TBMM Raporuna göre Rabia Naz düşme sonucu ölmüş

TBMM Rabia Naz Araştırma Komisyonu taslak raporuna son şekli verdi: Ölümüne ikametinin bulunduğu binanın terasından fındıklık alana düşme sonucu gerçekleşme ihtimali kuvvetle muhtemel.

 Hülya Karabağlı medyafaresi.com Özel haber

Eynesil İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi, 12 yaşında Rabia Naz Vatan’ın 12 Nisan 2018 tarihinde şüpheli ölümü Meclis’te tüm partilerin mutabakatıyla kurulan araştırma komisyonunda ele alındı.  Komisyon son şeklini verdiği taslak raporda, ”Rabia Naz Vatan’ın vücudunda meydana gelen ve ölümüne neden olan yaralanmaların ikametinin bulunduğu binanın terasından yan tarafta bulunan fındıklık alana düşme sonucu gerçekleşme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu değerlendirilmektedir” sonucuna vardı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Rabia Naz Vatan Başta Olmak Üzere Şüpheli Çocuk Ölümlerinin Araştırılması Ve Bu Konuda Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu 274 sayfalık taslak rapora son şekli verdi.

Raporda,  Rabia Naz Vatan’ın babası Şaban Vatan tarafından kızına AKP’li Eynesil belediye başkanının yeğeninin kullandığı arabanın çarptığı ve bunun AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin de devreye girerek kazanın örtbas edildiğine ilişkin iddiaları doğrulanmadı.

Raporda, Adli Tıp Kurumu raporlarına da dikkat çekilerek, “Rabia Naz Vatan’ın vücudunda meydana gelen ve ölümüne neden olan yaralanmaların ikametinin bulunduğu binanın terasından yan tarafta bulunan fındıklık alana düşme sonucu gerçekleşme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu değerlendirilmektedir” denildi.

Taslak raporda, “Rabia Naz Vatan’ın ölümüyle sonuçlanan olayın yaralı olarak bulunduğu yer veya başka bir yerde bir aracın çarpması sonucu gerçekleşmiş olduğuna dair görgüsü, bilgisi ya da duyumu olan bir şahsa ulaşılamadığı, yaralı olarak bulunduğu yerde kolluk görevlilerince yapılan araştırmalarda trafik kazası olduğuna dair fren izi, araç parçası veya benzeri bir bulguya rastlanılamadığı” ifade edildi.

Taslak raporda,  Rabia Naz Vatan’a siyah bir doblo araç ile çarpıldığı iddiası ve oradan metruk binaya götürülerek kan ve diğer bulguların temizlendikten sonra yaralı olarak bulunduğu yere bırakıldığı yönündeki söylemini destekler bir delile de bugüne kadar kolluk ve Cumhuriyet Savcılığı tarafından ulaşılamadığına dikkat çekildi.

Kamuoyunda şüpheli ölümünde Rabia Naz’la ilgili yapılan  ‘intihara meyilli’ yorum, açıklama ve haberler komisyon tarafından desteklenmedi.   Komisyon, Rabia Naz’ın psikolojik yapısı, duygu durumu, olay günü ve öncesinde yaşadıkları, okudukları, izledikleri ve varsa oynamış olduğu oyunlar, bu yaştaki çocukların intihar düşünce ve bilincinin gelişip gelişmediği ya da bunu bir intihar olarak değil de oyun olarak görüp sonuçlarını öngörüp öngöremeyeceği hususunda ayrıntılı bir araştırma yapılmadığı, uzman görüşü alınmadığı vurgusu yaptıktan sonra, “Rabia Naz’a ilişkin tanık ifadeleri ve olay günü yol güzergâhındaki tavırları ile uzman görüşleri dikkate alındığında Rabia Naz’ın intihara meyilli bir yapısının olmadığı değerlendirilmiştir” dedi.

