Şahan Gökbakar: 25 kiloluk yılanla yerde debelendim

“Recep İvedik” serisinin merakla beklenen 6’ncı filmi geçen cuma vizyona girdi. Şahan Gökbakar, senaryosunu kardeşi Togan’la birlikte yazdığı filmde bu kez Konya yerine yanlışlıkla Kenya’ya giden Recep’in komik maceralarını Hürriyet gazetesine anlattı .

Öncelikle hayırlı olsun... “Recep İvedik 6” nasıl bir film oldu?

- Şahan Gökbakar: Güzel ve eğlenceli bir film oldu. Serinin diğer filmlerini aratmayacak... Bu filmde Togan’la Recep’i Afrika’da hayal ettik...

- Togan Gökbakar: Serinin en renkli filmi diyebiliriz.

Recep İvedik’i bu kez nasıl bir macera bekliyor?

- Şahan: Recep bu kez Afrika’nın vahşi ortamında yapayalnız kalacak...

- Togan: Biz de Recep İvedik’in hayatta kalma taktiklerini göreceğiz...

Konu Kenya’da geçiyor ama çekimler Bursa’da yapıldı. Neden?

- Şahan: Filmi ilk başta Kenya’da çekmeyi düşündük. Togan’a “Kenya’ya gidip bakalım” dedim. Togan da “Ben iki üç kere gittim. Pek bakılacak bir yer değil. Çekim yaparken gelir aslan kapar kolunu! Öyle bir ortam” diye yanıt verdi. Peki durum buysa, Afrika filmleri nasıl çekiliyor diye düşündük. Bir araştırma yaptık.

Meğer Afrika konulu birçok film, Afrika dışında çekilmiş. Çünkü oradaki milli parklara beş kişiden daha fazla bir ekibin girmesi yasak. Sadece arabadan inmeden belgesel çekilebiliyor. Bizim kadromuz ise 350 kişiye yakın...

KENYA’DA ÇEKTİK DESEK KİMSE ANLAMAZDI

Filmi Bursa’da çekmeye nasıl karar verdiniz?

- Şahan: “Afrika dışında nerede çekebiliriz” diye görüşme yaptık. Daha önce çekilmiş Afrika temalı filmlere baktık. Biri Kanada’da, diğeri İspanya’da, öbürü Latin Amerika’da çekilmiş... “Türkiye’de yok mudur” diye düşünürken YouTube’a “Türkiye’de Afrika’ya benzeyen yerler” yazdık. Bir video çıktı karşımıza.

Karacabey Longoz Ormanları! “Allah Allah!” oldum. Togan’a “bak böyle bir yer var” dedim. Nerede burası diye baktık. Bursa’da! Hiç haberimiz yok. Bursa’da İstanbul’un dibi. Atladık arabaya ve Bursa Belediye Başkanı ile görüşmeye gittik.

Başkan bu isteğinizi nasıl karşıladı?

- Şahan: “Orası Karacabey’e bağlı. Karacabey Belediye Başkanı ile görüşün” dedi. Biz de bu sefer onun yanına gittik. “Bir gezelim buraları” dedik. Sağ olsun başkan da bize eşlik etti. Gezince de ikna olduk, “Tamam burada çekebiliriz. Burası Afrika” dedik. Başkana ne yapmamız gerektiğini sorduk.

Yasal izin almanız gerekti mi?

- Şahan: Evet... Orman Müdürlüğü ve belediyeden izinlerimizi aldık. “Onların çekim yapabilirsiniz” dedikleri yerlerde çekimlerimizi tamamladık. Film bitince biz de inanamadık, Afrika’dan daha güzel duruyordu. (Gülüyor) Çünkü Togan bazı fotoğraflar çekmiş Kenya’da. Bomboştu.

Filmdeki vahşi hayvan görüntülerini nasıl elde ettiniz?

- Şahan: O vahşi hayvanları da 3D ile yaptık. CGI denen bir teknik ile etrafa serpiştirdik. Böylece hem canımızı hem de ekibimizi koruduk. (Gülüyor) Üstelik istediğimiz atmosferi de yaratabildik.

- Togan: O kadar ki “Kenya’da çektik” deseydik kimse anlamazdı. Langoz Ormanları’nda kendinizi başka bir ülkedeymiş gibi hissediyorsunuz.

Filmde gerçek Afrika görüntüleri de kullandık. Afrika görüntüsünden Karacabey’e geçiş yaptığımızda kimse fark etmiyor, burası “Afrika değil mi” diye soruyor.

Rekor kırmak için değil insanlar eğlensin diye film yapıyoruz

◊ Filmin fragmanı bile YouTube’ta 20 milyon izlenme rakamına ulaştı. Bu gişeye nasıl yansıyacak?
- Şahan: YouTube’ta serinin diğer filminin fragmanı ile bunun izlenme oranını kıyasladık. Aşağı yukarı birbirine yakındı. Bu da şunu gösteriyor, insanların bir önceki filme gösterdiği ilgi ile bu filme gösterdikleri yakın. Ama gişe bilemediğimiz bir mecra. Seyircimizin takdiri. Diğerinin izlenme oranını geçebilir, geçemeyebilir de. Önemli olan, beklenen ve istenen bir proje olması.
- Togan: Rekor kırması değil insanların izleyip mutlu olması önemli. O yüzden belirli bir sayıya veya rekora odaklanarak yapmıyoruz projelerimizi. Bir fikir bulup onun üzerine film yaratıp sonucunda ne çıkarsa bahtımıza deyip mutlu oluyoruz.

