İmamoğlu: Raporda Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi suçlanmıyorsa gök kubbeyi başınıza yıkarız

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun öncülüğünde yürütülen terör soruşturmasıyla ilgili konuştu; eğer bir suç varsa AKP'li selefi Mevlüt Uysal ve İstabul Valisi Ali Yerlikaya'nın da buna dahil edilmesi gerektiğini dile getirdi.

stanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen terör soruşturmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Yaşananların iç yüzünü anlatmak için kameralar karşısına geçen İmamoğlu, kendilerinin 'güvenlik soruşturması' ve 'arşiv araştırması' yapmamakla suçlandığı dönemde Anayasa Mahkemesi'nin 'yasak' kararı nedeniyle ellerinin kollarının bağlı olduğunu söyledi; iktidar partisinin idarede olduğu dönemde yapılan işe alımlara değindi.

AKP'li selefi Mevlüt Uysal ve mevcut İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın aktif olduğu süreçte işe alınanlar arasında 'silahlı terör örgütü üyesi', 'silahlı terör örgütü yöneticisi' bulunduğunu dile getiren İmamoğlu, üstelik bu kişiler için arşiv araştırması yapmaya da gerek olmadığını, doğrudan e-Devlet'ten alınan adli sicil belgesinde yazdığını söyledi.

İmamoğlu, bu ikisi de dahil önceki dönemde işe alınan ve ağır suçlamalarla hüküm giyen birçok kişinin kendileri tarafından işten çıkarıldığını söyledi; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sert sözlerle yüklendi. 

 'ARKADAŞLARININ BAŞINI YAKTIN'
"Bize yaptığı suçlamaların bir kaynağı var ise, aynı suçu Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da işlemiştir" diyen İmamoğlu, "Bakan Bey, kendi yaptığın hatalarla partili diğer arkadaşlarının da başını yaktın haberin olsun" ifadesini kullandı.

'RAPORDA UYSAL VE YERLİKAYA YOKSA GÖK KUBBEYİ BAŞINIZA YIKARIZ'
Savcılığın 500 küsur sayfalık raporun henüz kendilerine ulaşmadığını belirten İmamoğlu, şöyle devam etti:


"Duyumlarımıza göre bu raporda hakkında işlem yapılması istenen kişiler sadece ve sadece ben ve benim dönemimde eski / yeni yönetici arkadaşlarım. Eğer savcılığa sunulan raporda eski başkan Mevlüt Uysal, İstanbul Valisi ve onların yöneticileri hakkında da işlem talep edilmişse bir lafım yok. Unutmayın, altını tekrar çiziyorum. O raporda sadece İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız."
SOYLU'YA: 'SİZ DE Mİ TERÖR ÖRGÜTÜNE JEST YAPTINIZ?'
İmamoğlu, Soylu'nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimine yönelttiği 'terör örgütü üyelerine jest yapıyorlar' suçlamasına da değindi.

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı'nın kardeşinin 2016'dan bu yana FETÖ üyeliği nedeniyle firari olduğunu hatırlatarak "6 yıldır yaz tatiline bile gelemez olduğunu biliyoruz. Çataklı'yı 2018'de yardımcınız olarak atayınca siz de bir FETÖ iltisaklısının yakınına jest mi yapmış oluyorsunuz? Çataklı'nın firari kardeşi nedeniyle FETÖ iltisaklısı olmasından yola çıkarak bu göreve getirilmesi, sizin de terör örgütüne yaptığınız jest midir?" diye konuştu. 