Son şekli verilen taslak Rapordan bazı bölümler şöyle:

OLAYA İLİŞKİN OLASI SEBEPLER

Rabia Naz Vatan’ın 12.04.2018 günü ikametinin bulunduğu Vatan Apartmanı önünde yaralı olarak bulunması ve kaldırılmış olduğu Görele Devlet Hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmesiyle neticelenen olayın yapılan araştırmalara rağmen bugüne kadar ne şekilde gerçekleştiği hususunun tam olarak aydınlanamadığı, elde edilen bilgi, beyan, rapor ile sair hususlar çerçevesinde, Rabia Naz’ın ölümü ile sonuçlanan olayın;

TRAFİK KAZASI SONUCU GERÇEKLEŞMİŞ OLABİLECEĞİ İHTİMALİ,

1- Trafik kazası sonucu gerçekleşmiş ise bu kazanın yaralı olarak bulunduğu yerde meydana geldiği,

2- Trafik kazası sonucu gerçekleşmiş ise kazanın başka bir mahalde gerçekleşip yaralı olarak bulunduğu yere bırakılmış olduğu,

B- RABİA NAZ VATAN’IN İKAMETİNİN BULUNDUĞU VATAN APARTMANININ YAN CEPHESİNDEN DÜŞMESİ İHTİMALİ,

C- RABİA NAZ VATAN’IN İKAMETİNİN BULUNDUĞU VATAN APARTMANININ ÖN CEPHESİNDEN ATLAMASI VEYA İNTİHAR ETMESİ İHTİMALİ,

D- RABİA NAZ VATAN’IN İKAMETİNİN BULUNDUĞU VATAN APARTMANINDAN İTİLMESİ İHTİMALİ.

Öncelikle bugüne kadar yapılan araştırmalarda olayın ne şekilde meydana geldiğine dair görgüye dayalı bilgisi olan herhangi bir kişiye ulaşılamamış ayrıca olayın gerçekleşme anını görüntüleyen kamera kaydı da elde edilememiştir. Bu kapsamda yukarıda sayılan olayın meydana geliş şekline ilişkin ihtimaller, elde edilen bilgi ve bulgular dâhilinde tek tek irdelendiğinde;

A- TRAFİK KAZASI SONUCU GERÇEKLEŞME İHTİMALİ

Rabia Naz Vatan’ın ölümüyle sonuçlanan olayın yaralı olarak bulunduğu yer veya başka bir yerde bir aracın çarpması sonucu gerçekleşmiş olduğuna dair görgüsü, bilgisi ya da duyumu olan bir şahsa ulaşılamadığı, yaralı olarak bulunduğu yerde kolluk görevlilerince yapılan araştırmalarda trafik kazası olduğuna dair fren izi, araç parçası veya benzeri bir bulguya rastlanılamadığı, Rabia Naz’ın bulunduğu yerden geçen yolun ara yol olması, bu yol ve bağlantı yollarının konum ve fiziki yapısı ile Rabia Naz’ın vücudunda meydana gelen ve ölümüne sebebiyet veren kemik kırıkları (özellikle ayak topuk kemiğinde meydana gelen kırıklar dâhil yaraların şekil ve nitelikleri) göz önüne alındığında bu ihtimalin oldukça düşük olduğu,

Yine olayın trafik kazası sonucu gerçekleştiği ancak bu kazanın yaralı olarak bulunduğu yer dışında başka bir yerde gerçekleşmiş olma ihtimalinin ise; Rabia Naz’ın en son göründüğü kamera kaydının saat 16.49.25’te olduğu, bu saatten sona Mehmet Ali Somuncuoğlu, Meryem Erol ve Beyza Okur tarafından görülmüş olması, olaydan sonra Rabia Naz’ı yaralı olarak ilk gören Mürsel Küçükal’ın önce Vatan Apartmanına gidip kimseye ulaşamaması, sonrasında Şermin Dede’nin evine gidip kendisine seslenmesi, Şermin Dede’nin o esnada abdest alıyor olması sebebiyle belirli bir süre sonra dışarıya çıkması, akabinde Rabia Naz’ın yanına geldikten sonra ambulansı aramasını istemesi sonrasında Mürsel Küçükal’ın 112 acil çağrı merkezini araması ve kayıtlara göre bu aramanın 17.20’de gerçekleşmesi gibi hususlar göz önüne alındığında, bu kadar sınırlı bir zaman sürecinde Rabia Naz’a başka bir yerde bir aracın çarparak bulunduğu yere getirip bırakması ihtimalinin olamayacağı değerlendirilmektedir.

