Mustafa Koç’un 20. göbekten ceddi şaşırttı

Rahmetli Vehbi Bey, 1352 ile 1429 arasında yaşayan ve İkinci Murad zamanında çok daha etkili Hacı Bayram-ı Velî'nin 18., Rahmi Bey 19., dün defnedilen Mustafa Koç da 20. göbekten torunlarıdır.

Gazete Habertürk'ten Murat Bardakçı'nın haberine göre,

Mustafa Koç’un apansız gidivermesinin ardından hakkında o kadar güzel şeyler söylendi ve birbirinden farklı hemen her çevre üzüntülerini öylesine derinden ifade ettiler ki, bana yazacak pek bir şey kalmadı...

Ama tek bir konunun, daha doğrusu Mustafa Koç’un vefatı öğrenilir öğrenilmez bazı telefonlara gönderilen ahlâk ve terbiye kavramları ile hiçbir alâkası olmayan bir mesajın üzerinde pek durulmadı...

Cenaze henüz soğumamışken etrafa gönderilen çirkefliklerle, iftiralarla, kin ve nefret ile dolu haysiyetsizliklerle dolu ifadelere cevap vermek bile vakit kaybıdır ama aslında seneler önce ortaya atılan bu iddianın nasıl bir yalan olduğunun bilinmesi için doğruları yazmak şart oluyor...

Ortaya atılan palavra, şöyle: Vehbi Koç ile ortağı Bernar Nahum’un babaları Osmanlı İmparatorluğu’nun 1909 ile 1920 seneleri arasında Hahambaşısı olan Haim Nahum imiş; Haim Nahum 19. asrın sonlarında ortaya çıkan siyonist hareketin liderlerindenmiş, Lozan görüşmelerinde İsmet Paşa’nın danışmanlarından olmasının sebebi de siyonistliği imiş ve Koç ailesinin sermayesi Vehbi Bey’in “babası” Haim Nahum’un Osmanlı Bankası’dan çaldığı altınlarmış!

İŞTE, İŞİN DOĞRUSU

Haim Nahum, Bernar Nahum ve Koç ailesi hakkındaki karalamalardaki yalanların doğrusunu aşağıda maddeler halinde sıralıyorum:

-Hahambaşı Haim Nahum siyonist değil, aksine, antisiyonisttir ve bunu Türkiye’nin son dönem tarihi ile ciddî şekilde uğraşan hemen herkes bilir!Nahum Efendi Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması çabalarına karşı çıkanların başında geldiği için siyonistler tarafından düşman görülmüş ve ayağının kaydırılması için elden gelen herşey yapılmıştır. Hahambaşı’nın siyonizm ile mücadele maksadıyla kurduğu cemiyetlerin yayınları ve yazdığı dünya kadar yazı ortadadır ama kendi yalanlarına önce kendileri inanan ve etrafa düşmanlık tohumları ekmekten başka bir işe yaramayan zavallılar desteksiz atıp “üstad” diye ortalarda dolaşmak dururken neden okusunlar ki?

-Antisiyonizmin önde gelen isimlerinden olan Nahum Efendi’nin Lozan’da“gayrıresmî” danışman olarak bulunmasının sebebi de iddia edilen ama vârolmayan siyonistliği falan değil Millî Mücadele’ye verdiği destek, Avrupa’daki geniş çevresi ve engin Fransızcasıdır.

-Vehbi Koç ile ortağı Bernar Nahum’un Hahambaşı Haim Nahum ile hiçbir alâkaları yoktur. Vehbi Bey’in kimin oğlu olduğu zaten belli: Ankaralı Koçzade Hacı Mustafa Efendi’nin oğlu, Bernar Nahum ise Haliç taraflarının sâkinlerinden ve İstanbul’un Musevî cemaatinden orta halli bir esnafın çocuğudur ve ailesi Adrian Streather’in yayınladığı “Monsieur Bernar Nahum” isimli biyografide detayları ile anlatılmıştır. Ama dedim ya, soyadı benzerliğinden bile bu kadar palavra atıp ortalıkta “üstad” diye dolaşmak varken işin doğrusunu öğrenmek için araştırmaya ne gerek var?

YAYINLANDI AMA OKUYAN KİM?

