Sahte Diplomalı mühendis baraj bile yapmış
Ele geçirdikleri elektronik imzalarla sahte diploma üreten çetenin faaliyetleri dehşete düşürmeye devam ediyor. Hasankeyf’i sular altında bırakan Ilısu Barajı’nı sahte diplomalı mühendisin yaptığı ortaya çıkarken, Ankara 16. Ağır Ceza’da kabul edilen iddianame daha vahim bir dolandırıcılık şebekesini deşifre etti.
Türkiye’nin son dönemde gördüğü en büyük skandal olan sahte diploma soruşturmasında yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Malamira İnşaat Şirketi’nin Yöneticisi Mehmet Baykara’nın Yıldız Teknik Üniversitesi’nden mezun olmuş gibi sahte İnşaat Mühendisliği diploması çıkardığı ve bu belge ile Hasankeyf’teki Ilısu Barajı dahil dört projeyi yaptığı öğrenildi. Yine çete lideri Ziya Kadiroğlu’nun BESYO sınavlarına da kendi elemanını joker olarak koyduğu belirlendi.
SAHTE MÜHENDİS DÖRT BARAJ YAPTI
Biber dolandırıcılardan sahte diploma satın alanlardan biri de Mehmet Baykara. E-İmza iddianamesine göre Baykara, YTÜ Öğrenci İşleri Daire Başkanının ele geçirilen elektronik imzasını kullanarak İnşaat Mühendisliği diplomasını yasa dışı yollarla temin etmiş. Baykara’nın sahte mühendislik diplomasını aldıktan sonra devletten baraj ihaleleri aldığı belirlendi. Hasankeyf’i sular altında bırakan Ilısu Barajını yapan firmanın patronu olan Baykara Şırnak, Uludere ve Kavşaktepe Barajlarının da yapımını üstlenmiş.
BAKANLIK KATINDA RÜŞVET ODASI
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinde kabul edilen iddianame, 6 Şubat depremlerini fırsat bilen bir başka dolandırıcılık çetesini ortaya çıkardı. İddianamede, Çevre Bakanlığını ofis olarak kullanıp çakarlı araçlarla kurbanlarını Beştepe’ye götüren çetenin sözleşmeleri orada imzalattığı tespiti yer aldı. Sahte kimlik kartları bastıran sahte daire başkanları ve genel müdürler milyonlarca lira vurgun yaptı. Aralarında eski hâkim ve Erciyesspor Başkanı’nın da yer aldığı 15 şüpheli hakkında dava açıldı.
DİPLOMA SKANDALINDA HER YENİ DETAY ‘BU KADAR DA OLMAZ’ DEDİRTİYOR
SAHTEKARLARIN ‘PES DEDİRTEN’ CESARETİ: E-imzaları taklit ederek sahte diploma üreten şebeke çökertilmesinin ardından soruşturmada kamuoyunu dehşete düşüren ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. İddianamelere göre, suç örgütü, sahte kimlik belgeleri kullanarak Türkiye genelindeki elektronik sertifika sağlayıcıları aracılığıyla 270 adet sahte e-imza üretti. Bu imzalarla Gazi Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) gibi hayati öneme sahip kamu kurumlarının bilgi sistemlerine yetkisiz erişim sağlandı. Çetenin bu yolla 57 sahte üniversite diploması, 108 sahte sürücü belgesi ve 4 sahte lise mezuniyet belgesi düzenlediği tespit edildi. Soruşturmanın en çarpıcı detaylarından biri, “joker eleman” adı verilen bir kişinin 2006-2010 yılları arasında yabancı dil sınavlarına başkalarının yerine girerek 400’den fazla kişinin üniversitelere akademisyen veya öğretim görevlisi olarak atanmasını sağladığı iddiası oldu. Bu kişilerin bir kısmının doçent ve profesör unvanı taşıdığı belirtiliyor.
1 YIL BOYUNCA ÇETEYİ İZLEDİLER: İçişleri Bakanı’ndan sonra soruşturmanın adli boyutuna ilişkin açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “Bazı kamu kurumlarının bilişim sistemlerine girerek sahte elektronik imzalarla işlem yaptıkları tespit edilen şüpheliler hakkında 21 Mayıs 2025 tarihinde kamu davası açılmıştır. Suç ihbarının ardından ivedilikle başlatılan adli soruşturma, yaklaşık 1 yıldır tüm yönleriyle ve büyük bir titizlikle sürdürülmüş; şüphelilerin tespitine yönelik olarak elektronik materyal inceleme raporları, HTS kayıtları, baz sinyal verileri, LOG kayıtlarına ilişkin teknik analizler, IP ve port bilgileri, kolluk araştırma tutanakları ve diğer deliller detaylı biçimde değerlendirilmiştir.
SORUŞTURMA GİZLİ YÜRÜTÜLDÜ: Bu kapsamda; bazı kamu görevlilerine ait elektronik imzaların sahte olarak üretildiği ve bunlarla kamu sistemlerine yetkisiz erişim sağlanarak sahte kayıtların oluşturulduğuna yönelik usulsüz işlemler ortaya çıkarılmıştır. Bu süreçte suç işlenmesinin önlenmesi ve olası zararların önüne geçilmesi amacıyla ilgili kamu kurumlarıyla etkin bir bilgi paylaşımı gerçekleştirilmiştir. Gizli olarak yürütülen soruşturma sürecinde elde edilen deliller doğrultusunda farklı zamanlarda yakalama ve gözaltı işlemleri gerçekleştirilmiş, 220 kişi hakkında adli işlem yapılmış, 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. Bunlardan 37’si hakkında tutuklama kararı verilmiş, 150 kişi hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmıştır.”