Sağlık için zayıflıyorum diyen kendini kandırır!

İzzet Çapa sağlıklı beslenme ve diyet uzmanı Taylan Kümeli ile röportaj yaptı. İşte keyifle okuyacağınız o röportaj.

MÜKEMMEL BİR KADIN OLDUĞUMA İNANIYORUM

Beslenme uzmanı ve diyetisyen Taylan Kümeli’nin ofisine girdiğimde ödevini yapmamış haylaz bir öğrenci gerginliği vardı üzerimde. Eğer iyi beslenme ders olsa sınıfta kalacağım kesindi. Bu alandaki ’başöğretmen’lerden birinin karşısına geçince ben tedirgin olmayayım da kim olsun? Ama Taylan’la yüz yüze gelince tüm bu duyguların ne kadar yersiz olduğunu anladım. O bildiğiniz diyetisyenlerden çok farklı...”Ya benim dediğim, ya hiç” tavrı asla yok. Kendisinin de, karşısındakinin de insan olduğunu bir saniye bile unutmuyor. Hal böyle olunca Taylan Kümeli ile ’başımızın belası’ diyetlerden,özel yaşamına,ünlü olmanın getirdikleri ve götürdüklerinden ruh halimizin bedenimizi nasıl etkilediğine kadar renkli ve  çok keyifli bir sohbet yaptık. Zaman zaman karşımda bir anne, bir sevgili, bir doktor, ara sıra da bir diyetisyen vardı..Ayrıca büyük aşkı Gökhan Arsoy’dan sadece 140 karakterli bir tweet ile nasıl ayrıldığını ilan ettiğini de sordum. Bakalım siz de benim kadar keyif alacak mısınız...


Annelerimiz zamanında neden ‘Trending topic’ değildi bu kadar kilo vermek, diyet yapmak, fit olmak ?…

Aslında annelerimizin dönemi ile benim dönemim biraz paralel. Seksen darbesi   insanların ideolojisini  yok etti.  O güne kadar çoğumuz ya sağcıydık ya solcu.

Hoppalaaa, darbe ile diyetin ne alakası var?

İzzet, bizim bir düşünce biçimimiz vardı. Annelerimiz de bize doğal yaşamayı adam gibi yemek yemeği, sokakta oynamayı öğretti… Ama çocuklarımıza bunları veremedik ve onlar bireyselleşti. Onlardan ideolojilerini alınca kendi bedenlerini saplantı haline getirdiler.

Sonuç?

Çocuklarda ideoloji kalmadı. Baksana ne kadar materyalistler. Biz böyle miydik? Hiçbir zaman annemizin kilolu olmasını, ya da saçının boyasının gelmesini umursamazdık.

Aziz Nesin’in dalgasını geçtiği gibi; ‘Şimdiki çocuklar harika’ Bambaşka bir nesil.

Öyle tabii… Benim idolüm Freddy Mercury’di, şimdi kızlar Justin Bieber gibi incecik çocukları seviyor. İdeolojiler yok oldukça, asla derinliği olmayan, illuzyon ile uğraşan bir nesil geldi. Şimdi bana gelip beş hafta içinde zayıflayıp fit olayım diyen insanlar var.

Biz bir kot pantolona girmek için zayıflamak istemezdik.

Fakat o kota da girerdik. Ama herşeye rağmen bu hızlılık ve yüzeysellik içinde gerçekten sofistike düşünen tiplerde var bugün. İşte onları zayıflatırken çok büyük mutluluk alıyorum.

Her şey tamam da, mutlu olsam yiyorum, mutsuz olsam yiyorum yardım et bana Taylan..

Eee o zaman sen de aşık ol…

Ne ilgisi var şimdi…

Yaşam koçları ne öneriyor bize? Şunu ye, böyle giyin, hayata pozitif bak…. İnsan bunları ne zaman gerçekten isteyerek yapar? Kendisinin beğenildiğine sevildiğine inandığı günlerde.


