Abone Ol

Çavuşoğlu'ndan AB'ye tepki: Karşılığını vermek zorunda kalacağız

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "AB (Türkiye aleyhine) ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. Bu da çözüme katkı sunmaz" açıklamasını yaptı.

Çavuşoğlu'ndan AB'ye tepki: Karşılığını vermek zorunda kalacağız

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, AB Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell ile Ankara'da gerçekleşen görüşmenin ardından ortak açıklama yaptı.

Çavuşoğlu, "AB (Türkiye aleyhine) ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. Bu da çözüme katkı sunmaz" açıklamasını yaptı.

İşte Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar:

AB'den beklentimiz, sorunların çözümü konusunda sorunun değil çözümün tarafı olmasıdır. Gerek Akdeniz gerek Kıbrıs konularında, üyelik dayanışması anlayışı yerine objektif bir arabulucu şeklinde yaklaşırsa AB, üye ülkelerin de lehine olur.

Bugün Libya konusunda Fransa gibi ülkeler Hafter'i destekliyor. En son Doğu Akdeniz'de bir taciz iddiasında bulundu ama doğruyu söylemediğini biz ispatladık. NATO ve AB bunu söyleyemez ama biz açık söylüyoruz. Fransa burada dürüst davranmadı. Fransa'nın Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor.

Avrupa Birliği kriterler hiç uymayan bazı ülkeleri, üye ülkelerin bastırmasıyla güvenli listeye alıp Türkiye'yi almadığı zaman bizim de AB'nin adil davranmadığını söylemek hakkımız. Biz Almanya ziyaretinde bu bilgileri AB'ye verdik. Almanya'nın öncülüğünde, aşamalı bir adım atacağımızı düşünüyoruz. AB'nin hakkaniyetli davranmasını gerektiğini düşünüyoruz.
İşte ortak basın toplantısında Joseph Borrell'in açıklamalarından satır başları;

Sıcak karşılama için teşekkür ederiz. Son dört ay içerisinde Türkiye'ye ikinci defa geliyorum. Korona sebebiyle daha sık gelemedim. Umuyorum ki gelecekte bu pandemi bu kısıtlara sebep olmadığında bu konuşmaları daha çok yapacağız. Çözecek çok sorunumuz var.

Bu karşılamanız için ve birçok hayati öneme sahip konuyu ele almamıza fırsat verdiğiniz için teşekkür ederiz. Doğu Akdeniz'deki durum, Libya ve Suriye ve genel anlamda AB-Türkiye ilişkilerinin durumu. En iyi döneminden geçiyor bu ilişkiler diyemeyiz. Birlikte çalışmamız gerek.

Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görüşlerini almak için bulunuyorum. Gelecek hafta önemli bir toplantımız olacak. İki önemli toplantıdan önce bir araya gelmemiz önemli diye düşündüm. Hem her iki tarafın da pozisyonunu daha iyi öğrenebilmek ve yapılabilecekleri görebilmek için.

Türkiye AB için yakın bir komşu değil, bazı üye ülkelere; Yunanistan'a Portekiz'den daha yakın bir komşu. Kilit bir ortak Türkiye ve aday bir ülke. Sık sık çok kapsamlı bir şekilde Türkiye'yi tartışıyoruz. Bu da bu ilişkiye ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi.
Sayın Bakan ile çok açık yapıcı bir şekilde konuşabildik. Şu an mevcut durum ideal olmaktan çok uzak. Ciddi meseleler var ki bunları hemen ele almamız gerekiyor.

Çünkü bu durumdan çıkmanın karşılıklı faydası olduğuna inanıyoruz. Avrupa için Doğu Akdeniz kilit bir bölge.
Ve ileriye yönelik hareket edebilmek için, güven oluşturabilmek için, iyi komşuluk ilişkileri ve güvenlik açısından da gerçekten çok önemli.

Tek taraflı yaklaşımla yapılamaz, işbirliği ve diyalog gerekir. Daha fazla işbirliğine ihtiyacımız var. Milli Savunma Bakanı ile de görüşeceğiz. Türkiye ve Libya'daki ihtilaf konusunu da ele aldık. Berlin Konferansına katılan tüm katılımcıların pozisyonunu ele aldık.

Şunu söylemek isterim. Türkiye'nin seyahat kısıtlamaları konusundaki endişelerini anlıyorum. Türkiye'nin bu listede olmadığını söylediniz ama özellikle gerekli olmayan seyahatlere yönelik bir takım kısıtlarımız var. Komisyonun bu konularla ilgili bilgileri bu kararları objektif kriterlere dayanarak alıyor. Tabi ki bu mekanik bir süreç değil. Niteliksel değerlendirmenin de yapılması gerekiyor. Hiçbir şey nihai değil. Her iki haftada bir bakılıyor, değişen sağlık durumu ele alınıyor. Tamamen bir seyahat yasağı yok.