Ayrıca trafik kazası ve kazanın siyah bir doblo araç ile gerçekleştiği iddiası, orada bulunan metruk binaya götürülerek kan ve diğer bulguların temizlendikten sonra yaralı olarak bulunduğu yere bırakıldığı yönündeki söylemini destekler bir delile de bugüne kadar kolluk ve Cumhuriyet Savcılığı tarafından ulaşılamamıştır.

- RABİA NAZ VATAN’IN İKAMETİNİN BULUNDUĞU VATAN APARTMANININ YAN CEPHESİNDEN DÜŞMESİ İHTİMALİ

Olay günü Rabia Naz Vatan’ın ikametinin bulunduğu Vatan Apartmanına girdiğine ve bu binanın teras katına çıktığına dair görgüye dayalı bilgisi olan herhangi bir şahsa ulaşılamadığı ancak yaralı olarak kendisini ilk gören Mürsel Küçükal’ın sonradan alınan ifadesinde; “Çeşmede su doldurduğu esnada önce “güm” diye bir ses duyduğu, akabinde sularını alarak yukarı doğru yürüdüğünde bir bağırtı sesi duyduğu, bunun üzerine hızlanarak yürümeye devam ettiği ve Vatan Apartmanının alt tarafındaki yolda park halinde bulunan mavi renkli aracın önünde fındıklık alanın beton ile birleştiği yerde Rabia Naz’ı ayaklarının çimenlikte başının ise yolda olduğu ve çocuğun bu haliyle sürünerek mavi aracın arka kısmına kadar sırt üstü kollarını ve bacaklarını hareket ettirerek geldiğini gördüğü” şeklindeki beyanı, Rabia Naz’ın vücudunda meydana gelen kemik kırıkları ve yaralanmaların nitelikleri, Giresun Adli Tıp Kurumunun “Rabia Naz Vatan’ın ölümünün yüksekten düşmeye bağlı genel beden travması neticesinde meydana gelmiş olabileceği” yönündeki değerlendirmesinin yer aldığı 18/01/2019 tarihli raporu, “tamamının olay yeri inceleme raporunda özellikleri belirtilen apartmanın çatısından düşmekle husullerinin mümkün olduğu, sorulduğu üzere apartmanın çatısından koşarak aşağıya atlaması durumunda söz konusu sundurmaya çarpmadan düşebileceği, ölümünün trafik kazasına bağlı olmadığı” şeklindeki 10/04/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulunca düzenlenen mütalaa, yine Adli Tıp Kurumu Üçüncü Üst Kurulunun 25/07/2019 tarihinde düzenlemiş olduğu “ölümün yüksekten düşme kaynaklı genel beden travmasına bağlı omur, pelvis ve ekstremite kemik kırıklarıyla birlikte komplikasyonlar ve pnömotoraks sonucu meydan gelmiş olduğu, tanık tarafından tarifi yapılan yeşillik alandan bulunduğu yere kadar sürünerek ulaşmasının tıbben mümkün olduğu kanaatli” düzenlemiş olduğu rapor gözetildiğinde; Rabia Naz Vatan’ın vücudunda meydana gelen ve ölümüne neden olan yaralanmaların ikametinin bulunduğu binanın terasından yan tarafta bulunan fındıklık alana düşme sonucu gerçekleşme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu değerlendirilmektedir.