-Ben, Vehbi Koç ile ortağı Bernar Nahum’un babaları olduğu yalanına maruz bırakılan Hahambaşı Haim Nahum’un asıl oğlu Jojo Nahum’u, bundan seneler önce Paris’te tanımıştım. Şimdi hayatta olmayan Jojo Bey öyle Fransız yahut Yahudi mösyösü falan değil, bir Osmanlı beyefendisi idi ve babasının Fransızca olarak kaleme aldığı hatıralarının yayınlanmamış tam metni onda bulunuyordu. İmparatorluğun son seneleri bakımından gayet önemli olan hatıralar inşaallah günün birinde yayınlanır...

-Ve, meselenin asıl önemli tarafı, Koç ailesinin ceddi...

Aile, Anadolu tasavvufunun ve Melâmetî yolunun en önemli isimlerinden olan Hacı Bayram-ı Velî’nin soyundan gelir; rahmetli Vehbi Bey, 1352 ile 1429 arasında yaşayan ve İkinci Muradzamanında çok daha etkili bu büyük evliyanın 18.,Rahmi Bey 19., dün defnedilen Mustafa Koç da 20. göbekten torunlarıdır.

Hacı Bayram-ı Velî’nin neslini gösteren ilk“şecere” yani “soyağacı” 17. yüzyılın nihayetinde hazırlanmış, kendisi de Hacı Bayram’ın torunlarından olan ve 1996’da vefat eden Büyükelçi ve Cumhurbaşkanlığı Genel SekreteriFuad Bayramoğlu bu şecereye günümüze uzanan nesilleri de ilâve etmiş ve soyağacının son hâline 1983’te, Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan büyük boyda iki cildlik“Hacı Bayram-ı Velî, Yaşamı, Soyu, Vakfı” isimi kitabında yer vermiştir.

İŞTE, GERÇEK SOYAĞACI

Fuad Bayramoğlu’nun yayınladığı şecereye göre Vehbi Koç ile eşi SadberkHanım, Hacı Bayram-ı Velî’ye şu şekilde bağlanırlar:

-VEHBİ KOÇ’UN SOYAĞACI: Hacı Bayram-ı Velî - Şeyh Ahmed Baba - Şeyh Edhem Baba - Şeyh Tayyib Baba - Şeyh Salih Baba - Şeyh Mehmed Baba - Şeyh Ahmed Baba - Şeyh Kasım Baba - Şeyh Tayyib Baba - Şeyh Ahmed Muhlis Baba - Şeyh Mehmed Tayyib Baba - Şeyh Şemseddin Bayramoğlu - Şeyh Mustafa Baba - Şeyh Salih Baba - Haydar Baba - Mustafa Bey - Ahmed Bey - Necibe Hanım - Vehbi Koç.

-SADBERK KOÇ’UN SOYAĞACI: Hacı Bayram-ı Velî - Şeyh Ahmed Baba - Şeyh Edhem Baba - Şeyh Tayyib Baba - Şeyh Salih Baba - Tâci Hacı - Fatma Hatun - Saime Hatun - Müderriszâde Şeyh Mustafa - Abdülkerim Efendi - Sadullah İzzet - Necib Bey - Sadullah Aktaş - Sadberk Koç.

Bugün bu köşede, Fuad Bayramoğlu’nun hazırladığı ve şimdi İstanbul’da, Sadberk Hanım Müzesi’nde bulunan bir başka şecerenin fotoğrafı yeralıyor. Şecere büyük boyda olduğu için isimlerin düzgün şekilde okunması mümkün değil ama merak edenler müzeye gidip aslını görebilir yahut Fuad Bey’in eserine müracaat edebilirler!

“Memlekette onbinlerce kişiye iş imkânı sağlayan bir aile Yahudi olsa ne olur, olmasa ne olur? Dinlerinin ne önemi var?” diyeceğim ama ortada diğer dinlere mensup vatandaşları “düşman” gören ve gösteren sapık zihniyetin yalanlarını tenezzül bâbında suratlarına çarpmak şart oluyor...

Bu zihniyete asıl cevabı ise rahmetli Mustafa Koç, cenazesinde hemen her kesimi biraraya getirerek bizzat verdi; dolayısı ile fazla bir şey söylememe pek lüzum yok...