◊ Hedef “Recep İvedik 5”in izlenme rekorunu geçmek o halde...

- Togan: Olursa hayır demem. Olmazsa da canımız sağ olsun.
- Şahan: Aynen, olmazsa canımız sağ olsun. Bakıyorum, kırılacak rekor kimin? O da benim rekorum olduğu için kırmazsa da sorun yok.

Cem yaptığı işten memnun gişe derdi değil

◊ Yeni sezonda filmlerin gişesinde bir artış var gibi...
- Şahan: “7. Koğuş: Mucize” çok iyi gidiyor. “Joker”in de gişesi iyiydi.

◊ Siz bu iki filmi izlediniz mi?

- Şahan: “7. Koğuş: Mucize”yi izlemedim ama “Joker”i izledim.

◊ Cem Yılmaz’ın “Karakomik Filmleri”ni izlemeye gittiniz mi?

- Şahan: Henüz gidemedim.

◊ Cem Yılmaz’ın “Karakomik Filmler”inin gişede istediğini yakalayamadığı yazıldı...
- Şahan: Bir proje kendi seyircisini oluşturur. Aynı oyuncunun, aynı senaristin başka projesi milyonlarca kişi tarafından izlenir, diğer projesi izlenmeyebilir. Bu bir kıstas değildir. Cem, karakomik bir mizah yapmak istedi. Ben hem Cem’in hem yapımcısının yaptığı işten memnun olduğunu düşünüyorum.
Yapımcısı Muzaffer’i (Yıldırım) de çok severim. Konuşuyoruz. Yapılan işten memnunlar.
Gişeye yansıyıp yansımaması pek dertleri değil. Hesaplarını ona göre yapmışlar herhalde. Mutlular. Dolayısıyla dert yok.

Tüm Türkiye’ye mısır ısmarlamışız

◊ Sinema sektörü sıkıntılı bir yıl geçti. Yapımcılar ve Mars Entertainment Group arasında mısır krizi yaşandı. O tartışmada kazanan kim oldu?
- Şahan: Kazanan Türk sineması oldu. “Neden” diyeceksin. Orada yapılan bir suistimal vardı. Onların kazancı artarken, bizimki son 10 senedir aynıydı. Kazancımız aynıyken ekipler, kamera kirası ve prodüksiyon pahalanıyordu. Dolayısıyla iş artık şuralara geldi, Yılmaz (Erdoğan) “Filmimin gişede 5 buçuk milyon yapması lazım” diyordu. Çok büyük rakam. Ama o rakama ulaşınca ancak giderleri karşılayıp kâr edebiliyorsun. Birinin buna “dur” demesi gerekiyordu. Hak yeniyordu. Şimdi yeni sinema yasası ile hak yeme durumu bitti. Yapımcılar, ekstra bir kazanç sağlamadı. Seyirci yine aynı parayı ödüyor. Sadece onlara biletin yanında ekstra şeyler sunuyorlardı. Mesela, bilet 20 liraysa. “22 lira ver, biz sana mısır da verelim” diyorlardı. Mantıken alınan paranın yarısının yapımcının yarısının sinemacının olması gerekirken bize şöyle bordrolanıyordu: 10 lira bilet. 12 lira mısır. Mısırda senin hakkın yok. Ne yapacağız? 10 lirayı 5-5 bölüşeceğiz. 5 lira ben kazanıyorum, 17 lira onlar kazanıyordu.
- Togan: Ve senin filminden kazanıyordu.
- Şahan: Evet, seyirci benim filmimi izlemek için veriyor o parayı. Bunu yanlış buluyorduk biz. Mısırı ayrı sat. Mısırla kimsenin bir derdi yok. Biz aslında uzun bir dönem tüm Türkiye’ye mısır ısmarlamışız.

Bizim filmlerimizden bakanlığa 25-30 milyon lira aktarıldı

◊ “Recep İvedik” serisi devam edecek mi?
- Şahan: 6’ncısı da hatırı sayılır bir gişe yaparsa, 7’nciyi çekeriz. Artık çocuklar üniversiteye gidene kadar çekeriz sonra da emeklilik hayatı... (Gülüyor)

◊ “Recep İvedik 6”nın bütçesi ne kadar?
- Şahan: Biz bütçemizi projeye göre belirliyoruz. Ayağı yere basan bütçeler yaptığımızı düşünüyoruz. Bazen çok uçuk rakamlar duyuyorum. Onların ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilemem. Bizim kendi prodüksiyonlarımız 10-15 milyon lira arası aşağı yukarı...
◊ Son yıllarda Kültür Bakanlığı tarafından genç yapımcı ve yönetmenlerin filmlerine destek veriliyor. Sizin destek talebiniz oldu mu?

- Şahan:
Öyle bir talepte bulunmadık, Bir devlet kurumundan yardım da almadık. Kendi paramızı yatırıyoruz. Hatta bugüne kadar bizim filmlerimizden 25-30 milyon lira Kültür Bakanlığı’na aktarılmıştır.
Yani bakanlığın verdiği o destek fonunda katkımız var.

6 ayda 30 kilo verdim

◊ Bu arada oldukça fitsiniz. Kaç kilo verdiniz?
- Şahan: 30 kilo.

◊ Kilo vermeye devam mı
tamam mı?
- Şahan: Devam. 6 ay diyetimi değiştirdim. 30 kiloyu verince durdum. Şimdi tekrar başladım, 10 gün oldu. Biraz daha vereceğim. 15 kilo daha düşünüyorum. İstediğim hedef bu...

(Hürriyet - İsmail BAYRAK)