YAŞAM KOÇUMUZ AŞK

Anlamadım, aşık olduğumuz zaman  yaşam koçuna mı ihtiyacımız var?

Hiç yok.  Yaşam koçumuz aşk bizim. İnsanı sabah heyecanla uyandıran, hayatın her türlü kirliliğine rağmen onu size pırıl pırıl gösteren aşktır. Bu coşku içinde tabii ki güzel görünmek fit olmak isteriz.

O zaman etrafta dolaşan bu koçlara, kuzulara ‘kendini pozitif hisset’ demeleri için niye avuç dolusu para ödüyorlar?

Onu bilemem. İnsanlara iyi gelen ve iyi gelmeyen dostları vardır. Bu dostları bazen doktorundan, bazen terzisinden seçerler. Bence aşktan daha iyi bir dost yoktur. İnsan aşk ile kendini tamamlar.

O zaman tabiri caizse senin için ey iyi hasta aşık olan hasta mıdır?

Aynen, aşık ve istekli hasta en iyisi. Çünkü sevdiği insan ile bütünleşmek için daha iyi hissetmek, güzelleşmek ister. Bir de sağlığına dikkat edenler bu guruba girer.

SAĞLIK İÇİN ZAYIFLIYORUM DİYE KİMSE KENDİNİ KANDIRMASIN

“Deviasyon vardı o yüzden burnumu yaptırdım” misali, sana da “Güzellik benim için önemli değil, sağlık için geliyorum” diyenler çok oluyor mu?

Bu konu çok ilginç. Bana kanser, diyabet hastaları, sağlıklı beslenmek için gelenler var. Ama hepsinin ortak özelliği incelmek, güzelleşmek. Hiç kimse sadece sağlığım için zayıflıyorum diye kendini kandırmasın.

Tersini söyleseydin kalkıp gidecektim zaten. Neyse sen asıl diyette içkiye izin verip insanları nasıl zayıflattığından bahset.

Bir insan içki içmek istiyorsa, ona aksini dayatmam. Yalnız ne kadar ve nasıl içmesi konusunda yardım edebilirim.

İÇKİ İÇEREK DE ZAYIFLANIR

Nasıl içmek gerekiyor peki?

Önce kişinin hangi içki türünden hoşlandığını öğrenmekle  başlıyoruz. Alkolün 1 gramında 7 kalori var ama eğer tercih edilen içki mayalıysa ve kişinin buna karşı  intoleransı varsa...

Ne demek intoleransı varsa?

Mayaya karşı vücudun su toplaması demek. Mesela şarap düşük kalorilidir ama  mayalı olduğu için intoleransı olanlara kilo aldırır. Bunun yerine başka bir içki içmesi lazım kişinin.

KİŞİYE ÖZEL COUTURE DİYET HAZIRLIYORUM

Yani kişiye özel bir program mı oluşturuyorsun?

Tabii ki. ’Couture’ diyet de diyebiliriz buna. Sadece içki içenlere değil herkese özel birer program hazırlıyoruz.

Sana gelme şansı olmayıp içki içenler için ’genel’ bir tavsiyen var mı peki?

İçkiden önce 1000 mg C vitamini almanın çok yararı var. Sonrasında ise çinko almak gerekli…

Çinko mu? O ne işe yarıyor ki?

Çinko vücuttaki zararlı maddeleri çöp toplar gibi temizler. Ayrıca bol su içmeye ve içkiyle birlikte meyve yememeye dikkat etmeli

Çerez yok mu bu içkinin yanında?

Çok fazla yağ barındırmaması şartıyla sakıncası yok. Mesela şamfıstığı, yer fıstığı kajuh çok yağlıdır.

İçkiyle meyve yasak ama çerez serbest diyorsun

Bir avuçtan fazla yenilmediği sürece sorun yok

Yahu ne güzel senin yöntemlerin. Diyetisyen deyince benim aklıma hep Dr. Kevorkian geliyor…

(gülüyor) Aslında insan yemek içmek konusunda rahat bırakıldığında kilo alması zorlaşır.