ERDOĞAN'A: 'BU ADAM OLMAMIŞTIR, OLAMAMIŞTIR'
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Soylu'yu İçişleri Bakanlığı'na atadığı için görev ihmalleri zincirinin başında bulunduğunu belirterek şöyle seslendi:

"Sayın Cumhurbaşkanı ya kaosa razı geleceksiniz ya da İçişleri Bakanlığı koltuğuna yüzünüzü kızartmayacak birini oturtacaksınız. Sayın Soylu olmamıştır, olamamıştır. Olmamıştır bu adam, net. Siyasi körlüğe gerek yok."
'BAŞ MÜFETTİŞİ GÖREVDEN ALDILAR, YERİNE AKP'Lİ MİLİTAN ATADILAR'
CHP'li büyükşehir belediye başkanı, söz konusu soruşturmayı yürüten heyetin başındaki baş müfettişin görevden alındığını söyledi. 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezasına çarptırıldığı davada da "Buradan ceza çıkmaz" diyen hakimin 'sürüldüğünü' hatırlatan İmamoğlu, 

"(...) Sağlık sebepleri bu konuda sık kullanılan bir gerekçedir bilirsiniz. Heyetin yeni başkanı kim oldu biliyor musunuz? Daha doğrusu, görevden alınan baş müfettiş yerine kim getirildi biliyor musunuz?  Bir dönem AK Parti'den milletvekili adayı olan bir kişi… Ben İBB Başkan Adayı olduktan sonra Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemimle ilgili 28 ayrı özel soruşturma açan kişi, hem de seçim döneminde... 
Arif Yıldırım adlı militan AK Partili bir zat-ı muhterem heyet başkanı oldu."

'EKREM İMAMOĞLU KESİNLİKLE HEDEFTİR'
İmamoğlu, konuşmasının ardından toplantıya katılan basın mensuplarının sorularını yanıtladı.


Gerçek Gündem Yayın Yönetmeni Hilmi Hacaloğlu'nun "Türkiye 15 Temmuz 2016'da bir darbe girişimi yaşadı ve sonrasında birçok asker, terör örgütüyle iltisaklı olduğu gerekçesiyle kimi açığa alındı, kimileri cezaevine götürüldü, kimileri yurt dışına çıktı. Fakat ne bir Genelkurmay Başkanı, ne bir MIT Başkanı, ne de herhangi bir bakan 'Bunları aldılar' diye sorgulanmadılar. Burada bir durum var; o kişiler nasıl bundan sorumlu değilse... Ki siz Çataklı örneğini de verdiniz. Burada hukukla çelişen bir tablo ortaya çıkıyor. Doğrudan sizi hedef alan bir kumpas olduğunu düşünüyor musunuz? Bunu şöyle bir olayla desteklemek isterim... Geçtiğimiz günlerde eşinizle ilgili bir yerde oturuyordunuz ve fotoğrafınız ortaya çıktı. Size mesajlar mı veriliyor? Hedefe konulduğunuz yönünde bir duygunuz, düşünceniz var mı? Altılı Masa yanınızda ve size destek verdikleri anlaşılıyor. Bütün bu planlamanın arkasında asıl hedef sizi buradan almak ve yerinize bir kayyum atamak olabilir mi? Belediye el konmak mı isteniyor? İmamoğlu siyasi yasaklı yapılarak köşeye atılmak mı isteniyor?" şeklindeki sorusu üzerine şunları söyledi:

"Hepsi, hatta az anlattınız. Kesinlikle Ekrem İmamoğlu hedeftir. Çünkü Ekrem İmamoğlu, onların iktidar anlayışlarının, iktidarlarının beslenme kaynaklarının, rant kaynaklarının merkezini, odağını söküp almıştır. Kiminle? Milletiyle, yol arkadaşlarıyla beraber. Önce 16 milyon vatandaşımıza, sonra 85 milyon milletimizin katılımıyla.

ERDOĞAN'A: AK PARTİLİ YÖNETİCİLERİNİZ 2019'DA İMAMOĞLU İÇİN ÇALIŞTI
Kendisinin haberi yoksa, partinin başındaki kişiye söylüyorum; AK Partili yöneticileriniz dahi vicdanlarıyla hareket edip İmamoğlu için çalışmıştır. 2019 yerel seçimlerinde. Dolayısıyla 25 yıllık iktidarlarını ellerinden söküp alan, iktidarın değişiminin de müjdecisi olan bu zaferin önünü keserek, onu karalayarak, onun simgesi haline gelmiş bir belediye başkanını yasaklayarak 2023 seçimlerine mesaj vermek ve o süreci baskı altında elde etmek çabasıdır bu. Ama biz buna fırsat vermeyeceğiz. Biz dayanıklılığımızı, birlikteliğimizi, milletçe sürdüreceğiz.

'BUNLARI MİNDERDEN KALKMAMAK SURETİYLE TUŞ EDECEĞİZ'
Siyaset üstü, sadece o dönemin CHP'nin İYİ Parti'nin ortak adayı olarak değil, burada olan ve olmayan partilerin seçilmiş belediye başkanıyım. Büyük bir hırsları, nefretleri ve kinleri var, bunu kusuyorlar. Bu anlamda ne yazık ki dönem dönem ahlak dışı birtakım uygulamaları... Bizi takip etmeleri, ama MOBESE'den ama başka şekilde... Her buldukları fırsatları değerlendirerek birtakım hamleler yapıyorlar. Ben sadece milletimizin vicdanına yaslanıyorum. Yüce yaradana sığınıyorum. Bizim sırtımız yere gelmeyecek. Biz bunları bir daha minderden kalkmamak suretiyle tuş edeceğiz."

SORUŞTURMA NE ANLAMA GELİYOR?
Söz konusu 'soruşturma', iktidar partisinin İmamoğlu'nu taca çıkarma girişimi olarak yorumlanıyor.

CHP'li siyasetçi, geçtiğimiz günlerde de mahkeme başkanının "Ahmak sözünün muhatabının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olduğu açık" şeklindeki ifadesine rağmen Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret iddiasıyla 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezasına çarptırılmıştı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim yarışındaki en büyük rakiplerinden biri olarak görülen İmamoğlu için siyasi yasak kararının istinaf veya Yargıtay’dan dönmesi beklense de, henüz 'rüzgarın yönü' kestirilemiyor.

95 MİLYAR LİRALIK BÜTÇE
Uzmanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 95 milyar liralık dev bütçesinin de seçime giderken iktidarın iştahını kabarttığını düşünüyor. Muhalefet kanadından gelen yorumlarda İmamoğlu’nun görevden alınması isteğinin bir nedeni olarak bu da gösteriliyor.

NEDİR BU 'TERÖR SORUŞTURMASI?'
İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı kuruluşlar ve şirketlerinde iş başı yaptırılan personelden 455'inin PKK, 80'inin DHKP-C, 20'sinin MLKP, ayrıca bazılarının FETÖ ve diğer örgütlerle iltisaklı/irtibatlı olduğu yönünde ihbar, şikayet ve elde edilen tespitler olduğunu öne sürmüş, konunun soruşturulması için özel teftiş başlatıldığını açıklamıştı.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından İBB ile bağlı kuruluş ve iştiraklerinde işe alınan personelin işe girişine yönelik hazırlanan tevdi raporu, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın memur ve özel soruşturma bürosuna teslim edilmişti.

İMAMOĞLU İDDİALARI TEK TEK ÇÜRÜTTÜ
İmamoğlu'nun saat 10.00'da kameralar karşısına geçerek başta Soylu olmak üzere iktidar cenahının kendisine yönelttiği suçlamaları tek tek çürüttüğü açıklamaları şöyle:

 "Önce siyasi yasak ve hapis kararı aldığım dava, ardından büyükşehir belediyesine yönelik sözde terör soruşturmasının tamamlanıp sürecin adli makamlara teslimi... Bugün sizlere İçişleri Bakanlığı'nın soruşturmasıyla ilgili ayrıntılı ve yeni bilgiler vereceğim.

