Şiddet Mağdurlarına Mayıs Ayı Boyunca Ücretsiz Online Psikolojik Destek

Türkiye’nin farklı alanlarda hizmet veren ilk ve tek yerli görüntülü görüşme platformu Webseans.com başlattığı sosyal sorumluluk kampanyası ile Mayıs ayı boyunca şiddet mağdurlarına ücretsiz online erapi desteği sunacak.

Koronavirüs salgını son bir yıldır Türkiye’nin gündeminde. Herkes salgına yakalanmaktan korksa da yıllardır süren başka bir salgın hastalık özellikle kadınlarımızı ve çocuklarımızı tehdit etmeye devam ediyor. Bu salgının adı ŞİDDET. Her yıl yüzlerce kadın ve çocuk pek çok şekilde şiddete maruz kalarak hem bedeninde hem de ruhunda ağır yaralar alıyor.

Çocukluk çağında maruz kalınan şiddetin etkilerinin 40 yıla kadar sürdüğüne dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Elif Nuhoğlu, “Şiddet eğilimi gösteren kişilerin geçmiş yaşantılarında çoğunlukla şiddete maruz kaldığı da bilinmekte. Ruh üzerinde bıraktığı ağır hasarla birlikte şiddet salgın bir hastalık gibi temas ettiği kişileri nesilden nesile etkilemektedir” dedi.

Özellikle kadına yönelik şiddetin nerdeyse katliam boyutuna yaklaştığını belirten Uzman Klinik Psikolog Hakan Kızıltan, “Kadınlar erkeklerin nesnesi değil kendi başlarına bir özne olduklarını fark ettikleri ve sahiplendikleri ölçüde şiddete maruz kalıyorlar.

Şiddetin kökeninde kendine ve dünyaya duyulan nefret yatıyor. Sevgi, saygı, anlayış, empati, şefkat ve vicdanla denetim altına alınamadığında, hele toplumsal ve kültürel olarak teşvik edildiğinde veya cezasız kaldığında yaygınlaşması kaçınılmaz oluyor” diye konuştu.

Şiddet olaylarının ortak noktasının çocukluk travmaları olduğunu belirten ve şiddete başvuran kişilerin birçoğunun özellikle çocukluk çağında şiddetle karşılaştığı ve rol modellerinin genellikle şiddet uygulayan kişiler olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Sena Varlık Güngör, “Bu kişilerde narsistik kişilik bozukluğu, sınır kişilik bozukluğu, alkol veya madde bağımlılığına sık rastlarız. Önemli olan çocukluğunda şiddet görmüş, özgüven eksikliği veya şiddet eğilimi olan kişilerin erken müdahale ile tedavi edilmesidir. Bu da psikoterapi desteğiyle mümkün olabilir. Nasıl ki kanser hastalarında erken teşhis hayat kurtarıyorsa şiddet söz konusu olduğunda da erken teşhis hem şiddete yatkınlığı olan kişiyi hem de toplumu kurtarıyor, koruyor” dedi.

ŞİDDET SALGIN HASTALIK GİBİ TEMAS ETTİĞİ HERKESTE İZ BIRAKIYOR!

Şiddetin psikolojik, ekonomik, fiziksel, cinsel ve hatta son yıllarda siber şiddet şeklinde karşımıza çıktığını belirten Uzman Klinik Psikolog Elif Nuhoğlu, “Yapılan araştırmalara göre, çocukluk çağında maruz kalınan şiddetin etkileri 40 yıla kadar sürebiliyor. Şiddete maruz kalan bireylerde değersizlik, yetersizlik ve özgüven kaybı sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bu duygular ise travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, akut stres bozukluğu ve anksiyete bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkları beraberinde getiriyor. Dolayısıyla bu kişiler ilerleyen yaşantılarında ya tamamen içe kapanıyor ya da duygularını öfke kontrolünü kaybederek dışarı yansıtıyor. Yani şiddet salgın bir hastalık gibi temas ettiği herkesi etkiliyor. İnsan ruhu üzerinde bıraktığı bu etki, şiddetin bir miras olarak şiddet gören kişide de ortaya çıktığını gösteriyor” diye konuştu.

Psikoterapinin içsel barışı oluşturmaya yönelik bir girişim olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Hakan Kızıltan, “Psikolojik sorunlar kendimize uygulanmış ve uygulamaya devam ettiğimiz şiddetin bir görünümü. Kendimize şefkat ve anlayışla yaklaşmayı öğreniriz psikoterapi sayesinde. Bu bağlamda psikoterapi şiddet mağdurunu şiddetin etkilerinden arındırmakta veya bu etkileri hafifletmektedir. Ayrıca psikoterapi şiddete eğilimli insanlar için de oldukça işlevseldir. Şiddetin içsel kaynaklarını keşfetmesi ve öfkesini ötekine zarar vermeden kontrol ederek şiddet eğilimli kişiyi de şiddetin tahakkümünden ve aleti olmaktan kurtarabilir. Tüm bu bireysel gayretler çok önemli ancak bu yaklaşımın devletin politikalarına hâkim olması için ısrarlı ve talep kâr olmalıyız” dedi.

Webseans.com kurucu ortağı Eylem Doğan, “Maalesef hepimiz her gün şiddet ve cinayet haberlerini içimiz acıyarak izliyoruz. Üstelik son bir yılda koronavirüs dolayısıyla evlerimize kapandığımız süre içinde şiddet olayları yaşanan ekonomik ve sosyal sorunlar dolayısıyla daha da artmış durumda. Nasıl ki virüse karşı mücadele ediyorsak şiddete karşı mücadelemizi de sürdürmeliyiz. Ancak bunu tek başına yasalarla yapamayız.

Şiddeti zihinlerde de bitirmemiz gerekiyor. Çocukluğumuzda yaşadıklarımızın hayatımızı ve başkalarının hayatlarını etkilemesine izin vermeyelim. Eğer şiddet görüyorsak kendimizi fiziken korumaya çalıştığımız gibi ruhumuzu da koruma altına almalıyız. Bunu da daha çok psikoterapi desteğiyle sağlayabiliriz. Biz de webseans.com olarak şiddetle mücadelede yer almak istedik.

Bünyemizde bulunan gönüllü 30 psikoloğumuzun katılımıyla “ŞİDDETE KARŞI YANINIZDAYIZ” sosyal sorumluluk kampanyasını başlattık. Bu kapsamda Mayıs ayı boyunca şiddete maruz kalmış ya da öfke kontrolünde sorun yaşadığını düşünen herkese webseans.com’da destek olmak istiyoruz.

Yapmaları gereken tek şey webseans.com’a girip “ŞIDDETE KARŞI YANINIZDAYIZ” bölümüne başvuru yapmak. Başlangıçta süresini 1 ay olarak belirlediğimiz bu sosyal sorumluluk projesini kamu ya da özel kuruluşların, belediyelerin desteğiyle uzatmak istediğimizi de belirtelim” diye konuştu.