Koronavirüsle mücadele: Basit önlemler hayat kurtarıyor

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve hızla yayılmaya devam eden yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) korunmak için alınacak bireysel basit önlemler, hastalıkla mücadelenin en temel ayağını oluşturuyor.

Mücadelenin temel taşlarından birini bireysel hijyen ve aslında genel sağlık kurallarına uymak oluştururken, uzmanlar bu basit ama hayati önlemlerle hastalıktan korunulabileceğini vurguluyor.

Yetkili makamlarca vatandaşlara süreci evde, sosyal çevreden uzak geçirme çağrısı yapılırken, uzmanlar da alınacak basit tedbirlerin önemine dikkati çekiyor.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Metin Hasde, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede başlıca korunma önlemlerini anlattı.

Prof. Dr. Hasde, bu önlemleri şöyle sıraladı:

"Ellerinizi sık sık su ve sabunla en az 20 saniye boyunca ovarak yıkayın. Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle aranıza en az 3-4 adım mesafe koyun. Öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burunu tek kullanımlık mendille kapatın. Mendil yoksa dirseğin iç kısmını kullanın. Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçının. Ellerinizle gözlerinize, ağzınıza ve burnunuza dokunmayın. Yurt dışı seyahatlerinizi iptal edin ya da erteleyin. Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırın. Kıyafetlerinizi 60-90 santigrat derecede normal deterjanla yıkayın. Kapı kolları, armatürler, lavabolar gibi sık kullandığınız yüzeyleri su ve deterjanla her gün temizleyin. Soğuk algınlığı belirtileriniz varsa yaşlılar ve kronik hastalığı olanlarla temas etmeyin, maske takmadan dışarı çıkmayın. Havlu gibi kişisel eşyalarınızı ortak kullanmayın. Bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin. Düşmeyen ateş, öksürük ve nefes darlığınız varsa, maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurun."

"Maskeyi hasta kişinin kullanması gerekiyor"

Hasde, sağlıklı bireylerin maske kullanmasına gerek olmadığını, sadece aksırık, öksürük gibi bulguları olan bireylerin, etrafa damlacık saçmamak için maske kullanması gerektiğini vurgulayarak, "Herhangi bir solunum yolu enfeksiyonu geçirmekte olan kişiler öksürme ya da hapşırma sırasında ağız ve burunlarını tek kullanımlık kağıt mendille örtmeli, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içini kullanmalı, evden çıkmamalı, eğer evden çıkmak zorunda kalırsa ağız ve burnunu kapatmalı ve mümkünse tıbbi maske kullanmalıdır. N95, FFP2 ve FFP3 tipi maskeler sadece sağlık çalışanları tarafından kullanılmalıdır." diye konuştu.

Sağlık çalışanları dışındaki kişilerin eldiven kullanmasının da uygun olmadığını, çünkü eldivenlerin uygun şekilde kullanılmaması durumunda hastalığın yayılmasını daha da arttırdığını anlatan Hasde, hastalığın bulaşma riskini en aza indirmek için en uygun yöntemin ellerin en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanması olduğunu vurguladı.

Hasde, su ve sabunun olmadığı yerlerde alkol bazlı el dezenfektanı ya da kolonyanın kullanılabileceğini dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Cerrahi-tıbbi maskelerin steril olmasına gerek yoktur. Ancak hijyeniktirler. Kutu ya da poşet içerisinde ambalajlı olarak satılmaktadır. Bunların ayaküstü, kutusundan çıkarılarak, ellerinin temiz olup olmadığı bilinmeyen kişiler tarafından satılması uygun değildir. Bu şekilde satış maskelerin mikroplarla kirlenmesine neden olabilir. Tıbbi maskeler tek kullanımlıktır. Cepte, çantada taşınarak defalarca kullanılmamalıdır. Maske takılmadan önce eller su ve sabun ya da dezenfektan ile temizlenmelidir. Ağız ve burunu tamamen kapatacak şekilde takılmalı, kullanım sırasında maskeye dokunulmamalıdır. Maske lastiğinden tutularak çıkarılmalı ve çöpe atılmalıdır. Çıkarıldıktan sonra eller su ve sabunla en az 20 saniye yıkanmalı ya da dezenfektan solüsyon kullanılmalıdır. Hasta olmayanların maske kullanması aynı zamanda maskeyi boşa harcamak anlamına gelmektedir. Salgının boyutu düşünüldüğünde dünya çapında maske yetersizliği nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü maskelerin akıllıca kullanımını önermektedir."