Diğer taraftan Adli Tıp Kurumu Üçüncü Üst Kurulunun 25/07/2019 tarihli raporu ile Mürsel Küçükal’ın beyanları kapsamında her ne kadar düştüğü nokta tam olarak tespit edilememiş ise de, Rabia Naz’ın düştükten sonra bulunduğu yere kendiliğinden sırt üstü sürünerek gelmesinin de ihtimal dâhilinde olduğu komisyonda dinlenilen uzmanlarca da ifade edilmiştir.

Ancak Şermin Dede’nin Rabia Naz’ı gördüğünde “sanki biri tarafından bulunduğu yere bırakılmış gibi olduğu” izlenimi edinmesi, yaralanmasının ağır, hareket kabiliyetini oldukça kısıtlar nitelik ve ağırlıkta olması gibi hususlar nazara alındığında Rabia Naz’ın düşmüş olduğu fındıklık alandan bulunduğu yere taşınmış olabileceği, olaya ilişkin en yakın görgü tanığı olan Mürsel Küçükal’ın sonradan alınan beyanında ilk ifadesinden farklı anlatımlarda bulunması ve bu anlatımlarda başkaca bir şahıstan söz etmemiş olması nedeniyle Rabia Naz’ın düştüğü yerden Mürsel Küçükal tarafından bulunduğu yere taşınmış olma ihtimalinin de olduğu değerlendirilmektedir.

- RABİA NAZ VATAN’IN İKAMETİNİN BULUNDUĞU VATAN APARTMANININ ÖN CEPHESİNDEN ATLAMASI VEYA İNTİHAR ETMESİ İHTİMALİ

Bhse konu Vatan Apartmanının 4 katlı bir bina olduğu, binanın zemin ve giriş katında PVC işyerinin olduğu, kollukça yapılan tespitlerde terasın zeminden 18,59 metre yüksekte olduğu, zemin katta bulunan işyerinin zeminden yüksekliğinin 7,10 metre, işyerinin saç ile örtülü çatısının uzunluğunun ise 4,10 metre olduğu, Rabia Naz Vatan’ın yaralı olarak bulunduğu yerin de işyeri duvarına uzaklığının yaklaşık 1,5 metre olduğu, işyerinin saçla kaplı çatısında çarpmaya bağlı herhangi bir çökük veya kırığın olmadığı, Rabia Naz’ın bulunduğu yere binanın terasından üzeri saç ile kaplı işyeri çatısına çarpmadan dikkatsizlik sonucu dengesini kaybederek düşmesinin bu haliyle fiziken mümkün olmadığı, Rabia Naz’ın koşarak atlayıp işyerinin çatısına çarpmadan bulunduğu yere düşmesinin ise aradaki mesafenin uzaklığı, Rabia Naz’ın yaşı ve emsallerine nazaran daha kilolu bir çocuk olması, binanın terasında hızlanabileceği kadar bir mesafenin olmaması hususları gözetildiğinde, olayın bu şekilde gerçekleşmiş olması ihtimalinin oldukça düşük olduğu düşünülmektedir.

Rabia Naz’ın psikolojik yapısı, duygu durumu, olay günü ve öncesinde yaşadıkları, okudukları, izledikleri ve varsa oynamış olduğu oyunlar, bu yaştaki çocukların intihar düşünce ve bilincinin gelişip gelişmediği ya da bunu bir intihar olarak değil de oyun olarak görüp sonuçlarını öngörüp öngöremeyeceği hususunda ayrıntılı bir araştırma yapılmayıp, uzman görüşü alınmamış ise de Rabia Naz’a ilişkin tanık ifadeleri ve olay günü yol güzergâhındaki tavırları ile uzman görüşleri dikkate alındığında Rabia Naz’ın intihara meyilli bir yapısının olmadığı değerlendirilmiştir.     

