Abone Ol

Kritik soru: 15 Temmuz engellenebilir miydi?

15 Temmuz'un üzerinden 4 yıl geçti ancak FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin bir inceleme yapılmadı. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz "Eğer klasik devlet refleksiyle davranmış olsalardı o rezil geceyi yaşamazdık. Darbe girişimi önlenebilirdi" diyor.

Kritik  soru: 15 Temmuz engellenebilir miydi?

FETÖ tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonucunda 251 yurttaş yaşamını yitirdi, 2 bin 196 kişi yaralandı. Darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçti. Ancak birçok kez tartışma konusu olan FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadı.

Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre; İktidarın FETÖ ile mücadelede yetersiz kaldığı zaman zaman eleştiri konusu olurken, muhalefeti baskı altına almak için kullandığı yöntemler de “FETÖ taktiği” olarak değerlendiriliyor. 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde FETÖ’nün kumpaslarıyla mağdur edilen isimler, Türkiye’deki kurum ve kuruluşların halen FETÖ’den temizlenmediğini belirtirken iktidarın FETÖ ile mücadelede yaptığı yanlışlara dikkat çekti.

‘ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ GİBİ İLİŞKİLERİ VAR’

FETÖ’nün açtığı kumpas davalarının mağduru emekli Kurmay Albay, eski CHP milletvekili Dursun Çiçek 15 Temmuz’a giden süreçte verdikleri mücadeleye iktidarın katılmadığını belirterek, katılmış olsaydı 15 Temmuz darbe girişiminin kesinlikle yaşanmayacağına dikkat çekti. 15 Temmuz öncesi siyasi iktidar ve FETÖ’nün ortaklığının çok açık olduğunu anlatan Çiçek, “Neye karşı bu ortaklık?.. Milli olan orduya karşı, devletin kurumlarına, milli çıkarlarımıza karşı.

Çözüm sürecinden tutun da Kıbrıs referandumu da dahil şer odakları birlikte hareket ettiler. Sonraki süreçte de AKP’liler FETÖ’yü küçümsediklerini, darbe girişimi beklemediklerini ve alnını secdeye koyan insanların devlete silah çekeceğini beklemediklerini defalarca itiraf ettiler. Dolayısıyla 15 Temmuz’da yüzlerce şehit verdik. Binlerce gazimiz oldu.

O gecenin bedelini çok ağır ödedik. Devletin kurumları büyük bir itibar kaybetti. 1 asırlık cumhuriyet kazanımları geriye adım atmak zorunda kaldı. 15 Temmuz gecesi bütün demokratik kurumların FETÖ’ye karşı alana çıkması doğru karardı. Aksi halde emperyalizme teslim olacaktık” dedi.

FETÖ’nün siyasi ayağının iktidar partisiyle ilişkili olduğunu vurgulayan Çiçek, “İktidarın içerisinde FETÖ’nün önünü açan somut isimler var. Ancak iktidar seçim sandığında değişmeden siyasi ayağın sorgulanıp Türk yargısının önüne çıkarılmasını beklemek iyimserlik olur.

Sadullah Ergin kritik bir kişi. Mesela Bülent Arınç, ‘masum değiliz’ diyerek kendi suçlarını da ortaya koydu. Abdullah Gül kritik bir kişi. Cumhurbaşkanı’nın konumu tartışmalı. ‘Aldatıldık, kandırıldık’ diyor. Biz de diyoruz ki, seni aldatanlar, kandıranlar kimse getirip yargıya teslim et.

Onu da yapmıyor çünkü suç ortaklığı var” diye konuştu. İktidarın bir FETÖ projesi olan baroların seçim sistemine yönelik değişiklik yapmak istemesini de değerlendiren Çiçek, “Uzun bir süre FETÖ ve iktidar beraber çalıştıkları için öğrenci öğretmen ilişkileri var” dedi.