Mesut Özil'den müthiş açıklama: Merkel'i karşımda görünce...

Mesut Özil hayatını anlattığı ‘Maçların Sihri’ kitabında Başbakan Merkel’in Berlin’de Türkiye ile oynanan maçtan sonra soyunma odasında karşılaştığı anı da anlattı.

Özil “Yarı çıplak karşısında durmaktan utandım. Üzerime bir şeyler geçirmek için arandım” dedi.
ALMAN Milli ve Arsenal’ın yıldızı Mesut Özil, yayınlanan kitabında hayatına ait çarpıcı bölümlere yer verdi. 28 yaşındaki futbolcu, Lübbe Yayınevi’nden çıkan ‘Mesut Özil - Maçların Sırrı’ adlı 352 sayfalık kitabında futbol kariyerine, milli takım tercihine, küçükken çektiği yoksulluklara, Schalke’den kendisinin nasıl gönderildiğine, Alman basının kendisine yönelik başlattığı karalama kampanyasına, Brezilya’daki dünya şampiyonluğuna ve Berlin’de Türkiye’yi yendikleri maçtan sonra soyunma odasında inen Başbakan Angela Merkel ile karşılaştığı anla ilgili bilgilere ve duygularına yer verdi.
O MAÇTA İKİNCİ GOLÜ ATAN MESUT, GOLE SEVİNEMEDİ
Özil Başbakan Merkel ile yarı çıplak tokalaştığı anla ilgili kitabında ‘Utandım’ diye bahsediyor. Türkiye ile Almanya 2012 Avrupa Şampiyonası grup eleme maçı için 8 Ekim 2010’da Berlin Olimpiyat Stadın’da karşı karşıya geldi. Mesut Özil’in bir gol attığı karşılaşmayı Almanya 3-0 kazandı. O maçta ikinci golü atan Mesut, gole sevinmedi. Topu her ayağına aldığında ise ıslıklandı. Maçı izleyen dönemin Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff ve Başbakan Angela Merkel, futbolcuları tebrik etmek için soyunma odasına indi. Merkel ile yarı çıplak halde el tokalaştığı Mesut Özil fotoğrafları ertesi gün Alman gazetelerinde yer aldı.
Mesut o an yaşadıklarını ilk kez kitabında anlattı: “79. dakikada Lahm’ın verdiği pasla topu Volkan’ın bacak arasından göndererek gol attım. 2-0 Almanya öne geçti. Ama sevinmedim. Çünkü Nazan Eckes’in dediği gibi benim kalbim Alman atıyor, benim kalbim Türk atıyor. Maçtan hemen sonra soyunma odasına gittim. Sakatlığım vardı. Tedavi ettirmek istedim. Başka bir yerde tedavi olduktan sonra soyunma odasına geri döndüm. O sırada orada neler olduğunu bilmiyordum. Üstüm çıplak ve elimde havluyla yorgun şekilde geri döndüğümde soyunma odasının ortasında Başbakan Angela Merkel duruyordu. Hükümet Sözcüsü Steffen Seiubert ve dönemin Cumhurbaşkanı Christian Wulff ile kızı Annalena da oradaydı. Hemen geri dönmek istedim. Çünkü çok utandım.
KARŞISINDA YARI ÇIPLAK DURAMAZSIN DİYE DÜŞÜNDÜM
Sahilde ve tatil yerinde olmadığım için bir kadına, ülkenin en güçlü kadınına ve bir kızın karşısına yarı çıplak çıkmak istemedim. Aceleyle üzerime bir şeyler giymek için etrafıma baktım. Sayın Merkel’in karşısında yarı çıplak duramazsın diye düşündüm. Elimdeki havluyu bile sarmadan tam o anda bana elini uzattı.” Mesut Özil, Merkel ile aralarında geçen konuşmayı ise şöyle aktarıyor kitabında: “Bana ön adımla hitap etti. Ama sizli bizli konuştu. ‘Galibiyetinizden dolayı tebrikler Mesut’ dedi. Ardından ‘Tabi ki attığınız golünüz için de’ dedikten sonra ‘Kolay bir maç olmadığını idrak edebiliyorum. Her topu aldığınızda sürekli ıslıklandınız. Ama sizi olumsuz etkilemedi’ dedi. Çok sakin ve samimi konuşuyordu. Gözlerimin içine bakıyordu.
EMRE BENİMLE FORMASINI DEĞİŞTİRMEK İSTEDİ
Ona karşılık ben de ‘Daha kolay maçlarım oldu. Golümden sonra özellikle sevinmedim. Çünkü kimseyi provake etmek istemedim’ karşılığını verdim. Bana ‘Siz iyi yaptınız’ dedi. Onunla biraz daha sohbet ettik. Kendisine, rakip futbolcuların bana çok iyi davrandıklarını da söyledim. ‘Türk takımının kaptanı Emre maçtan sonra bana geldi ve benimle formasını değiştirmek istedi. Bu beni çok sevindirdi. Alman milli takımını tercih ettiğim için hiçbir rakip futbolcu bana karşı kızgın olduğuna ilişkin hisse kapılmadım’ da dedim.”
Mesut Özilden müthiş açıklama: Merkeli karşımda görünce...
UYKUM KAÇMADI
Mesut Özil Werder Bremen ile Antalya’da kamp yaptıkları sırada Milli Takımın Yardımcı Antrenör Müfit Erkasap’ın kendisiyle görüştüğünü “Müfit Erkasap İstanbul’dan benimle konuşmak için kamp yaptığımız yere geldi. Daha önce benimle konuşan gazetecilere yaptığım gibi ona da cevap vermedim. Herkes benim ve kararım üzerine konuştu. Hiç yanlış yapmadım. Sonunda bir karar verdim. Kimseye hakaret etmedim” dedi. 1999 yılında iki kez Alman milli takımında forma giyen Mustafa Doğan’ın kendisiyle ilgili yaptığı açıklamaya da değinen Mesut “Mustafa Doğan’ın ‘Mesut karar verme aşamasında. Kesinlikle uykusuz geceler geçiriyor’ diye beyanatı oldu. Bu doğru değildi. Ben uyku sorunu çeken biri değilim. Problemleri çok ender yatağa taşırım. Türkiye ve Almanya arasında tercih yaparken hiç uyku sorunum olmadı” diye konuştu.
FATİH TERİM GARANTİ VERDİ
Mesut Özil Türk ve Alman milli takımları arasında tercihini kullandığında büyük baskı altında kaldığını da kitabında anlattı. Çifte vatandaşlık yasak olduğu için Türk pasaportunu geri vermek adına evlerinden 80 kilometre uzaklıkta bulunan Münster Başkonsolosluğuna gittiğini ve babasıyla kendisine buradaki memurun kötü davrandığını da anlatan Mesut, memurun işlem yapmak istememesi yüzünden iki gün üst üste 80 kilometre yol yapmak durumunda kaldıklarını da kitabında yer verdi. Özil, Türk milli takımında oynaması için Türkiye Futbol Federasyonu’nun Avrupa Temsilcisi Metin Tekin’in kendisiyle görüştüğünü, ardından Fatih Terim’in aradığını belirterek “Türk A milli takımının kampına davet edildim. Fatih Terim bizi telefonla aradı. 2009 Şubat’ında Fildişi Sahilleri’ne karşı yapılacak maçta oynatma garantisi verdi. Almanya’da doğan ve Türk milli takımını tercih eden Altıntop Kardeşler de federasyonun isteği üzerine benimle konuştular.”
KENDİ OTURDUĞUMUZ EVDEN UTANIYORDUM
Mesut Özil kitabında “Küçükken hiç harçlık almadım. Gazete taşıdım. Abim Mutlu’nun çalıştığı gazete dağıtım şirketinde ona yardım ettim. Uzun süre anneme tanıdıkların verdiği kullanılmış elbiseleri giydim. Marka, sitil ve güzel olup olmaması söz konusu değildi. Kızlara ait pembe kazaklı fotoğraflarım da var. Annemin arkadaşlarından hediye aldığı elbiseleri giymek zorundaydım. En sevdiğim yemek 55 cent karşılığında aldığım bir paket tost ekmeği ve Aldi’den bir euro’dan daha ucuza alınan ketçaptı. Günlerce bu beyaz ekmeğe ketçap sürerek sorunsuzca karnımı doyururdum. Annem bir okulda temizlikçi olarak çalışıyordu. Günde iki vardiya işe gitmek zorundaydı.

