Abone Ol

CHP'li Özel'den Erdoğan'a Beyaz Et Çıkışı: Bu Ülke Bu Kalpsizliği Taşıyamaz

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Bütün canlıların sahiplerine ödemelerini yapacağız, büyükbaşsa büyükbaş, beyaz etler” sözlerine tepki gösterdi.

CHP'li Özel'den Erdoğan'a Beyaz Et Çıkışı: Bu Ülke Bu Kalpsizliği Taşıyamaz

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İstanbul İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi.

Özel, burada yaptığı açıklamalarda AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Bütün canlıların sahiplerine ödemelerini yapacağız, büyükbaşsa büyükbaş, beyaz etler” açıklamasına tepki gösterdi.

Özel, “Onların bedellerini ödeyince sahiplerinin acısının geçeceğini varsayıyorsunuz ama sahipsiz hayvanlar, orman florasını oluşturan tüm canlıların değerine fiyat biçilir mi? Evi yanana da bahçesi yanana da canı yanana da hayvanı yanana da oğlu kızı ölene de madencinin anasına da askerde şehit düşenin anası babasına da sadece para üzerinden bu kalpsizliği artık daha fazla bu ülke taşıyamaz. Acılar satın alınamaz, her şeye değer biçilemez. Her şeye değer biçen ‘parası neyse veririz’ diyen bu anlayışı bu ülke daha fazla barındıramaz, daha fazla makul göremez” ifadelerini kullandı.

Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:

''POLEMİK ORTAMINA GİRİP EKSİKLİKLERİ UNUTTURMAK İSTİYORLAR''

Bütün Türkiye gibi bizler de son derece keyifsiziz. Süren yangınların ya da yeniden kontrolden çıkan yangınlarının ve süregiden çevre felaketinin yarattığı hüzün, hepimizde var. Soruna katkı sağlayabilecek çözümleri kamuoyuyla paylaşmaya, gerekli girişimlerde bulunmaya devam ediyoruz. Dün AKP Genel Başkanı Erdoğan, iki televizyon kanalının ortak yayınına çıktı. Sorular önceden belirlenmişti, cevapları ‘prompter’dan okunuyordu, aralara klipler serpiştirilmişti. Yapmaya çalışıp yapamadıklarını bu yöntemle denediler. Eksikliklerle ilgili özeleştiri, özür ve bundan sonra gösterilecek duyarlılığa ilişkin beklentileri olan dinleyicilerin beklentileri boşa çıktı. Hemen ‘muhalefet terörü’ diye tema geliştirdiler. Kendilerine itiraz eden herkesi teröristlikle suçladılar. Ana muhalefet partisine 5. kol faaliyeti diyen zihniyet yine çareyi kutuplaşmada aradı. ‘Biz muhalefetle kavga edelim, bizimkiler yanımızda dursun.’ Kendilerine oy verenlerin kendilerini bu konuda savunamadıklarını biliyorlar. Dünkü programın tamamını böyle özetlemek mümkün. Bizlere yapılan iftiralara, hakaretlere cevap verecek değiliz. Polemik ortamına girip de eksiklikleri, kendi Tarım Bakanının, ‘yangınlarda mücadelede uçaklara gerek yok, o yüzden yenilemiyoruz’ ifadelerini unutturmaya çalışıyorlar. Bu oyuna gelmeyiz. ‘Niye hazırlıklı değiliz’ diye sorduk. Cevabı ‘yalan terörü’ diye veriyor ama perşembenin gelişi çarşambadan belliyken ‘yalan terörü’ değil sorunun cevabını duymak istiyoruz.

''MAZERET ÜRETMENİN VE PİŞKİNLİĞİN İFADESİ''

Grup Başkanvekilimizi ‘namert’ olmakla suçluyor. Milas Belediye Başkanı’mız ‘yangın termik santrale gelir, bu kısım çok önemli, durdurmalıyız’ diye söylerken; İçişleri Bakanı ‘burayı aşmayacak’ dedi. Termik santrale sıçradı. ‘Bu yangını öngörüyorduk’ diye açıklama yaptılar. Bu yönetememenin felaketle karşılaşıldığında mazeret üretmenin ve pişkinliğin ifadesi. Bir diğer argümanı ‘bu işi PKK’lılar yaptı.’ Hani Süleyman Soylu, ‘terörist metresi geri geri sarıyor, burunlarını çıkartmıyoruz’ diyordu. Burunlarını çıkaramayanlar orman yangını çıkarıyorsa Süleyman Soylu’ya bir şey söylemek lazım. Demek ki bizi kandırıyorlar, aldatıyorlar. Kendi beceriksizliklerini örtmek için kullananlar, terör örgütlerine güç atfettiklerinin farkında değiller herhalde. Teröristler yapıyorsa neden yakalamıyorsunuz? Algı için yapıyorsanız buna da kimse aldanmıyor kimse kusura bakmasın. Kim yakıyorsa lanetliyoruz ama söndüremeyenin de beceriksizliğini gözler önüne sermek lazım.

