Abone Ol

Asıl Nil Karaibrahimgil, Neşet Ertaş sayesinde tanındı!

Nil Karaibrahimgil'in maksadını aşan konuşmalarına bir analiz de Yüksel Evsen'den geldi.

Asıl Nil Karaibrahimgil, Neşet Ertaş sayesinde tanındı!

Deneyimli Televizyoncu Yüksel Evsen, Nil Karaibrahimgil-Neşet Ertaş polemiğini yazdı.

Yüksel Evsen, Neşet Ertaş için önce "Benim sayemde tanındı" diyen daha sonra da özür mektubu yazan Nil Karaibrahimgil'e sert çıktı. Evsen, Karaibrahimgil'e "Asıl sen, Neşet Ertaş sayesinde tanınmış olmayasın?" diye sordu.

İşte o yazı:

KARAİBRAMGİLİN'İN NİL, BUNU MUTLAKA BİL!

Bir zamanlar özgür kızdı...

Şapkalı özgür kız olarak ün yaptı, ama sadece metropollerde...

Albümleri çok sattı, ama sadece büyükşehirlerde..

Küçük bir azınlığın, küçük starı olarak kalıverdi.

Özgür kız ya hani? O nedenle hala bu gerçeklere aldırış etmeden kendi çalıyor kendi söylüyor...

Önce "Neşet Ertaş'ı tanımıyorum" dedi... Sonrasında da "Neşet Ertaş benim sayemde tanındı" deyiverdi. Baktı iş olacak gibi değil, sözüm ona toparladı, duygusal mektup yazdı..

Karaibrahimgil'in Nil'in mektubuna geleceğiz.. Gelmeden önce 10 Ağustos tarihli Hürriyet Gatezesi Kelebek ekinde ne yazdığına bir göz atalım.

Diyor ki özgür kızımız:

'Biz Türkler ne acayip insanlarız. Kocaman ağır lafları sarfediveririz. Taşımaya çalışırız. Dramatize etmezsek, yaşamaz gibi oluruz.'

***

Sahi, biz bugüne kadar bu kadar ağır laflar duyup da, nasıl toparladık hayatı bilmiyorum. Eşlik ettiğimiz şarkı sözleri, sevgilimizle yazışmalarımız, ağzımızdan öylesine çıkıveren laflar ne kadar kesici. '

Sahi Karaibrahimgil'in Nil.. sözlerin ne kadar kesici? Kocaman, ağır lafları nasıl da seviyorsun? Mazallah nasıl toparlarsın sonra hayatı?

Sonra bugün okudum gazetelerde bir mektup yazmış büyük ustaya.. Neşet Ertaş'tan özür dilerken bile nalıncı keseri gibisin.. Yontuyorsun da yontuyorsun kendine her şeyi..

Hadi gelin ona da bakalım:

"Çok Saygıdeğer Neşet Ertaş,Bugün, yüzümü solgun gören babam sordu: "Neyin var kızım..." "Sorma baba" dedim, "Neşet Ertaş'ı üzmüş olabilirim. Sözlerim yanlış anlaşıldı, o gerçek sanabilir. Kelimeleri sevmiyorum, çok kayganlar..." Babam, "Neşet Ertaş'ı babaannen çok dinlerdi. Çok severdi. Evde bir dolu plakları vardı" dedi.               

İnsan bazen, kelimlere basıp yuvarlanabilir. O "sayemde" kelimesini de, "Vesile olabildiysem ne mutlu"yla değiştirmek isterim.'

Hay sözlerinle bin yaşa emi.. Sayemdeyi alırmış, vesile olabildiysem ne mutluyu koyarmış! Mektubu yazabilmek için illa baban mı hatırlatmalı, illa babaannen dinliyor mu olmalı Karaibrahimgil'in Nil?

Şimdi tüm bunları burada bırakıp Anadolu'ya gidelim..

Aşık Veysel'in doğduğu topraklara.. Karacaoğlan'ın diyarına, Dadaloğlu'na.. Hatta taa Yunus Emre'yi yetiştiren obalara, köylere, tozlu yollara... Ve sonra tüm yurda, Koca Anadolu'ya gidelim.. Bir Neşet Ertaş'ı, bir de seni soralım!

Kim bilir seni Karaibrahimgil'in Nil?

Ne haddine Neşet Ertaş'a vesile olmak.. Ne haddine senin sayende tanıtmak.

Adama sormazlar mı? Bu polemik nedeniyle Neşet Ertaş mı senin sayende tanındı, yoksa sen mi onun sayesinde? Tüm ülke "Büyük ustaya böylesine büyük laflar eden de kim ola ki?" diye kulak kabartmış ve adını öğrenmiş olabilir mi senin?

Küçük azınlıkların küçük starı.. Neşet Ertaş ne güzel demiş bak!

"Olmadan oldum sanan birinin çocukça lafları. Nil ham meyve,
kusuruna bakmam"

Neşet Usta senin kusuruna bakmadıktan gayri, bize laf düşmez.. istedim ki tüm bunları bil, Karaibrahimgil'in Nil!

yuksel@yukselevsen.com