Milyarder Dubai şeyhi Bodrum'da 40 Rus kızla seks alemi yaptı mı?

Vatan gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat El Maktum'la ilgili şok bir iddiayı köşesine taşıdı. Sadece 40 Nataşa gelse iyi, 20 adet de Filipinli masöz Bodrum'da Şeyhimize hizmette kusur etmemiş. İşte o yazı!

MİNE KIRIKKANAT'IN YAZISI

Türkiye'deki tatil sektörünün tarih faktörünü "yatak sayısıyla" yendiği turistik bölgelerimiz arasında, en yataklı olmasa da yatarlılık bakımından "Bedroom" diye anılan yarımadamız, muazzam bir misafir ağırladı bu yaz.

Temmuz ayının son haftası bir gece, Bedroom havaalanına konan Boeing 767'den 5 adet entarili bedevi indi. Bedevilerin efendisi, kule gördü mü dubara sallayan "mahdum"dan başkası değildi.

Bedroom'a gizlice geliyorlardı, zaten kimliklerini jandarmaya bildirmeyen çok yıldızlı otelin başı sonradan derde girecek, jandarmaya "vallahi habersiz geldiler, habersiz gittiler, biz de tam size bildirecektik ki, siz bilmişsiniz..." açıklamasıyla durum kurtarılacaktı.

Oysa şeyh mahdum ve dubaracı tayfasının Bedroom'u teşrifi yalnız çok yıldızlı otelin çok Müslüman sahibi tarafından bilinmiyor, Filipinli sauna ve Rusya'daki fuhuş sektörü tarafından da yakından takip ediliyordu.

Bedroom'a sabah inen özel uçakla Rusya'dan taze taze getirilen ve zaten hepsinin 20 yaş altı olmaları şart koşulan 40 adet nataşa, otele çoktan teslim edilmişlerdi.

Keza 20 adet Filipinli masöz (masajcının dişisine denir) de tedarik edilmişti.

***


Çok yıldızlı otelin çok Müslüman sahibi, tabii ki en şaşaalı villaları ile karaya köprüyle bağlanan küçük adayı, dubaracı mahdum ve dört seyisine tahsisle, bu özel ziyaretin mahremiyetini de sağlamıştı!

Otelin, sayıları bine yakın diğer müşterilerine kapatılan ada, VIP bedevileri beklerken şöyle bir manzara arzediyordu:

Ahşap kaplı adacıktan denize uzatılan kerevetler ışıklandırılmış, üzerlerine yerleştirilen masaj masalarının başında Filipinli masözler dikiliyordu.

Oraya buraya serpiştirilen mangal ve kebap tertibatlarında kuzu, koyun, inek, geyik, Allah'ın "haram" demediği ne kadar dört ayaklı varsa döne çevrile pişiriliyor, orta yere de 60 kişilik bir masa kurulmuş, konukları bekliyordu.

Köşe büfeleri gibi oraya buraya serpiştirilen 40 adet "körpe" nataşa, ellerine tutuşturulan şampanya kadehleriyle saatlerden beri ayakta durmaktan yorgun düşmüşlerdi ki...

Gece 11'de dubara mahdum ve dört seyisi, beyaz entarileriyle avdet etti. O dönerden bir lokma, bu kebaptan bir parça tadaraktan orta masaya ilerlediler ve oturdular. Nataşalar da yanlarına oturunca, 60 kişilik masanın 15 koltuğu boş kaldı.

Mahdum boşluktan hoşlanmazdı. Filipinli masözlerden 15 adedi de masaya buyur edildi ve sefa başladı.

Şeyh mahdum ve dört emiri, o gece o adada yediler, çaktırmadan içtiler, hatta bol bol burun 'çektiler', beyaz yeldirmelerini uçura uçura nataşalarla dans ettiler, yorgunluklarını masaj masalarında attılar.

Gecenin bir saatinde, nataşaları da yanlarına alıp villa süitlerine çekildiler.

***




Ertesi sabah bir yat, beş bedevi ve 40 nataşayı güvertesine alarak, Akdeniz'in enginlerine açıldı. Ancak bir nataşanın o sabah "adet gördüğü" anlaşılınca, yat alelacele Göcek'e döndü, "murdar mal" karaya bırakıldı ve Arap şeyhinin günlük zina turuna 39 tazeyle devam edildi.

Yat, otelin rıhtımına akşam döndü. Mahdum, hizmetinden çok memnun kaldığı çok Müslüman sahibiyle çok yıldızlı oteli gezerken, "Bize kaç kişi hizmet etti?" diye sordurdu seyisine. "100 personel" denince küçümsedi. "Burada kaç kişi çalışıyor?" diye sordurdu bu kez. Cevap, "500!" olarak gelince şanına yaraşan "bahşiş" emrini verdi. Seyisi, yanında taşıdığı çanta irisi bavuldan vakumlanmış (evet, vakumlanmış!) bir dolar paketi çıkarıp verdi.

İçinde, açılınca genleşen 250 bin dolar vardı. Otel yönetimi tarafından 500 personele, tabii ki "liyakat" esas alınarak, kademeli ölçülerde dağıtıldı.

Ve mahdum ile dört emiri, Boeing 767'lerine binip havalandılar Türkiye'den.

1001 gece masalları nerdeee?.. Arap şeyhinin 120 personelin seferber, 40 nataşanın sefertası olduğu fuhuş seferi, hepi topu bir gün bir gece sürmüştü.

Ama Bedroom Bedroom olalı, ne böyle "helal zina" gördü, ne de helalinden böyle bahşiş!