- RABİA NAZ VATAN’IN İKAMETİNİN BULUNDUĞU VATAN APARTMANINDAN İTİLMESİ İHTİMALİ

Olay gününden itibaren yapılan araştırma ve soruşturmaya rağmen Rabia Naz’ın ikametlerinin bulunduğu Vatan Apartmanının teras kısmından başkaca şahıs veya şahıslarca itilmesi ya da atılması suretiyle olayın gerçekleştiğine dair herhangi bir bilgi ve bulguya rastlanmamıştır. Rabia Naz’ın annesi, babası veya bir yakını tarafından böyle bir şüpheden bahsedilmese de yapılan incelemelerde bu ihtimal üzerinde de gerekli araştırmaların yapıldığı tespit edilmiştir.

Ancak bir bütün halinde değerlendirildiğinde bu ihtimali destekleyen bir kanıta veya tanığa ulaşılamamıştır. Bu sebeple, Rabia Naz’ın yüksek bir yerden başkaca kişi ya da kişilerin itmesi veya atması sonucu düştüğüne dair bugüne kadar yapılan araştırmalarda herhangi bir bilgi, beyan ve delile ulaşılamaması karşısında, olayın meydana gelmesinde başkaca şahıs/şahısların kusur veya kastının varlığından bu aşamada söz edilemeyeceği düşünülmektedir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

OLAY YERİ İNCELEMEDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

•Olay yeri inceleme ekibi bulunmayan ilçelerdeki olaylara müdahalede yaşanan zaman kaybı nedeniyle delillerin kaybolması veya bulunan delillerin niteliğinin değişmesi,

•Olay yeri inceleme birimlerinin olay yerine intikalinden önce; adlî kolluk görevlileri tarafından olay yerinde yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması,

•Olay yerinin yakın ve uzak çevresinin araştırılmaması,

•Olay yerinde bulunma yetkisi olmayan kişilerin olay yerinde bulunması ve olay yerini kirletmesi,

•Olay yeri inceleme ekiplerinin yaptıkları her işlemi kayıt altına almamaları,

•Gereğinden az fotoğraf çekilmesi,

•Olaya ilk müdahale eden kolluk görevlilerinin olay yerini veya olay yerinde bulunan materyallerin yerini değiştirmeleri; eldiven, bone, galoş vb. malzemeler kullanmadan çalışmaları,

•Olay yerinde çalışan görevlilerin sigara, yiyecek ve içecek tüketmeleri, olay yeri tuvaletinin ve banyosunun kullanılması,

•Olay yeri inceleme konusunda teknik uzmanlığı bulunmayan amir konumundaki görevliler tarafından teknik konularda müdahale, yönlendirme ve eleştiri yapılması,

•Olay yeri inceleme biriminin olay yerine hareket etmeden önce olay hakkında yeterince bilgilendirilmemesi,

•Özellikle düşük yoğunlukta nüfusa sahip bölgelerde olayın aydınlatılmasında kullanılması gereken malzemelerin yetersizliği (ıstampa, fotoğraf makinesi, delil torbaları vd. malzemeler),

•Ölü muayene ve otopsi tutanaklarının gerekli ayrıntıyı içermemesi,

•Delillerin kroki çizilmeden, fotoğraflanmadan ve vaktinden önce yerinden oynatılması,

•Islak ve lekeli eşyaların açık havada kurutulmadan plastik torbalara konulması,

•Birden fazla delilin bir arada paketlenmesi,

•Olay yerinde görev yapan ilk ekip ve diğer personelin, kendi aralarında ve birbirleri ile koordinesiz şekilde çalışmaları,

•Cumhuriyet Savcılarının bazı önemli ve nitelikli olaylarda olay yerine gitmemeleri,

•Olay yeri fotoğraf ve videolarının usulüne uygun çekilmemesi, fotoğrafların standardizasyona uygun olmaması,

•Delillerin muhafaza edileceği yer ve nakillerde sorun yaşanması,

•Olay yerinde tutulan, el yazısıyla çalakalem yazılan tutanakların yazım dilinde ve tarifinde sıkıntılar yaşanması.