C vitamini ve çinko dışında bize bilmediğimiz bir formül versene?

Al sana sihirli formül. Bir bardak suyun içerisine bir demet maydanoz,kabuklarıyla beraber dilimlenmiş bir adet kırmızı elma,bir adet doğranmış limon…

Davul tozu filan da var mı?

Off dur İzzet… ,2 adet kayısı,bir tutam karahindiba,3 yemek kaşığı yeşil çay koyup kaynattıktan sonra süz.Tarçın ile de bu karışımı tatlandır.

Tamam yapayım da bu neye yarıyor?

Ödeme karşı çözüm; mucize tonik…

DUKAN İŞİN KOLAYINI SEÇİYOR

Tamam yazdım bir kenara...Şimdi sen kişisel diyeti savunuyorsun. Bir de Dukan falan gibi bu işi ‘perakende’yapanlar var

Dukan kolayını seçiyor işin. Proteininin yağları eritme özelliğinden yararlanıp herkese aynı uygulamayı yapıyor. Ama  sonra kilolar geri dönüyor ve çok yazla yan etkileri oluyor.

GÜZELLİK 3 BOYUTLUDUR

Baştan beri konuşmamızı şöyle bir düşünüyorum da, sana göre galiba artık hayata ve güzelliğe çok yüzeysel bakıyoruz.

Öyle… ‘Güzellik aslında iki değil, üç boyutludur. Sadece boy ve en yok… Ruhun derinliliğini de hesaba katmak lazım.  Ruhumuz aç kaldığı sürece yemek ihtiyacımızın arttığını biliyor musun? .

Karnım acıktı yerine, ruhum acıktı mı diyeceğim artık?

Kesinlikle. Bu bilimsel olarak da böyledir. Moralimiz bozuk olduğunda böbrek üstümüzden kortizol salgılanır ve bu insülini düşürür.

Ne olur ki o zaman?

Yemek istedikçe yeriz, yedikçe mutlu olacağımızı zannederiz ama mutsuz oluruz, mutsuz oldukça yine yeriz.

DUYGULARI DOYAN İNSAN ZAYIFLAR

Kısırdöngü diyorlar buna galiba

Aynen öyle.Halbuki kendimizi huzurlu ve mutlu hissetsek o kortizol salgılanmayacak. Duyguları doygun olan insanlar zaten zayıflamaya başlarlar. Doğanın bize frenidir aslında kilo almamız.

Fren derken...Mutsuzsun kendine gel anlamında mi?

Evet.Biz başka insanların haklarını yediğimiz için kilo alırız. Düşünsene bir dilim  ekmekle de doyuyoruz, 5 dilim ekmekle de. Aradaki o 4 dilim aç
 insanların hakki bizim değil.

TOK KARNINA YEMEK YİYENLER AÇ İNSANLARA SAYGISIZLIK EDİYOR

Ne yani şişman insanlar başkalarının hakkına tecavüz mu ediyor?

O kadar değil ama bu resmen saygısızlık.

Ben saygısız ve aç gözlü bir insan mıyım yani?

Hayır çok uğraşıp mücadele ediyorsun yememek için. Sen çok yiyen değil metabolizmanı mahvetmiş bir insansın.

Tamam tamam beni boş ver... Geceleri sürekli kalkıp buzdolabına gidenleri çok duyuyoruz, sanırım özellikle tatlı avına çıkıyorlar, bu niye?

Gün içinde düzenli yemek yenmediğini gösterir bu. Ayrıca psikolojik açıdan bakarsak hayattaki tatsızlıklarını tatlı yiyerek gideriyor bu insanlar.Ama o tatlıyı yedikten sonra dünyanın en mutsuz insanı oluyorlar.

Yine mi kısırdöngü hocam?

