Abone Ol

Engin Ardıç'tan bomba Erdoğan yazısı... Paranın üzerine...

Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, İsmet İnönü'nün paralardan Atatürk resmini kaldırtıp, kendi resmini bastırmasıyla ilgili tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı.

Engin Ardıç'tan bomba Erdoğan yazısı... Paranın üzerine...

Hürriyet yazarı Taha Akyol, "İsmet İnönü anayasa gereği paraya resmini bastırdı" diye yazdı... Sabah yazarı Engin Ardıç, "O yasa halen yürürlükte mi" diye sordu ve bombayı patlattı: "Eh, öyleyse Erdoğan da yapabilir!.."

İsmet İnönü'nün paralara resmini bastırmasının nedeninin 30 Aralık 1925 tarihli anayasa değişikliği olduğunu yazan Hürriyet yazarı Taha Akyol'a cevap veren Engin Ardıç, "Bu kanun o günden bugüne yürürlükte midir?" diye sordu ve bombayı patlattı: "Yürürlükte!.. Erdoğan da yapabilir o zaman..."

Erdoğan'ın o anaya maddesine dayanarak paraya kendi resmini bastırması durumunda bugün İnönü'yü savunanların kıyameti kopartacağını belirten Engin Ardıç, yazısını şöyle bitirdi: "Eh, öyleyse Erdoğan da yapabilir!.. Yapsa kıyameti koparırsınız, 'şeddeli diktatör' dersiniz. Ama biz kalkıp İnönü'ye diktatör desek bizden kötüsü olmaz, öyle mi?"

BU KANUN HALA YÜRÜRLÜKTE MİDİR? EVET... ÖYLEYSE...

İşte Engin Ardıç'ın yazısının ilgili bölümü:

"...Oysa değerli gazeteci ağabeyimiz Taha Akyol (kendisi tarafsız görünmeye çalışan bir Erdoğan muhalifidir) dün müthiş bir gerçeğe parmak bastı:

Paraların görünümünü saptayan 30 Aralık 1925 (aslında 30 Kanun-u Evvel 1341) tarihli ve 701 sayılı kanun "tuğrayı" kaldırıyor ve paraların üzerinde "Reisicumhur Hazretleri'nin resmi bulunur" diyor...

"Şu andaki reisicumhurun" demiyor!

Belli ki günün birinde Atatürk'ten başka birinin de cumhurbaşkanı olabileceği düşünülmemiş.

Bu kanun o günden bugüne yürürlükte midir? Yürürlüktedir.

Eh, öyleyse İnönü "kanuna uygun" bir iş yapmış! (Taha Akyol da İnönü'yü bu şekilde aklıyor zaten.)

Eh, öyleyse Erdoğan da yapabilir!

Yapsa kıyameti koparırsınız, "şeddeli diktatör" dersiniz.

Ama biz kalkıp İnönü'ye diktatör desek bizden kötüsü olmaz, öyle mi?"

Engin Ardıç'ın yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN...