Abone Ol

Ahmet Mümtaz Taylan: Leyla ile Mecnun Gezi Olayları Yüzünden Bitti

Tiyatrocu Ahmet Mümtaz Taylan, Leyla ile Mecnun'un yayından kaldırılması ve gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Ahmet Mümtaz Taylan: Leyla ile Mecnun Gezi Olayları Yüzünden Bitti

Tiyatrocu Ahmet Mümtaz Taylan gündeme dair ve geçmişte yaşananlarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bir dönem en çok izlenen dizilerden Leyla ile Mecnun’un Gezi eylemleri nedeniyle yayından kaldırıldığını söyleyen Taylan, o dönem Başbakan olan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye gittiği için de "ara dayağı" yediğini söyledi.

Sunucu Jülide Ateş’in GAİN’de 8 Nisan’daki “40” adı verilen ilk programında oyuncu ve yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan konuk oldu.

Ahmet Mümtaz Taylan Gezi Parkı olaylarından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la buluşmasına, Leyla ile Mecnun dizisinin kaldırılmasından Boğaziçi Üniversitesi’ne, kadına şiddetten Pandemi’de sanatçılara yapılan yardıma kadar pek çok konuda sert açıklamalar yaptı.

İşte Ahmet Mümtaz Taylan’lı 40’dan satır başları:

GEZİ’DE TAYYİP ERDOĞAN’LA GÖRÜŞMEYE GİTTİM DİYE ARA DAYAĞI YEDİM

Protesto hakkı nerede başlar nerede biter?

Gezi’de yaptığım şeyin tamamiyle arkasındayım, ben talep etmedim o zaman Başbakandı Sn. Tayyip Erdoğan tarafından davet edildiğim zaman birkaç kişiye sordum, birincisi dostumdur Sırrı Süreyya Önder’e sordum, ‘sence bir faydası var mı gitmeli miyim doğru bir şey midir?’ o bana kendince bir cevap verdi; daha sonra gezi dayanışması ile bulabildiğim polisle sokakta kovalamaca oynuyorlardı o sırada ama, birkaçına ulaştım, onlarla konuştum ne dersiniz gideyim mi diye, bence gidin herkesi her şeyi anlatması lazım demişlerdi; gittim görüştüm.

Çok da iyi yaptım görüşmekle. Her şeyi açık açık konuştuk, 5 – 5 buçuk saatlik bir toplantıydı, başka toplantılarla karşılaştırılmasın gezi insiyatifinden insanlar vardı, sosyalist Müslümanlar, sol Müslümanlar, üniversite öğrencileri vardı, yani bir meslek gurubunun tamamıyla gittiğim bir toplantı değildi. Uzun bir toplantı yaptık. Sonlandırılmasında, Gezi’deki polis tutumunun, güvenlik tutumunun sonlandırılmasına da bir katkısı oldu.

Çok doğruydu. İyiydi. Eleştirildim mi? Eleştirildim. Ara dayağı denen bir şey vardır, 2 kişi kavga ederken aman etmesinler, zarar görmesinler diye araya girdiğinde 1-2 tane de sen yersin, buna ara dayağı denir. Benim ömrüm ara dayağı ile geçti.

Bugün Boğaziçi ile bir şey konuşulacak, buyur gel derlerse hemen giderim. Çünkü konuşarak halledeceğimize inanıyorum. Başka türlü hallolmayacak. Orada öğrencilere, eğitim görevlilerine ve çoğumuza göre ehliyet sahibi olmayan birisi, hangi nedenle bilmiyoruz; rektörlüğe atanmış, bunu eleştiriyorlar; demokratik haklarıdır; kırıp dökmeden bunu yapıyorlar. Kendilerini hükümete falan beğendirmek zorunda değiller gençler.

Bazen sert, delici, dürtücü ve kesici olabilir fikren. Eleştiri böyle bir şeydir. Eleştiriye en çok açık olması gereken, yürütmedir. Eleştirilirsiniz. Tahammül edecekler. Halk eleştirmemeyi öğrenmeyecek, yürütme eleştirilmeyi, eleştirmeyi kabul etmeyi, eğer faydalıysa, iyi sonuç çıkacaksa değerlendirip, ondan sonuç çıkarmayı öğrenecek.

LEYLA İLE MECNUN GEZİ YÜZÜNDEN KALDIRILDI

Leyla İle Mecnun neden bitti?

Gezi olaylarından 3 ay önce seti ziyarete gelen üniversite öğrencilerinin Gezi Parkı’ndaki düzenlemelerle ilgili ne düşündüğümüzü sorduğu zaman verdiğimiz cevap; bir gazetede 3-4 arkadaşımızın Beyoğlu’ndaki hadiseler sırasında bir fotoğraf karesi yüzünden ‘bence’ kalktı! Burak Aksak diyor ki, ‘etkisi büyük reytingi düşük bir diziydi’ yüzde yüz doğru söylediği şey, TT’de her hafta birinci olurduk, hâlâ Leyla ile Mecnun birinci oluyor ama, TRT maliyeti ile reytingi birbirine ters olan her işi öyle kaldırmadı. Dolayısıyla o Burak’ın fikridir saygı duyarım ama, katılmıyorum. Bülent Arınç’ın da ne dediği çok önemli değil, Arınç söylemesi gerekeni söylemekle görevle olduğu bir makamda. Bence Gezi yüzünden kaldırıldı.

DEVLET TİYATROLARI ÖZERKLEŞMELİDİR, YOKSA YIKILMAYA MAHKUMDUR

Ahmet Mümtaz Taylan Devlet Tiyatrosu’ndan neden istifa etti?

1949 yılında oluşturulmuş bir yasası var Devlet Tiyatrosu’nun, hâlâ bugün o yasayla idare ediliyor. O zaman 1 sahne, 20-25 oyuncu için yapılmış bir yasa; 60 civarında sahnesi 1.000 civarında oyuncusu, 2 bin 500 çalışanı olan bir tiyatro için o yasa çok dar geliyor. Artık Türkiye’de her şey değişti, özerkleşmesi gerekiyor. Kültür Bakanlığına bağlı ama, kendi sanatsal tercihlerini, sanat siyasetini kendi belirleyen, kendi yöneticilerini kendi seçen bir kurum olması için ben mücadele verdim, mücadele veren arkadaşlarımla beraber oldum.

O anlayış kabul görmediği için, kendi içinde çökmekte olan bir Devlet Tiyatrosu görmek istemediğim için, 2006’da istifa ettim. Yönetmen ihtiyacımız var dendiği için, kısa bir süre için geri döndüm, emekliliğimi istedim. Devlet Tiyatroları özerkleşmelidir, özerkleşmediği sürece bugünkü gibi kendi içine yıkılmaya mahkumdur, sadece Devlet Tiyatrosu değil, tüm ödenekli sanat kurumları!

DEVLET YOK! ESAMESİ OKUNMUYOR

Sanatçılara ve tiyatrolara verilen devlet desteği sizce yeterli mi?

Tabii ki yetersiz, yetersiz kalmaya da mahkum bu bakış açısıyla. Pandemi dönemini kastediyorsanız, pandemi döneminde destek falan görmediler. Onun dışında genel anlamda sanatın ve sanatçının destek gördüğü tartışmalı bir konu. 12 trilyon komik bir rakamdır, 12 trilyon nedir? 12 milyon demek istiyor sanırım. İyi bir semtte 2 ev parasını Türkiye’de tiyatroya yardım olarak tarif ediyor devlet ayıptır! Kurumların yıllık bütçelerini söylemek istemiyorum, provokatif olmamak için. Yoksa burada yerden yere vururum!

Vergi veriyoruz, bu halkın verdiği vergilerden kültür sanata ayrılması lazım. O da bugün verilen rakam değildir. Müzisyenlere 3 bin lira destek mi? 3 ayda 3 bin lira değil mi? Yani ayda bin lira! Ayda bin lira bir müzisyene yardım yapmaktan bahseden devlet mi olur? Utanır insan. Çalışmıyor, çalışmasına izin vermiyorsun! Ondan sonra intiharlar geliyor.

Biz daha sokak müzisyenlerini koruyamıyoruz, vapurda müzik yapmak daha bazısına izin veriliyor, bazısına izin verilmiyor, köprü altlarından toplanıyor, zabıtaların sokak müzisyeninin elinden alıp yere gitar vurduğunu kendi gözlerimle gördüm. Destek falan, köstekten başka bir şey olmuyor. Bana kalsa gölge etmesin ama, köstek oluyor. Burada devlet yok, bu alanda yardım destek alanında devlet yok, esamesi okunmuyor!