Aynen öyle. Tatlı yiyerek mutsuzluğu yok etmiyorsun, insan bu eksiği kendi içinde tamamlarsa hiçbir şeye ihtiyacı kalmaz.

Gece yarısı dolaptaki sütlacı araklarken meğer nelerin peşindeymişim. Neyse, eskiden annelerimiz “yemeğini bitirmezsen arkandan ağlar” derlerdi şimdi de biz ağlıyoruz.

(gülüyor). Onlar savaş kuşağından geliyordu. Karne ile ekmek alırlardı. Masaya konulan yemekler nimetti. Çocuğumu nasıl daha iyi beslersem, daha toraman yaparsam o kadar iyi anne olurum düşüncesi hakimdi.

Ya sonraki kuşak?

Onlar da çocuğuma bilgisayar alayım, öğretmen tutayım sağlıklı besleyeyim dedi ve çocukları robot haline getirdi. Ortayı bulmak lazım. Annelik doğal davranmak kardeşim. Ben çocuklarımın ikisini de kendi hallerine bıraktım.

Nasıl başardın bunu?

Doğru malzemeleri buzdolabına koydum. Yeri geldiğinde kilo aldım, endişelendim, sonra verdim. Ben 90-60-90 benim nerem noksan diyen bir anne formatı da olmadım. Onlar da bundan etkilendiler.

Rahat bırakalım çocukları diyorsun yani…

Evet ama haftada 30 hamburger yemelerine de engel olmak lazım.

İnsanların yaşamını ve sağlığını yönlendirmek riskli bir iş değil mi? Bir devrin en önemli adamıyken bugün Muzaffer Kuşhan yok oldu gitti.

Meslektaşlarıma her zaman saygı duyarım. Çünkü onlar tavırlarını koyarlar ve seçicileri bellidir ve o tavır hiç bir zaman değişmez.Muzaffer Bey’in koyduğu tavrı tercih eden insanlarınki de bir seçim.Haa doğru muydu yanlış mıydı onun tartışmasını burada yapmam ama benim tavrım çok farklı. Muzaffer Bey o hadiseyi yaşadığı zaman da çok üzüldüm.

Bir hata facia getirebiliyor…

Bizimki riskli bir iş. Çünkü yemek yemek gibi insanların gün boyunca en fazla yaptığı içgüdüsel bir davranışı kontrol ediyoruz. O yüzden çok bilgili olmak ve doğru davranmak zorundayız.

Peki, diyetisyenlerin ünlüsü de var ünsüzü de… Hangisine gidelim?

Bilimsel olanına gidin.Ben bilimsel çalışan,hastamın klinik bulguları ile hareket eden,duygularını kaybetmemiş, yaşantısını saklayıp ketum olmayan bir doktorum.

Sen nasıl ünlü oldun?

Burayı bir dergah gibi düşün. Bir insanın kapıdan girdikten sonra mutlu olması önemli. Buradan gülerek ayrılan mutluluğunu çevresiyle paylaşıyor. İşte o zaman ünlü diyetisyen ya da ünlülerin diyetisyeni oluyorsun.


DONDURMA YERİM,BEN DE İNSANIM

Şarkıcı değilsin futbolcu değilsin, ama nasıl bir şeyse sokakta yürürken insanlar tanıyor seni...

Hafta sonu Alaçatı’daydık. Biri çekinerek ‘Dondurma ikram etsek yer misiniz’ dedi,bu beni çok mutlu etti, ‘Tabii yerim’ dedim .Ben de insanım.

Bu ilginin rahatsız eden bir yanı yok mu?

Kilolu olup olmadığımı anlamak için popoma göbeğime bakılması hoşuma gitmiyor doğrusu…

Diyetisyenlerin kiloları hep tartışılır. Nedir sizler için ideal ölçüler?

Metabolik bir problemi yoksa çok şişman olmaması gerekir. Öyle bir problemi varsa da halka açıklaması lazım

Senin kilon kaç mesela?