'ARİF YILDIRIM ADLI MİLİTAN AKP'Lİ BİR ZAT-I MUHTEREM HEYET BAŞKANI OLDU'
Bakan terörist tespiti yapmış ama 8 ay boyunca terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkarmamış. Burada Sayın Bakan, terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkarmayarak görev suçu işlemiş midir? Bu süreçte devletimizin istediği her türlü bilgi ve belge anında yetkili makamlarla paylaşıldı. İBB, talep edilen her bilgiyi soruşturma makamlarına sundu. Bu süreçte de bilgilendirme tek taraflı yürüdü. Tarafımıza herhangi bir bilgi sunulmadı. Soruşturmanın önemli bir ayrıntısı daha var. Mülkiye müfettişleri İBB'ye geldiğinde 8 kişilik ekibin başında ismini vermeyeceğim, bir başka baş müfettiş vardı. Heyet, bir süre incelemeyi bu baş müfettiş başkanlığında yaptı. Her nedense yaza doğru müfettiş heyet başkanlığından alındı ve Ankara'ya çekildi. Heyetin yeni başkanı kim oldu biliyor musunuz? Görevden alınan baş müfettiş yerine kim getirildi biliyor musunuz? Bir dönem AKP'den milletvekili adayı olan bir kişi. Ben İBB adayı olduktan sonra, Beylikdüzü'ndeki dönemimle ilgili 28 ayrı soruşturmayı açan kişi. Arif Yıldırım adlı militan AKP'li bir zat-ı muhterem, heyet başkanı oldu.

'BU BAKAN KENDİSİNİ ÇOK AKILLI, HERKESİ ÇOK APTAL SANIYOR'
Beni aklından hiç çıkaramıyor. Bu kişi adil ve tarafsız bir müfettiş değildir. Görüyorsunuz, ahmak davasında bu davadan ceza çıkmaz diyen hakim, tabi hakim ilkesine rağmen başka bir kente sürülüyor biliyorsunuz. Terör soruşturmasında da müfettiş grubun lideri merkeze çekiliyor. Bize dönük saldırıların belirli bir takvim ve disiplin içinde yürüdüğünü net olarak söylüyoruz. Bu süreçlere karşı çıkan da ister hakim, ister baş müfettiş olsun... Bu insanlar ortadan teker teker yok ediliyor. Geçtiğimiz yılki iddiaların ardından Bakan Bey, 26 Kasım'da medyanın karşısına çıktı ve aralarında İBB'nin de bulunduğu bazı belediyelerle ilgili bir kısım iddiaları gerçekmiş gibi kamuoyuna sundu. Bu Bakan kendisini çok akıllı, herkesi çok aptal sanıyor.

'ALLAH, İNSANI İNSAN YAPAN MELEKELERİ NE YAZIK Kİ SENDEN ALMIŞ'
Kendini akıllı sanan bakanın, AKP'li belediyelerle ilgili incelemelerine baktığımızda imar yolsuzluğu, imat planlarındaki ranta yönelik değişimler gibi konular olduğunu görüyoruz. Sen terör örgütü suçlamalarıyla sadece CHP'li belediyelere soruşturma açtın. İstanbul, Mersin, Seyhan ve Ataşehir gibi, üstelik yasal olarak belediyelerin hiçbir güvenlik soruşturması açamayacağı bir dönemle ilgili soruşturma açıyorsun. Eğer adaletli olduğunu iddia ediyorsan Ataşehir, Seyhan gibi CHP'li belediyelere gösterdiğin sertliği yüzlerce AKP'li ve MHP'li ilçe belediyelerine göster. Bir de çıkmış, grafikler göstererek "Ben adil biriyim" demeye çalışıyor. Ne adalet, ne vicdan senin ruhunda yer bulmuyor. Yüce Allah, insanı insan yapan bu melekeleri ne yazık ki senden almış. Sen kalbi de aklı da sadece kötülüğe çalışan bir zatsın. Ne yazık ki bu kötülükte sınır tanımayan birisin.

