üzerinde durmayı hak eden bir durum. Bir Cumhurbaşkanı, bu ülkenin en ünlü sanatçılarından birini insanların önünde tehdit ederse haber yapılır mı, yapılmaz mı? Sorumlu gazetecilik yayımlanmasını mı gerektirir, yayımlanmamasını mı? Ya da İletişim Başkanlığı’nın “Yayımlamayın” isteğine uyması mı gerekir uymaması mı?

Independent Türkçe haberini savundu

Değerli bir gazetecilik deneyimi sağlayacağına inandığım bu soruları öncelikle Erdoğan’ın Çamlıca Camisindeki sözlerini ilk yayımlayan Independent Türkçe sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek’e sordum. Çiçek, bu sözlerde “haber değeri” olduğuna inanıyordu:

“Bu görüntü aslında çekilmiş, sonra Cumhurbaşkanlığı’ndan oradaki gazetecilere ‘Bunu yayımlamayın’ denmiş. Bizim Cumhurbaşkanlığı muhabirimiz yok. Sonra bizim editör arkadaşımıza bir vatandaştan geldi. Sosyal medyada tek video vardı, ikisini birleştirip yayınladık. Sonra her cenah kendisine uygun başlıklarla ve çoğu da kaynaksız verdi.

Cumhurbaşkanından bahsediyoruz, söylediği her şeyi ölçüp tartan bir insandan ve bu tip mesajları sevdiğini de biliyoruz. Tam tersine sorumlu gazetecilik olarak bu sözleri yayınlamak lazım. Biz haberi objektif, doğru, yorumdan uzak ve kaynaklı vermekle yükümlüyüz.”

Bence de Independent Türkçe, doğrusunu yapmış. Bir tarafında Cumhurbaşkanı, öbür tarafında ünlü bir sanatçı var. İkisi de kamuoyunu yakından ilgilendiren kişilikler. Toplumun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yaklaşımını bilme hakkı var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, etkili ve yetkili bir kişi. Sezen Aksu hakkındaki “dilini koparma” sözleri de olumsuz sonuçlara yol açma riski taşıyor. Çünkü sözlerinin etki alanı hayli geniş.

Türkiye’deki her vatandaşın olduğu gibi Sezen Aksu’nun da güvenliğini ve kuşkusuz ifade özgürlüğünü koruyup gözetmesi gereken de Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan. Onu korumak yerine yaşamını tehdit edebilecek ifadeler kullanıyorsa biz gazetecilerin görevi bunu gizlemek değil tam tersine açıklamak, üzerine gitmektir.

Erdoğan’a geri adım attıranlar

Bu dijital çağda gizlemek mümkün değil ama gazeteci olarak yayımlamayarak üzerini örttüğünüzde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böylesi büyük bir yanlışını toplumdan saklamış olursunuz. Nitekim Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un bu sözlerin yayımlanmamasını istemesi de onların ilk andan itibaren bu yanlışın farkında olduklarını gösteriyor.

Hem de Sezen Aksu’ya yönelik tehlike Erdoğan’ın sözlerini gizleyerek değil, açıklayarak, üzerine giderek, yanlışın düzeltilmesini sağlayacak yayın yapılarak giderilebilir. Zaten her zaman olduğu gibi, gazetecilikte asıl mesele nasıl haber yaptığınızdır. Erdoğan’ın sözlerini, yanlışlığını vurgulayarak yayımlar, eleştirir, sorumluluğunu hatırlatır, uyarır, teşhir edersiniz; geri adım atılmasını, Sezen Aksu’nun güvence altına alınmasını sağlayacak yayın yaparsınız.

Nitekim Erdoğan’ın dün akşamki tv programında “Benim oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir” diye geri adım atmasını sağlayan da “O dilleri koparmak görevimizdir” tehdidini açıkça yayımlayan, eleştiren, tartışan, tepki gösteren televizyon kanalları, gazeteler, internet siteleri ve sosyal medya oldu. Eğer o medya kuruluşları da bu tehdidi açıkça haber yaparak üzerine gitmeseydi Erdoğan, sözlerini toparlama ihtiyacı duymayacaktı, üzeri kapanıp gidecekti. Gerçi Erdoğan’ın sözleri tehdidi Sezen Aksu’ya yapıldığı gerçeğini üzerini örtmeye yetmiyor ama yine de bir geri adım. Hem de Erdoğan’dan duymaya alışık olmadığımız türden.

FOX TV’nin de böyle bir tavır alıp, Erdoğan’ın tehdidinin üzerine açıkça gitmek yerine, o sözleri izleyicisine aktarmadan haber ve program yapması yanlış. Çünkü iyiniyetle alınmış olsa da bu karar, Sezen Aksu’yu değil, Erdoğan’ı korumak gibi bir sonuç doğuruyor.

Ana Haber bülteninin bu ülkenin en çok izlenen haber programı olması eleştirel habercilik çizgisindeki FOX TV Haber Merkezi’ne daha ağır sorumluluklar yüklüyor.

Yazının tamamı için tıklayın!