Şimdi 53,7 kiloyum. Gökhan’ile (Arsoy) birlikteyken 7 kilo verdim.

Senin zayıf olmanı mı istedi?

Hayır. Daha önce de dediğim gibi aşk insana kilo verdirir. Ayrıca benim tiroid sorunumun çözülmesi de aynı döneme gelmişti

Tabii bir de insan sevgilisine daha güzel görünmek istiyor…

Benim güzel görünme kaygım hiç olmadı.Zaten Gökhan yıllarca dünyanın en güzel kadınları ile gezmiş tozmuş. Biliyor güzeli. Arada, “Taylancım saçını söyle yap” falan da diyordu.

Yakışıklı bir adam Gökhan,geçmişteki aşk defteri de maşallah...Bu durum seni rahatsız etmedi mi?

Doymuş bir insanla beraber olmayı artı olarak gördüm. Ayrıca 3 boyutlu güzelliğe inanan biri olduğum için daha çekici olacağımı biliyordum.

Bu kadar büyük bir aşkı twitter’da 140 karakter ile noktalamak sana yakıştı mı?

Ee yakışmadı tabi. Ben de gayet dürüstçe söylüyorum.

GÖKHAN GÖRDÜĞÜM EN MÜKEMMEL İNSAN

Ne yaptı da seni bu kadar kızdırdı? Aldattı mı yoksa?

Hiçbir şey yapmadı. Kesinlikle dünyada gördüğüm en mükemmel, en beyefendi insan. Ben bunu biten bir ilişkinin ardından güzel konuşmak adına da söylemiyorum.

O zaman niye bu fevri tweet?

Çünkü biz toplumun önünde yaşayan kişileriz. İnsanların konuşmaması için bazı şeyleri evet ya da hayır diye söylememiz gerekir.

Son tweeti koydun yani. Bitti mi diyorsun?

Her ilişkinin bazen bir noktada nefes almaya ihtiyacı vardır.  Ama zaman neyi gösterir bilemem. Hiç büyük konuşmam.

Ya gazetelerde okuduğumuz Gökhan’ı başka biriyle yakaladığın haberi?

Üstüne basa basa söylüyorum kesinlikle yalan, asla öyle bir şey olmadı. Benim gibi 24 saat çalışan bir kadın hangi ara vakit bulup da gidip sevgilisini bassın.

Sen aldatmış olabilir misin?

Ben hayatta aldatmam. Bir ilişki bitmeden başka bir ilişkiye asla başlamam.


KISKANÇ DEĞİL HUYSUZUM

Kıskanç mısın?

Kıskanç değil ama huysuzum. Çünkü mükemmel bir kadın olduğuma inandığım için o mükemmelliği tamamlayacak insanlarla beraber olmaya çalışıyorum.

Zor olmuyor mu insanları kusursuz bir kalıba sokmak?

İnsanları değiştirmeye çalışmıyorum. Olduğu gibi beni tamamlayacak kişiyi arıyorum. Bir söz vardır “Biri sana kim olduğunu gösterdiğinde ona inan”.Ben de öyle yapıyorum

KİMİNLE OLMAK İSTERSİN DESELER YİNE GÖKHAN DERİM

Gökhan ile aradığın uyumu yakalayabilmiş miydin?

Tabii… Şimdi gelip kiminle birlikte olmak istersin deseler ben yine Gökhan derim.

O zaman bu ayrılık nokta değil noktalı virgül?

Olabilir.

Gerekirse özür diler misin?

Ya ben her zaman özür dilemeyi bilen bir kadınım. Ama durup dururken de böyle bir şey yapmazdım.

Deminden beri onu soruyorum işte, ne oldu da bu tweet’i attın?

Tartışmamız sırasında Gökhan’ın  Facebook’taki ilişki durumunu değiştirdiğini gördüm. Ben de malum tweeti attım.