'DİĞER' TERÖR ÖRGÜTLERİ HANGİLERİ? IRA MI?
İçişleri Bakanı olan kişi yaptığı basın toplantısında terörist olduğunu iddia ettiği 1668 kişiyi 8 terör örgütüne böldü. Son olarak da 51 kişiyi diğer terör örgütleri klasmanına soktu. 'Diğer' terör örgütleri acaba hangileridir? İBB TAMİL gerillası mı var? İrlanda'nın bağımsızlığı için çalışan IRA örgütünden adam mı aldım işe? 'Diğer' demek ne demek? Bu tam bir aymazlıktır. Gelinen süreçte madde madde elimizdeki veriler ve Bakan'ın iddiaları odaklı bir sunum gerçekleştireceğim sizlere.

'SESSİZ KALMAMIZ BEKLENEMEZDİ'
İçişleri Bakanı, 23 Aralık'ta attığı tweeti başından sonuna inceleyin. Böyle bir İçişleri Bakanı ne usulü, ne tarzı, ne anlayışı var. Bu tweeti ile belediyemizle terör arasındaki iltisakı madde madde yazarak yine iddia etti. Konu yargıya taşınmışken yargıyı etkilemeye, hatta tehdit etmeye yönelik faaliyetlerini sürdürdü. Bu iddialara sessiz kalmamız beklenemezdi.

SOYLU'NUN 'YAPMAMIŞLAR' DEDİĞİ ARAŞTIRMAYI YAPMAMIZ YASAKTI
Bir örnek vereyim. Mesela İBB olarak İstanbul Valiliği'ne Kasım 2019'da bünyemize alacağımız bir memur için arşiv araştırması talep etmişiz. Valilik de 30 Aralık 2019'da verdiği yanıtta Anayasa Mahkemesi kararına göre bu evrakı isteyemezsiniz demiş. Yazıyı işlemsiz olarak bize iade etmiş. Arkadaşlar size bunun gibi birkaç yazışmayı daha kitlerinize koyduk. AYM, 28 Kasım 2019'dan, yani yasa çıkan 18 Nisan 2021'e kadar Bakan'ın "Yapmamışlar" dediği araştırmanın yapılmasını zaten yasaklamıştı. AYM'nin yasak kararı olan 17 ayda, İBB'nin iştirak şirketlerine 11 bin kişi işe alındı. İBB, İSKİ ve İETT'de alınanları da sayarsınız 13 bin civarında çalışanın işe girdiğini görüyorsunuz. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yasaktı. Ocak 2021 tarihli sizin elinizde. Bizzat kendisi, bu evrakları istemeyin diye resmi yazı yazmıştı.

'600 KİŞİNİN ARŞİV ARAŞTIRMASI İÇİN BİR YILDIR BEKLİYORUZ'
Kurt kuzuyu yemeye karar verirse 'suyumu bulandırdın yine' dermiş. Buradan Bakan'a söylüyorum. Biz kuzu değiliz. Bu ülkede adaletin yerini bulacağına inanan ve bunun mücadelesini kararlılıkla veren insanlarız. Peki yeni yasa çıkınca İBB, arşiv ve güvenlik araştırmaları konusunda üzerine düşeni yapmış mıdır? Evet yapmıştır. Yasak kararı öncesi beş aylık ve yeni yasa sonrası 8 aylık, toplam 13 ayda işe giren 7 bin 500 kişi için arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması talep ettik. Eski İBB yönetiminde işe alınan 4 bin 116 çalışandan eksik olduğunu gördüklerimizi de arşiv ve güvenlik soruşturmalarını talep ettik. Bu talebimizin 9 bin 617'sine cevap aldık. 660 kişinin arşiv araştırması içinse bir yıldır cevap bekliyoruz. 30 günde cevaplaması gereken 660 kişi için, müfettiş 25 bin 365 kişinin sorgusuna 5-6 ayda ulaşabiliyor. Demek ki isteyince olabiliyormuş.