Bizim için kendisini kurban ediyordu” sözleriyle küçük yaşlarda çektiği yoksulluğu da anlattı. Eski ve kötü bir binada yaşadıklarını anlatan Mesut, takım arkadaşlarının o evde yaşadığını öğrenmemeleri için ise ne yaptığını kitabında şu sözlerle yer verdi “Rot Weiss Essen takımında oynadığım sırada servis arabasıyla bizler alınıyorduk. Başka çocuklar inanılmaz güzel evlerde oturuyordu. Şık ve güzel bahçeli evlerden alınıyordu. Kendi oturduğumuz evden utanıyordum. Servis arabasını evimizin bulunduğu Bornstrasse 30 adresi yerine birkaç metre yürüyüp sokağın öbür tarafında, en azından camları kırık olmayan binanın önünde bekliyordum.”


TAMAMEN SAÇMA...
Türkiye Futbol Federasyonu’nun Avrupa Bürosu Genel Sekreteri Hakan Eseroğlu Bild Gazetesine benim federasyonla oynadığımı anlatıp ‘Mesut iyi bir genç ama ona etki yapıldı’ beyanatını verdi. Tamamen saçmaydı bu. İlk milli maçımdan önce bana ait internet sayfamı bana yapılan hakaretler nedeniyle kapatmak zorunda kaldım.”
Hürriyet