FACEBOOK’TAKİ İLİŞKİ DURUMUNA SİNİR OLUYORUM

Dijital güllerin savaşı desene…

Zaten sinir oluyorum Facebook’taki ilişki durumuna.Ama anlayacağın aramızda kıskançlık aldatma gibi bir durum yoktu.

Gökhan’ı özledin mi peki?

Özledim tabi

Umarım twitterdan okuruz barıştığınızı. Neyse biz yine işe dönelim. Bir diyetisyenin ürün reklamlarında oynaması onun güvenilirliğini azaltır mı?

Bu tamamen ürüne bağlı. Çamaşır suyu reklamında oynarsan azaltır tabii.. Ama mesleğimizle ilgili olanlarda oynayabiliriz.

Senin oynadığın reklam pek de iyi tepkiler almamıştı.

İnandığım bir üründü ama reklam çok kötüydü. Ona bakıp bakıp hala gülüyorum.

Kariyerinde başarılı bir kadının mutlu olması zor mu?

Yoo.. Yalnız kem gözlerden uzak olması lazım. Özellikle başka kadınların gözlerinden…

Korunmak için ne yapıyorsun bu gözlerden?

Allah inancım çok kuvvetli. Nazar duası ederim ve ayetel kürsi okuyarak çıkarım evden.

Dönelim yine diyete. Galiba en büyük sorun rejim yapmayı bırakır bırakmaz kilo almaya başlamak…

Forma girmek başlangıç ve bitiş kilosu arasında aldığınız beslenme eğitiminin hayata geçmesidir. Doğru bir diyetin ardından normal bir kiloya geldiğinizde zaten yeni davranış şekilleriniz  eski halinize dönmemenizi sağlar.

Şöyle bir İskender rahat rahat mideye indirilemeyecek ama.

Canım neden olmasın, daha küçük bir porsiyon, yanında da bol bol yoğurt ve yavaş yavaş yenirse sorun yok.

Neden bol bol yoğurt?

Yoğurdun faydaları aslına bakarsan saymakla bitmez. Kanser riskini azaltır, özellikle kolon kanserine karşı koruyucu etkisi vardır. Kolesterolü düşürür. Suyu B Vitamini deposudur

Suyu mu?

Evet yoğurdu suyuyla yemeği tercih etmek gerek,çünkü süzüldüğü zaman içinde B Vitamini kalmaz.

SEZEN AKSU BENİ KANDIRDI

Bunu da yazıyorum bir kenara.Pek çok şöhretli hastan var, yok mu aralarında kaprisleriyle seni çıldırtan?

Kapristen ziyade aralarında bir şakacı var ki sorma

Kim o, ne yaptı sana?

2002 yılıydı. Telefon çaldı,yardımcım beni İzmir’den emekli bir öğretmenin aradığını söyledi

Bir ünlünün akrabası falan mıymış?

Dur dinle. Telefondaki hanım bana "Sen altı ay sonrasına randevu veriyormuşsun, böbreklerim iflas etti, gelmek istiyorum ama emekli maaşımla ancak geçiniyorum" falan dedi

Sen ne yaptın?

İstediği zaman gelebileceğini hatta biletini göndereceğimi söyledim, sonra bu kıkır kıkır gülmeye başladı

Hayırdır?

Şaşırdım. Baktım "Ben Sezen, Sezen" deyip duruyor. Hala "Hangi Sezen?" diyorum ama sonunda anladım tabii Sezen Aksu olduğunu.

Daha önceden tanışmıyor muydunuz?

Hayır, Gökhan’ın arkadaşıymış. Daha sonraları çok telefonda görüştük. Hatta Gökhan’a "Üzüleyim mi sevineyim mi seni elimden aldı Taylan" diye espri yaparmış

Sonra da hastan oldu sanırım, kaç kilo verdi peki?

Valla bilemiyorum

Nasıl yani?