•Acele sonuçlara varılması ve olayların bu yanlış sonuçların teorilerine uygun şekilde oluştuğunun düşünülmesi,

•Her kurumun kendi hizmet alanı içerisinde kaza ve yaralanmalara karşı tuttuğu bir veri tabanının bulunduğu ancak ülke genelinde tüm kurumların ortak kullanabileceği ve veri girişi yapabileceği bir veri tabanının olmamasıdır.

Çözüm Önerileri

•Kriminalistik çalışmalarda standardizasyonun ve birimler arasında koordinasyonun arttırılması,

•Olay yeri incelemede kişisel bilgi ve becerilerin değil; kurumsallaşmış kapasitenin ön plânda tutulması, başarının kurumsal anlamda standarda bağlanması,

•Olay yerine ilk müdahalede bulunan kolluk kuvvetinin olay yerini muhafaza altına alma noktasında eğitime sahip olması,

•Olay yeri fotoğraf ve videolarının usulüne uygun çekilmesi,

•Olay yeri inceleme birimlerinin fotoğraf, video vb. ekipman masraflarının hızlı ve düzenli bir şekilde ödenmesi,

•Olay yeri incelemede dikkat edilmesi gereken kontaminasyon (kirlenme, bulaşma) önlemlerine uyulması,

•Olay yerinde el yazısıyla yazılan tutanakların yazım dilinde ve tariflerde standartların geliştirilmesi,

•Olay yerinde bulunan tuvalet ve banyo kullanılmaması, olay yerinde bulunan yiyecek ve içeceklere vb. nesnelere temas edilmemesi,

•Olay yeri ve çevresinde bulunan çöplerin dikkatle incelenmesi,

•Adli vakalarda tutulan ölü muayene ve otopsi tutanaklarının içeriğinin detaylandırılması,

•Toplanan delillerin nitelendirilmesinde karışıklıklara sebep olunmadan, tanımlamaların doğru bir şekilde yapılması,

•Olay yeri inceleme ekibinin tüm üyelerinin kendi branşlarında (adli toksikoloji, adli genetik, adli antropoloji vb.) en az yüksek lisans eğitimi almış olması şartının aranması ve yüksek lisans ve doktora eğitimleri olanlara bu mesleklere girişte öncelik tanınması,

•Uygun branşta lisans mezunu (biyoloji, kimya, genetik, psikoloji vd. branşlar) olmayan emniyet mensuplarının branş kursu ile eğitim verilerek sertifika ile olay yeri inceleme uzmanı olarak görevlendirilmelerinin yeterli olmaması sebebi ile uygun branştaki lisans mezunu emniyet görevlileri açısından sertifikasyon eğitimi verilmesi,

•Delil transfer zincirinin, özellikle de soğuk delil transfer zincirinin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi,

•Olay yeri inceleme ekibinin sınav ve görevlendirmelerinde mülakatın kaldırılması, görevlendirmelerin objektif ve bilimsel kriterlere göre liyakat esasıyla yapılması,

•Mahalli İdarelerin olay yeri inceleme açısından bölgelere ayrılması ve bir olay yeri inceleme biriminin mesafeye bağlı olarak en fazla üç ilçedeki adli olaylardan sorumlu olması,

•Olay yeri inceleme ekibinde, özellikle kritik olgularda, üniversitelerde görev yapan Adli Tıp Uzmanlarının ve Adli Tıp Teknikerlerinin bilirkişi olarak görevlendirilmesi,

•Olay yeri inceleme ekibine güncel teknolojik gelişmeler açısından sürekli meslek içi eğitim verilmesi ve ara dönemlerde sınava tabi tutularak kendilerini geliştirmesi gereken personelin tespit edilmesi,

•Olay yeri inceleme personeli kadrolarının özlük hakları ve imkânlar açısından cazip konuma getirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması,

•Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığına Bağlı Kriminal Daire Başkanlıkları ve Olay Yeri Şube Müdürlüklerinin aynı standartlarda hizmet verebilmelerinin sağlanması açısından, İçişleri Bakanlığı’nın Olay Yeri İnceleme ekibinin yapısal şemasını ve standart çalışma prensiplerini net olarak ortaya koyan ortak bir yönetmeliğin düzenlenmesi,

•Olay yerine varan ilk kolluk kuvvetlerinin olay yerini muhafaza altına alması ve olay yerinde görevi bulunmayan kimsenin içeri girişine izin verilmemesi,

•Ortak veri tabanı sisteminin oluşturulması Komisyonumuzca tespit edilen ve hayata geçirilmesi elzem önerilerdir.

Komisyon raporunda Rabia Naz Vatan’la ilgili yer alan bilgiler şöyle:

16/10/2006 doğumlu Rabia Naz Vatan’ın olayın meydana geldiği 12/04/2018 tarihinde Eynesil İmam Hatip Ortaokulu 6/A sınıfında öğrenci olduğu, Rabia Naz Vatan’ın öğrenim gördüğü okuldan 16.30 sıralarında arkadaşları Kübra Nur Cansız ve Gamze Nur Sofu ile birlikte çıktığı, arkadaşlarıyla beraber Erenkay isimli markete girdikleri, buradan dondurma alarak çıktıkları, Rabia Naz’ın üzerinde pantolon, kolsuz kapüşonlu yelek olduğu ve okul çantasının sırtında bulunduğu, saçlarının bağlı olduğu, almış oldukları dondurmayı yiyerek ambalajını çöpe attıkları, birlikte Detay Kırtasiyeye gittikleri, Rabia’nın burada test kitabı sorduğu, akabinde beraberce Rabia Naz’ın annesi olan Atika Vatan’ın çalışmış olduğu Eren Eczanesine gittikleri, burada Rabia Naz’ın arkadaşlarıyla okulunun bahçesinde oyun oynamak için annesi Atike Vatan’dan izin istediği, ancak annesinin önce izin vermediği, daha sonra kısa bir süre oynayabileceğini söylediği , Rabia Naz’ın eliyle arkadaşlarına gitmeleri şeklinde işaret ettiği, Atike Vatan’ın bunun üzerine eve gitmesi ve gidince kendisine haber vermesini belirttiği, Rabia Naz’ın eczanede ikram için bulunan çikolatadan aldığı, eczanede bulunun bir şahısla şakalaştıkları, Rabia Naz’ın eczaneden eve gitmek üzere çıktığı, saat 17.00 sıralarında Ören Kavşağında Marketim Market isimli işyerinin önünde o tarihte Eynesil Belediye Başkanı olan Coşkun Somuncuoğlu’nun oğlu olan Mehmet Ali Somuncuoğlu’nun aracıyla geçerken Rabia Naz’ı dondurma yer vaziyette gördüğü, araçtan inmeden dondurmayı kendisine vermesini isteyerek şaka yaptığı, Mehmet Ali Somuncuoğlu’nun anlatımı ile o esnada Rabia Naz’ın elinde üzerinde nazar boncuğu motifi olan bir poşetin bulunduğu, olay günü Rabia Naz’ın kendisiyle aynı okulda öğrenim gören Meryem Erol ve Beyza Okur tarafından ikametlerinin bulunduğu Vatan Apartmanının karşısında oturan Şermin Dede isimli şahsın evinin yakınında görüldüğü, Rabia Naz Vatan’ı olay öncesinde en son gören kişilerin Mehmet Ali Somuncuoğlu, Meryem Erol ve Beyza Okur isimli şahıslar olduğu Görele Cumhuriyet Başsavcılığının Komisyona tevdi ettiği soruşturma dosyasında bulunan ifadeler  ve Komisyon çalışmaları sırasında görgü tanıklarının beyanları neticesinde anlaşılmıştır.