Nilüfer Açıkalın: Ben de cinsel istismara uğradım

Nilüfer Açıkalın sanat hayatının en yoğun ve mutlu dönemini yaşıyor. Karanlıkta Çok Güzelim adlı ilk romanını çıkaran, ardından Başka Şarkılar albümünün heyecanını yaşayan Açıkalın Sözcü'den Yüksel Şengül'e konuştu..

İşte o röportaj..

Nilüfer Açıkalın sanat hayatının en yoğun ve mutlu dönemini yaşıyor. Karanlıkta Çok Güzelim adlı ilk romanını çıkaran, ardından Başka Şarkılar albümünün heyecanını yaşayan Açıkalın’la Cihangir’de buluştuk ve sohbetimize önce 6 Mart Cuma günü vizyona giren Çekmeceler filmiyle başladık.
Kadın ve kız çocuğu cinselliğinin korkusuz bir bakışla incelendiği Çekmeceler filminde çekmeceler gerçekten de korkmadan açılıyor mu?
Zaten kadınlara şöyle sesleniyoruz, “Açmaktan korkma”. Yönetmenlerimiz Mehmet Binay ve Caner Alper, her zaman görmezden gelinen, üstü örtülü konuları göstermeyi amaçlayan işlere imza atıyorlar. Zenne filmi de böyleydi, Çekmeceler de böyle oldu. Ece Dizdar, Taner Birsel ve Tilbe Saran’ın oynadığı Çekmeceler, kadın  cinselliğini irdeliyor.
Utanılan olaylar var
Cinsellik çok önemli bir konu ve çocuklar korunmalı…
Bu ülkede kadınlar, çocuklar ve hayvanlar öncellikle korunması gerekirken, her zaman ikinci planda kalan mazlumlar halindeler. Özellikle kız çocukları önemli bir konudur. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren bir hamur gibi şekillendirilir. Islak bir beton gibidir çocuklar, üzerine ne düşerse izi kalır. Bilinçsiz ana babalar ve kötü niyetli ebeveynler çocuklarına yanlış davranarak onların geleceklerini karartıyorlar ve travmatik insanlar haline gelmelerine neden oluyorlar.
Ensest ilişkiler dahil, kapatılan tüm konuların artık gün yüzüne çıkması gerekiyor. Bir konu ne kadar kapalı kalırsa, kendi içinde o kadar çürümeye devam eder. Paylaşılan acılar azalıyor, paylaşılan mutluluklar çoğalıyor. Öyle olaylar var ki, insanlar paylaşmaya utanıyor.

[nilufer-acikalin-1]
Filmde verilen mesaj nedir?
Çekmeceler’in verdiği en önemli mesaj, genç bir bireyi yetiştirirken  onun hayatına saygı gösterilmesi gerektiğidir. Ebeveynlerin kendi başarısızlıklarının acısını asla çocuklarından çıkarmamalı.
Üvey anne Ayşe karakterine nasıl hazırlık yaptınız?
Bugüne kadar 40 filmim oldu, hiçbirindeki karaktere Ayşe’ye yaptığım gibi hazırlıklar yapmadım. Tiyatro gibi provalar yaptık. Önce bütün ekip olarak çekmecelerimizi açtık ve kimyası uyuşmuş bir ekip olarak çalışmaya başladık. Film dört dönemde geçtiği için 25, 35, 45 ve 55 yaşlarında geçtik kamera önüne.

Kadınlara şiddet vahşi boyutlarda

Filmdeki üvey anne Ayşe kötü bir karakter mi?
Yok, Deniz’in (Ece Dizdar) üvey annesi Ayşe kötü değil, iyi bir insan.
Üvey anneler genelde hep kötü olarak gösterilir.
Kalıpları yıkmak için buradayım (gülüyor). Ben zıt kavramların kardeşliğini seviyorum. Ayrıca gerçek anne olabilmek için ille de biyolojik anne olmak gerekmiyor. Önemli olan sevgi verebilmektir. Nice tepeden tırnağa kötü olan gerçek anneler gördüm, tanıdım.
Üvey anne Ayşe de şiddet görüyor mu?
Çekmeceler filmindeki tüm kadınlar gibi Ayşe de şiddete hedef olmuş.

Çekmeceler açılınca, ortaya çıkanlar bizi üzecek mi?

Türkiye’de yaşayan kadınların açacağı çekmecelerin sayısı o kadar çok ki. Ortaya çıkan konulara elbette üzüleceğiz. Çekmeceler açılmazsa bu ülkedeki kadına şiddet aynı şekilde devam edecek, vahşi boyutlara ulaşacak. Bilincine varalım ve dur diyelim. Kadınların katline karşı çıkalım.

Müzik hayatım Reçel’le başladı

Bu arada Başka Şarkılar (Lapa Lapa) adlı albümünüz piyasaya çıktı, lansmanda sahnedeydiniz.Sahnede şarkılarımla olmak beni çok mutlu ediyor. Oysa aklımda sahnede şarkı söylemek hiç yoktu. Yakın arkadaşım, Leman dergisindeki Deli Cevat karakterini hazırlayan karikatürist Gökhan Dabak, 2000 yılında Reçel adlı bir albüm yaptı ve sahnede olmak istemediği için de İngiltere’ye kaçtı. Gökhan İstanbul’a dönünce şarkıları benim söylememi istedi. Sonra Gökhan’la şarkılar yazıp söylemeye başladık. Altı senede punk ve Anadolu alt yapısı olan rock tarzında 40 şarkı yaptık. Derken Ütopya Müzik’le tanıştık ve albüm kararı aldık.

Ünlü kadın da bunu yaşıyor

Beren Saat de kısa süre önce çekmecelerini açtı…

Türkiye’de yaşayan ünlü ünsüz bütün kadınlar çekmecelerini açmalı. Beren Saat de çekmecesini açtığı için kendisini tebrik ediyorum. Bu açıklamalar çok önemli. İnsanların sevdikleri kişileriz biz. Kendi yaşadığı kötü olayın, sevdiği ünlü kadının da başına gelmiş olma gerçeği, o kadının acısını hafifletiyor, daha bir güçleniyor.
Nilüfer Açıkalın da çekmecelerini açabilir mi?
Bu ülkede ünlü kadın da olsan, yaşamak kolay olmuyor.  Ayrıcalıklı ve disiplinli büyütülmeme rağmen ne yazık ki benim çekmecelerimde de kötü olaylar var. Ben de cinsel istismara, cinsel tacize uğradım. İyi ki psikoloğa gitmişim

Neler yaşadınız?
Tahmin etmek güç değil. Yaşadığım ağır olaylar oldu. Hayatımın kördüğüme dönüştüğü bir dönemde psikoloğun kapısını çaldım. O psikolog görüşmesi hayatımın seyrini değiştirdi. Psikologtan önce o konuları hiç kimseyle konuşmamıştım. Psikologtan sonra yakın dostlarımla da paylaşmaya başladım. Bu benim için büyük bir destek oldu. Cinsel tacize uğrayan kadınlar bunu konuşmalı, açmalı, paylaşmalı. Susan kadın, sonunda kendini hasta ediyor.
İlk romanınız Karanlıkta Çok Güzelim şu an kitapçılarda.
Dokuz öykü kitabım var, bu da ilk romanım oldu. Ben sokak hikayeleri yazan yeraltı edebiyatçılarından biriyim. Sıradışı insanların, bıçak sırtında yaşayanların, ezilenlerin hikayelerini yazıyorum