Evde alınacak tedbirler

Metin Hasde, yeni tip koranavirüsün dış ortama çok dayanıklı olmadığını, damlacık yoluyla dışarıya yayıldığında yapıştığı malzemenin türüne, özelliğine, ortamın nem ve sıcaklığına göre canlı kalma süresinin değiştiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Plastik yüzeylerde 5 gün, cam üzerinde 4 gün, çelik yüzeylerde 48 saat, alüminyum yüzeylerde 2-8 saat, kağıt üzerinde 4-5 gün, ahşap zeminlerde 4 gün, plastik eldivenlerin üzerinde ise 8 saat virüs canlılığını korumaktadır. Bu nedenle dezenfeksiyon işleminin dezenfekte edilecek yüzeyin yapısına göre sıklığının belirlenmesi gerekmektedir. Masalar, kapı kolları, kulplar, elektrik düğmeleri, kumandalar, mutfak tezgahları, tuvaletler ve lavabolar gibi sık kullanılan yerler her gün temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Zeminler, tuvalet, lavabo gibi özel dikkat isteyen alanların standart temizlik malzemeleri ile temizlenmesi yeterlidir. Dezenfeksiyon için Sağlık Bakanlığı tarafından izinlendirilmiş ürünler kullanılmalıdır. Ancak yüzey çok kirliyse ve çok kişinin temas ettiği, bulaş açısından riskli görülen yerlerde silme işleminden sonra yüzde 60-70 alkol içeren solüsyon ya da antiseptik mendillerle dezenfeksiyon yapılabilir. Evler sık sık havalandırmalıdır. Evlerin genel temizliğine dikkat edilmelidir. Yüzey temizliği yapılması son derece önemlidir. Kirli yüzeyleri temizlemeden yapılacak dezenfeksiyonun hiçbir anlamı yoktur. Birden çok ürün birlikte ve karıştırılarak kullanılmamalıdır. Bu tür durumlarda solunum yolu, gözlerde irritasyon, öksürük, göğüste yanma, nefes darlığı gibi yakınmalar ortaya çıkabilir."

Bunlar dışında bu virüse özel olarak etkili olduğu öne sürülen ürünlerin temizlikte kullanılmasının fazladan koruma sağladığına dair bilimsel kanıt olmadığına işaret eden Hasde, zeminlerin, tuvalet, lavabo gibi özel dikkat isteyen alanların klasik olarak her zaman yapıldığı gibi çamaşır suyu sulandırılarak silinebileceğini söyledi.

Hasde, "Genel temizlik için 100 ölçü suya 1 ölçü çamaşır suyu yeterli olur, yani 10 litre suya 100 cc çamaşır suyu eklenerek elde edilecek solüsyonla yerler silinebilir, tuvalet ve lavabolar temizlenebilir. Çamaşır suyu oranının belirtilen orandan fazla olarak hazırlandığı solüsyonlar uygulayıcı açısından başta solunum sistemi olmak üzere sağlık sorunlarına yol açabilir. Zeminler, tuvalet, lavabo gibi özel dikkat isteyen alanlar standart temizlik malzemeleri ile temizlenmelidir. Dezenfektan olarak çamaşır suyu kullanılabilir. Dışarıdan eve gelindiğinde hiçbir şeye dokunmadan önce eller su ve sabunla yıkanmalıdır. Hiçbir kişisel eşya ortak kullanılmamalıdır." değerlendirmesini yaptı.

Dışarıda giyilen kıyafetlerin eve gelinince çıkarılması gerektiğini ifade eden Hasde, bunların temiz kıyafetlerle aynı yerde tutulmamasının önemine değinerek, bunların 60- 90 santigrat derecede normal deterjan ile yıkanmasının yeterli olacağını belirtti.