''ÇELİŞKİYİ KAMUOYU TAKDİRİNE BIRAKIYORUZ''

Tarım ve Orman Bakanı, ilk günden beri ‘keşke öyle olsaydı’ dedirten ama herkesi şaşırtan cümle kuruyor. Türkiye’nin orman yangınıyla mücadelesinde dünyada az bulunur filosu olduğunu söylüyor. Dışişleri Bakanı’na kulak verdiğinizde yapılan takviyelere ilave olarak ‘İsrail’den iki Ukrayna’dan dört uçak daha bulduk, filomuza kattık’ diyor. Bu kadar ağır çelişkiyi kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz.

''BU KALPSİZLİĞİ BU ÜLKE TAŞIYAMAZ''

AKP Genel Başkanı, ‘orman yanar da canlı yanmaz mı, kayıpların parasını ödeyeceğiz, büyükbaşsa büyükbaş, beyaz etse beyaz et.’ Yanan hayvanlara maddi değer üzerinden bakan, kanatlılar için beyaz et ifadesini kullanan AK Parti Genel Başkanı’nın çıkardığı Hayvan Hakları Yasası’na bakarsanız o yasada tercih ettikleri tanıma bakarsanız bu dili şaşırmazsınız. Hayvandan kasıt evde yetiştirilen tavuk, kazlar değil. Onların bedellerini ödeyince sahiplerinin acısının geçeceğini varsayıyorsunuz ama sahipsiz hayvanlar orman florasını oluşturan tüm canlıların değerine fiyat biçilir mi? Evi yanana da bahçesi yanana da canı yanana da hayvanı yanana da oğlu kızı ölene de madencinin anasına da askerde şehit düşenin anası babasına da sadece para üzerinden bu kalpsizliği artık daha fazla bu ülke taşıyamaz. Acılar satın alınamaz, her şeye değer biçilemez. Her şeye değer biçen ‘parası neyse veririz’ diyen bu anlayışı bu ülke daha fazla barındıramaz daha fazla makul göremez. Meseleyi buna indirgeyen bu anlayışı sadece kınıyoruz.

''HER ZAMAN KESTİĞİNİZ RACONDA VAR MI''

Devamında Recep Tayyip Erdoğan ‘sorumluluk belediyelerde’ diyor. ‘Yerleşim yerlerinden büyükşehir sorumlu onlar da CHP’den’ diyor. Ayrımı ne kadar doğrudur bilinmez ama büyükşehirlerin sorumlu olduğu yerlerde yangın çıkmış, belediye söndürememiş, yangın ormana sıçramış gibi anlatıyor. Oysa ormanlarda yangın çıktı, döndü yerleşim birimlerine sıçradı. Belediyelerin sorumluluk alanlarına ormanlardan gelen yangın ulaştı. Vatandaş bunu duyduğunda ‘Marmaris merkezden CHP sorumlu’ demez. ‘Oy verdiğim iktidar partisi meğer beni kandırıyormuş’ der. ‘Her şeyin sorumlusu benim, bu sistem çok hızlı kararlar alacak.’ Bu sistemin tek sorumlusu olarak orman yangınlarındaki sorumluluğu belediye başkanlarına atıp kaçmak nedir? Her zaman kestiğiniz raconda var mı bu?

''YETKİYİ TURİZM BAKANI’NA BIRAKIYOR''

‘Turizm Bakanına böyle yetki vermedim’ diyor. Turizm Kanunu’nda yapılan değişiklikte turizm bakanı gerekli görürse turizm yatırımlarına izin verilebiliyor. Bakan ‘üç bakanlıktaydı, değişiklik bu’ dedi. Orman Bakanına sormadan ormanı açma yetkisi turizm bakanının insafına bırakılmasına ‘hayır’ demiştik. Bu kanunda yetkiyi turizm bakanına bırakıyor. ‘Vermedim’ dediği yetki kendi partisinin milletvekillerinin oylarıyla verildi.