Sevgilinize WhatsApp'tan attığınız görüntüler şantaj olarak dönebilir

TKDF Başkanı Canan Güllü, karantinada online görüşmelerin artmasıyla kadınların sevgililerinin ısrarıyla gönderdikleri görüntülerinin şantaj olarak dönebildiği uyarısında bulundu

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), kendilerinin yönettiği 0212 656 96 96 ve 0549 656 96 96 numaralı "Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hatları"na gelen ekim ayı aramalarına dair sonuçları açıkladı.

Bununla ilgili hazırlanan rapora göre bir aylık süre içerisinde 649 yardım çağrısının 157'si İstanbul'dan gelirken, onu 36 çağrı ile İzmir, 25 çağrı ile Ankara ve diğer iller takip etti.

İstanbul'daki çağrılarda ilk üç sırayı Küçükçekmece, Fatih ve Şişli listede yer aldı.

Ayrıca acil yardım hattına bu ay yurtiçi aramalarına ek olarak Almanya ve Kıbrıs'tan da şiddet ihbar çağrısı geldiği vurgulandı.

28 acil vakanın 16'sını komşular bildirdi

Ekim ayı içerisinde "Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı"na gelen çağrılardan 180'ninin aile içi şiddet ihbarı olduğu kaydedilirken, ihbar edilen toplam 28 acil vakanın 16 tanesinin komşu ihbarı olduğu belirtildi.

Raporda ayrıca "Alkol ve madde bağımlılığı konusunda destek isteyen çağrılarla (4 çağrı) birlikte saldırganlar da (4 çağrı) hattı aramışlardır" denildi.

Arayan mağdurların yüzde 98'ini kadınlar ve kız çocukları oluştururken, şiddet olaylarında mağdur durumunda olup arayan erkeklerin oranı da ise yüzde 2 oldu.

En çok eşler ve ardından akrabalar saldırdı

Raporda eşlerin yüzde 47,7 ile saldırganlar içerisinde en geniş grubu oluşturduğu, onları yüzde 25,1 oranla diğer aile üyelerinin takip ettiği belirtilerek şöyle devam edildi:

Arada bir evlilik bağı olmadan da kadınlar duygusal ilişki içerisinde oldukları erkeklerin şiddetine maruz kalmaktadırlar. Bu bakımdan erkek arkadaş (yüzde 4,5), eski eş (yüzde 3) ve eski erkek arkadaş (yüzde 2,3) verisi ayrıca önemli görülmektedir.

13 yılda dünyanın dört bir tarafından şiddet ihbarı geldi

Raporda aile içi şiddet hattının aktif hale geldiği 15 Ekim 2007'den beri gelen toplam 74 bin 337 çağrı içerisinde Türkiye içinden ihbar geldi.

Türkiye'nin dışında Almanya, Fransa, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Hollanda, Avustralya, Amerika, Suriye, İsviçre, İran, Tunus, İngiltere, İsveç, Romanya, Libya, Japonya, Ukrayna, Gürcistan, Kenya, Kanada, Kazakistan, Yunanistan, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Kıbrıs gibi çok sayıda ülkeden de aile içi şiddete dair ihbar aldıkları açıklandı.

"Flört şiddeti artışta, liselere kadar indi"

TKDF Başkanı Canan Güllü, rapordaki verileri değerlendirdi.

Güllü, mevcut verilere göre en dikkat çekici sonuçlardan birinin geçmişe göre flört şiddetindeki artış olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

Biz flört şiddetiyle mücadeleye başladığımızda bu daha çok üniversitelerdeydi. Şimdi liselere yayıldı. Teknoloji gelişiyor ancak teknolojinin nasıl kullanılacağını öğretemiyoruz.  Kayıt altına alınan her türlü resminiz, videonuz size şantaj olarak geri dönebiliyor.

Aynı teknoloji silahı size ısrarlı takip olarak da gelebiliyor. Örneğin kadınların telefonuna istemedikleri halde sürekli mesaj, içerik atarak taciz edebiliyorlar. Bu konuda mağduriyetlerde yaş sınırı çok aşağı indi. Rahatsız eden kişiyi 20 kere karakola da şikayet etseniz bir şey olmuyor çünkü ısrarlı aramanın kanunda tanımlı bir suçu yok

Güllü, özel görüntüleri nedeniyle şantaja uğrayan birçok kadının "Aileme söyler" korkusuyla baskı altında ilişkisini sürdürdüğünü öne sürdü.

"Aileme söyler korkusuyla çok sayıda kadın baskı altında ilişkisine devam etmek zorunda kalıyor"

Güllü'ye "Gönderilen her resim ve görüntü size şantaj olarak dönebilir" uyarısının kadınlara yönelik olup olmadığını sorduk.

Güllü, uyarısının kadınlara yönelik olduğunu belirterek, bu tarz şikayetlerin online görüşmelerin yoğunlaştığı Kovid 19'dan kaynaklı karantina süreçlerinde daha fazla arttığını iddia ederek şöyle konuştu:

"Bu geçmişte de yaşanıyordu ama özellikle bunu karantina döneminde çok yaşadık. Okullardan, şehirlerden ayrı kalınması ile 'Üstünü soy, özel bölgeni aç, bana fotoğrafını gönder, seni özlüyorum bana özel fotoğraflarını gönder' gibi baskıcı taleplerde bulunan sevgililerine gönderilen her belge kendisine şantaj olarak dönüyor. Bunu özellikle son dönemlerde öldürülen genç kadınlarda gördük. Kimi zamanda bu cinayetlere intihar süsü verilmeye çalışıldı. Öldürme ve darp dışında aileme söyleyecek korkusuyla çok sayıda kadın baskı altında ilişkisine devam etmek zorunda kalıyor."
"Almanya'dan arayıp Türkiye'de şiddet altında olan kardeşi için yardım isteyen erkekler var"

Güllü, raporda da belirtilen yurtdışı aramalarının genellikle buralarda yaşayan Türk vatandaşlarından geldiğini kaydederek, son süreçlerde yaşanan bir diğer gelişmeyi de şöyle anlattı:

Son zamanlarda Almanya’dan arayanlar arasında birçok erkek var. Adam orada kız kardeşi veya annesi Türkiye'nin herhangi bir bölgesinde yaşıyor ve şiddet görüyor. Arayıp bilgi veriyor. Ya da tam tersi aile burada ama yurtdışında olan kızının şiddet gördüğünü haber veriyor. Bu durumlarda biz de irtibatta olduğumuz oradaki kuruluşların bilgilerini vererek ulaşmalarına yardımcı oluyoruz.

"Komşu ihbarında artış var"

Güllü, önemli bir ayrıntıya daha dikkat çekti. Güllü,  özellikle Kovid-19 sürecinde aile içi şiddet olduğuna dair komşulardan gelen ihbarların arttığını belirterek,  sözlerini şöyle tamamladı:

Kadir Şeker olayıyla daha düşeceğini sanıyorduk. Ancak Kovid 19 sürecinde karantinada kalan insanların çevrelerindeki şiddete tanıklık etmeleri, bu şiddetin dayanılmazlar noktaya gelmesi üzerine ihbarlar arttı. İhbarlarda açık kimliklerin gizlenmesi de önemli faktör.

The Independent Türkçe