Sezen komik bir kadın.Diyet listelerini hep başkalarını gönderip aldırttı,kendisi hiç  gelmedi aynı senin gibi (gülüyor)

SİBEL CAN BENDEN KORKUYORMUŞ

Sibel Can da senin hastan değil mi?

Yok, o bana korkusundan gelemiyormuş

Neden korkuyormuş ki?

Vallahi ben de anlamadım. Bir gün havaalanında karşılaştık,bana geldi "Ya taylan hanım siz hastalarınıza çok kızıyormuşsunuz" dedi.Şaşırdım "Kim ben mi?" dedim. "Söz geleceğim" diye ayrıldı yanımdan ama gelmedi


Peki Türk insanının en kötü alışkanlığı nedir beslenme konusunda?

Vazgeçmesi, pes etmesi ve maymun iştahlı olması. Sonucu çabuk istiyorlar. Keşke elimizde pat diye herkese 5 kilo verdirecek bir sistem olsa ama dünyada öyle bir sistem yok, kiloyu vermek için sabır ve disiplin lazım.

Çok isteyip de zayıflatamadığın biri var mı?

Bir tek sen varsın İzzet. (gülüyor)

Bu muhabbet burada biter,çok teşekkür ederim zaman ayırdığın için (kahkahalar)


Eğitim
1962 Ankara doğumlu olan Taylan Kümeli ilk,orta lise öğrenimini Ankara TED Koleji’nde yapmış,Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünü dereceyle bitirdikten sonra O.D.T.Ü. Gıda Mühendisliği’nde yüksek lisansını tamamlamış.

Kariyer
Nestle’de Danışman Diyet Uzmanlığı dahil 20 yılı aşkın süredir hastanelerde,çeşitli kurumlarda,ve catering firmalarında tedavi edici ve kurumsal diyetisyen olarak çalıştıktan sonra Nişantaşı’da TK Taylight Beslenme ve Danışmanlık Hizmetleri’ni açtı

Aile
İlk eşinden Elif Ezgi Uzmansel ve Işık Koroğlu adında iki çocuğu olan Taylan Kümeli hala ikinci eşi Yalçın Kümeli’nin soyadını kullanması konusunda "Çünkü Türkiye beni o adla tanıdı"diyor

Time’a çıktı haberi yok
Global yatırımcılık sektörünün liderlerinden Mark Mobius’u 99 kilodan 62 kiloya indiren Kümeli,Mobius’un memnun kaldığı bu diyetten Time dergisindeki röportajında bahsettiğinden çok sonra haberdar olmuş

Kitap projesi
Yazar olan kızı Elif Ezgi Uzmansel ile birlikte yazdığı ’4 Mevsim 16 Tarif 16 Kg’ adlı kitapta her mevsime göre uyarlanmış beslenme listeleri olacak. Kitap haftaya baskıya giriyor.
Karın yağlarını yok etmeye kolay çözüm
Her akşam yemeğinden 2 saat sonra 2 dilim taze ananas ile birlikte bir çay bardağı süt veya ayran içerseniz,ya da yoğurt yerseniz 1,5 ayda karın yağlarının eridiğini göreceksiniz diyor Taylan Kümeli

5 çeşit insan tipi
Tatlı,tuzlu,ekşi ve acı sevenlerin yanı sıra tüm bunları seven Wasabi diye adlandırılan 5 tip insan olduğunu söyleyen Taylan Kümeli her tipin ayrı bir detoks programı olduğunu söylüyor.
Tatlı yerine hurma
Kümeli canımız tatlı istediğinde 1 büyük hurmayı 4’e bölüp bademle yememizi öneriyor. Aynı zamanda yeşil eriğin yüzde 80’i su olduğundan sınırsız sayıda yeme hakkı tanıyor

TK 1962 ile zayıflama
Taylan Kümeli hastalarının bütün besinsel davranışlarının analizi, bir nevi x-ray’inin çıkartılmasının ardından hazırladığı kişiye özel beslenme haritalarına TK 1962 adını koymuş