İş yerlerinde alınması gereken önlemler

İş yerlerinde alınması gereken önlemlere de değinen Hasde, iş yerinin temiz ve hijyenik olmasının sağlanması gerektiğini belirterek, "Bilgisayar klavyeleri, direksiyon, masalar, kapı kolları, kulplar, elektrik düğmeleri, kumandalar gibi sık kullanılan yerlerin su ve standart deterjanla her gün temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Çalışanlar ve hizmet alanların düzenli biçimde el yıkaması sağlanmalı ve desteklenmelidir. El yıkamaya teşvik eden afişler asılmalıdır. Lavabolarda sabun ve tek kullanımlık havlu bulundurulmalıdır. Görünür yerlere el dezenfektanları yerleştirilmeli ve bunların düzenli olarak doldurulması sağlanmalıdır." dedi.

Hasde, iş yerinde yüzey temizliği yapılmasının son derece önemli olduğuna dikkati çekerek, sabunlu suyla el yıkamanın virüsün etkisini ortadan kaldırdığı da göz önüne alındığında tüm yüzeylerin sabunlu ya da deterjanlı bir bezle silinmesinin yeterli olduğunu ancak yüzeyin çok kirliyse ve de çok kişinin temas ettiği, bulaş açısından riskli görülen yerlerin silme işleminden sonra yüzde 60-70 alkol içeren solüsyon ya da antiseptik mendillerle dezenfeksiyon yapılabileceğini anlattı.

Genel temizlik kurallarının iş yeri temizliğinde de geçerli olduğunu belirten Hasde, bu mekanların belli aralıklarla havalandırılması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Hasde, çalışanlar ve hizmet alanların, hafif öksürük veya hafif ateşlerinin olması halinde evlerinde kalmaları gerektiği konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini anlatarak, şöyle devam etti:

"Restoran, lokanta, yemekhaneler ve yemek servis alanlarında, tezgahlar, masalar ve sandalyeler dahil olmak üzere alan düzenli olarak temizlenmeli ve günde en az bir kez dezenfekte edilmelidir. Servis hizmetlerini kullanan çalışanların araç içinde ve dışında sık kullanılan yüzeylerle teması mümkün olduğunca azaltılmalıdır. Servis araçlarının özellikle sık temas edilen yüzeyleri başta olmak üzere günlük olarak temizliği sağlanmalıdır. Tutulan yerler dezenfektanla silinmelidir. Araçların sık sık taze hava ile havalandırılması sağlanmalıdır. Araç havalandırmasında, havanın dışarıdan alınan hava ile ısıtılması ve soğutulması tercih edilmelidir.

Hasde, hasta kişinin başka kişi ya da kişilerle ev, sokak gibi aynı ortamı paylaştığı zaman tıbbi maske takması gerektiğini vurgulayarak, alınacak önlemleri şöyle sıraladı:

"Ev halkına bulaşma riskini önlemek için evde takipli hastalar mümkünse evindeki diğer kişilerden farklı bir odada oturmalı. Tıbbi maske takmalıdır. Maske nemlenmesi halinde yenisi ile değiştirmelidir. Eve ziyaretçi kabul edilmemelidir. Temaslının ev içindeki hareketi sınırlandırılmalıdır. Tuvalet, banyo gibi ortak kullanılan alanlar iyi havalandırılmalıdır. Temaslı, kişisel eşyalarını başkaları ile paylaşmamalı, ev halkının bardak, tabak, havlu gibi eşyalarını kullanmamalıdır. Eğer kullanması gerekirse bu eşyaları iyice su ve sabunla yıkamalıdır. Vakanın kullandığı kıyafet, çarşaf, nevresim gibi tekstil ürünleri 60- 90 santigrat derecede normal deterjanla yıkanmalıdır. Banyo ve tuvaletler günde en az bir kez sulandırılmış çamaşır suyuyla temizlenmelidir."

(AA)