Tiyatro perdesi ve sahnenin büyüsü sizi ilk ne zaman etkiledi? Oyuncu olmaya ne zaman karar verdiniz?
Aslında profesyonel anlamda oyunculuk yapmak gibi bir hayalim yoktu. Üniversite seçimimi yaptığım sırada rahmetli annem bu konuya dikkatimi çekti, yeteneğim olduğunu söyledi. Ben de denemeye karar verdim ve konservatuvar sınavına girdim. Annem dikkatimi çekmeseydi bilime yönelecektim. Çünkü fen okumuştum. Yıllar sonra arkadaşlarım çocukken oynadığımız oyunları hatırlattılar; ben zaten sürekli bir tiyatro oyunu hazırlıyor ve arkadaşlarımla sahneliyormuşum. Sıklıkla bana taklit yaptırıldığını hatırlıyorum. Yani ben zaten tiyatronun içindeymişim.
“Poyraz Karayel” ile ekrana döndünüz, ekranda birçok yeni başlayan yapım varken sizin “Poyraz Karayel”e evet demenizin sebebi neydi?
Seçebileceğim roller içinde en cazibiydi Nevra... Öncelikle “Poyraz Karayel” gibi bir dizi söz konusuydu ve bana teklif edilen daha önce hiç benzerini oynamadığım bir karakterdi. Benim gibi kendine meydan okumayı seven bir oyuncuysanız, daha cazip ne olabilir?
“Poyraz Karayel” farklı hikayesi ile dikkat çekti. Siz senaryoyu nasıl yorumluyor ve kendi karakterinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok özel bir yapım “Poyraz Karayel”. Toplumun her kesimine hitap edebilecek kadar dikkat çekici bir senaryosu ve oyuncu kadrosu var. Senaryo örgüsü son derece profesyonel ve başarılı. Esprisi ve karakter çatışmalarıyla hep yeni ve sağlam. Ben de bundan nasibimi aldım ve harika bir Nevra karakteri yazıldı. Taş kadar soğuk, gerçek anlamda kötü, üstelik güçlü. Çok tehlikeli. Her bölümü merakla bekliyor, heyecanlanıyorum.
NEVRA’YA SADECE SEYİRCİ DEĞİL BEN DE KIZIYORUM
“Poyraz Karayel”de sizi sete en çok sürükleyen şey nedir?
Tüm ekip ve Nevra’yla buluşma heyecanı. Sahneler oyuncu arkadaşlarımla ve yönetmenlerimizle yeniden şekillendiğinde o kadar keyifli hale geliyor ki.
Başarının ne kadarını yeteneğe, ne kadarını şansa bağlıyorsunuz?
Şans elbette her meslek dalı için önemli. Oyunculukta ise yetenek olmazsa olmaz... Ama en önemlisi yeteneğinizi geliştirmek için çok çalışmak. Daima yeniden gözden geçirmek, özeleştiriyi sağlam yapmak, bu işe daha bugün başlıyormuş gibi taze ve amatör bir ruhla yaklaşmak.
Nevra’dan sonra nasıl bir karakter canlandırmak, nasıl bir hikayenin içinde olmak istersiniz?
Benzer bir karakter olmasın da... Her türlü yeniliğe varım.
Hayranlarınızın size söylediği unutamadığınız bir söz ya da mesaj var mı?
O kadar hoş şeyler yazıyorlar ki. Bu karakterde bir ilki yaşıyorum. Onlarla beraber Nevra’ya kızıyorum. Bazen Nevra’ya kızıp kötü şeyler söylediklerinde beraber gülüyoruz.
“Poyraz Karayel” izleyicilerine ve fanlarınıza neler söylemek istersiniz?
Onlar gerçekten çok değerliler. Bilinçli, harika eleştiriler yaparak ve dolayısıyla ciddi anlamda katkıda bulunarak izliyorlar. Beni de aralarına kabul ettikleri için çok teşekkür ederim.
Barışı özlüyorum
Son dönemde özlemini duyduğunuz ya da eksikliğini hissettiğiniz bir şeyler var mı?
Tüm ülkemle birlikte barışı özlüyorum.
Onsuz yaşayamam dediğiniz neler var?
Çocuklarım. Ülkem. Özgürlüğüm.
En çok neyin hayalini kurarsınız?
Yeni bir yere yolculuk yapmanın hayalini kurarım.
HADDİNİ AŞAN SABRIMI TAŞIRIR
Sabrınız nerede tükenir?
Sabrımı zorlayan şey ya da kişi haddini aştığında.
Elinizde bir güç olsa kadınlar için ne yapardınız?
Onların kendi ayakları üstünde sapasağlam durabilmeleri ve kimsenin onlara zarar verememesi için kullanırdım gücümü.