Kılıçdaroğlu: Rus Büyükelçiyi vuranı niye sağ yakalamadın?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Terör konusunda size her türlü desteği verdik. Açık çek verdik.

Biz sizden sadece bir şey istiyoruz. Bu ülkede barış ve huzur istiyoruz.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

İstihbaratı çöken bir ülkede terörle mücadele yapılmaz. Terörle mücadelede en etkin yol terörün finansman kaynaklarını kesmektir. Hiç mi merak etmiyorlar bunlar nereden besleniyorlar. Terörle mücadele bilgi birikim tecrübe ve en önemlisi liyakat işidir. Terörle mücadelede dış politikaya da dikkat etmeniz gerekir. Komşunuzda yangın varsa elinizde benzin bidonuyla oraya gitmemelisiniz. Hiç unutmayın o yangın sizin evinizi de yakar. Terör temsilcilerini Ankara’ya adavet etmeyeceksiniz. Altına kırmızı halılar sermeyeceksiniz. Bunu yaparsanız terörü meşrulaştırmış olurusunuz. Terör örgütünü muhatap kabul etmeyeceksiniz. Masaya oturmayacaksınız. Oslo’da oturdunuz, Habur’da oturdunuz. İmralı’da masalar kurdunuz.

SORUMLU CHP Mİ?

Bize de susun kardeşim dediler. Bu yolla bile önlerseniz sizi tebrik edeceğim dedim ama önleyemediler. Babalar gencecik fidan gibi çocuklarını toprağa veriyorlar. Vicdanım sızlıyor. Böyle bir devlet yönetimi olamaz. 2002’de terörsüz bir Türkiye alacaksın 14 yılda terör bataklığına sokacaksın.

Sorumlusu kim? Bir görevli bile ben görevi bırakıyorum dedi mi? Sorumlu olan ülkeyi yönetenlerdir. Yeri geliyor havuz medyası koro halinde CHP’yi suçluyor. Allah akıl fikir versin. Sanki 14 yıldır ülkeyi CHP yönetiyor. Terörü önlemek istiyorsanız radikal cihatçı grupları desteklemeyeceksiniz.


NEDEN CANLI YAKALAMIYORSUN?

Dün akşam Rusya’nın büyükelçisi hain bir saldırıyla hayatını kaybetti. Yakışmıyor Türkiye’ye öldüren kişinin bir polis olması ayrıca üzerinde durmamız gereken bir noktadır. O kişinin canlı yakalanmayıp da öldürülmesi de ayrıca üzerinde durmamız gereken bir noktadır. Kimse yok. Neden canlı yakalamıyorsun. Sorun onu öldürenden çok azmettirenleri bulmamız gerekiyor. Şiddetle kınıyoruz ve hükümete sesleniyoruz: Bunun faillerini bulun ve yargı önüne çıkarın.

2016’DA ÜÇ TANE DARBE OLDU

Ankara’daki beylerin bütün dertleri “birisini nasıl başkan yaptıracağız.” 2016’da üç tane darbe oldu. Yüzde 49 oy alan Ahmet Davutoğlu saraya çağrıldı ve istifası alındı kapını önüne konuldu. Bu mudur demokrasi? Sonra 15 Temmuz darbe girişimi. Hep birlikte mücadele ettiğimiz için başarıya ulaşmadı. Ama birisi çıktı dedi ki “bu darbe girişimi Allah’ın lütfudur.” 20 Temmuzda da bir üçüncü darbe girişimi süreci başladı OHAL ile.

Parlamento tümüyle devre dışı bırakıldı. Her darbeci geleceğini güvence altına almak ister. Geleceğini güvence altına alacak hukuk normu anayasadadır.
Darbelerden sonra hazırlanan bütün anayasalarda darbeciler koruma altına alınmıştır. 20 Temmuz darbesinden sonra yeni anayasa aile darbeciler teminat altına alınıyorlar. Diyorlar ki biz partili cumhurbaşkanlığı getiriyoruz, rejim değil sistem değişikliği getiriyoruz.. Yapılan bal gibi rejim değişikliğidir.

Her şey bir kişinin dediğine bağlı. Diktatör ne derse o olacak. Bütün vatandaşlarım şunu sorsun: 14 yıldır tek başına hükümetteler. 14 yılda parlamentodan geçirmek isteyip de yapamadıkları ne var? Her şeyi yaptılar. Peki neden demokratik parlamenter rejimden vazgeçip de bir dikta yönetimine ülkeyi teslim ediyorsunuz?