'KENDİ PARTİNİZİN BELEDİYE BAŞKANINA DA MI 'HÜLLECİ' DİYORSUNUZ?'
Eski başkan Mevlüt Uysal ve Sayın Vali Ali Yerlikaya'nın 4 bin 116 kişiden 1800'ü için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması istenmemiş. Hem de o dönemde AYM'nin yasak kararı yoktu. Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi de bizim gibi hileci mi oluyor? 'İşe alınacak personelin adli sicil kaydı...' Yani bildiğimiz adıyla sabıka kaydı 'e-devletten alınırken kamu seçeneceği seçilmeliydi. Bakan böyle söylüyor. Ama çoğu özel sektör olarak kayıt aldı, hülle yöntemini kullandılar'.

Bakan Bey yine saçmalamaya devam ediyor. Bizim hülle yöntemi kullandığımızı, işe alımla ilgili kamuyu seçmediğimizi iddia ediyor. Eğer dediği gibi hülle yöntemi kullanılmışsa, bizden önceki altı ayda, yani Mevlüt Uysal ve Ali Yerlikaya döneminde işe alınan 1400 kişinin de adli sicil kaydının özel sektör seçeneğinden alınmış olmasını nasıl yorumluyorsunuz? Yani siz partinizin eski belediye başkanına da mı hülleci diyorsunuz?

'IBDA-C ÜYESİ ÇALIŞANLARIN İŞ AKİTLERİNİ BİZ FESHETTİK'
Bakan Bey, siz değil arşiv araştırması, adli sicil kaydında silahlı terör örgütü üyeliği, bombalı terör eylemi gibi suçları olanları istihdam etmişsiniz. 2017'de işe aldığınız A.T., Temmuz 2018'de işe aldığınız R.A. bunlardan birkaçı. 2018 kasım ve aralık ayında işe alınan IBDA-C üyesi çalışanların iş akitlerini de biz feshettik. Bize yaptığı suçlamaların bir kaynağı var ise, aynı suçu eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da işlemiştir. Aslında pandoranın kutusu açılmıştır.

Uysal döneminde işe alınan Y.Y. ve O.Ç. nasıl oldu da hassas gözlerinizden kaçtı? Bakın arşiv araştırması demiyorum, sabıka kaydı diyorum. Ne yazıyor? Silahlı terör örgütüne üyelik, silahlı terör örgütü yöneticiliği diyor. Bu iki kişinin de işten çıkarılışı bizim dönemimizde yapılmıştır. 6 Mayıs ve 29 Mayıs 2019'da işe alınan ve biz işe başlayınca fark ettiğimiz 6 çalışanın FETÖ iltisaklı çıkmasını nasıl değerlendireceklerdir?

'SADECE BİZ SUÇLANIYORSAK GÖK KUBBEYİ BAŞINIZA YIKARIZ'
Medyaya yansıyan 500 küsur sayfalık rapor henüz bize ulaşmadı. Duyumlarımıza göre bu raporda hakkında işlem yapılması istenen kişiler sadece ve sadece ben ve benim dönemimde eski / yeni yönetici arkadaşlarım. Eğer savcılığa sunulan raporda eski başkan Mevlüt Uysal, İstanbul Valisi ve onların yöneticileri hakkında da işlem talep edilmişse bir lafım yok. Unutmayın, altını tekrar çiziyorum. O raporda sadece İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız.

Bakan Bey, kendi yaptığın hatalarla partili diğer arkadaşlarının da başını yaktın haberin olsun.

SOYLU'YA: TERÖR ÖRGÜTÜNE YAPTIĞINIZ JEST Mİ?
Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı'nın kardeşi FETÖ üyesi ve yurt dışında firari. 6 yıldır yaz tatilinde bile gelemez olduğunu biliyoruz. Çataklı'yı 2018'de yardımcınız olarak atayınca siz de bir FETÖ iltisaklısının yakınına jest mi yapmış oluyorsunuz? Çataklı'nın firari kardeşi nedeniyle FETÖ iltisaklısı olmasından yola çıkarak bu göreve getirilmesi, sizin de terör örgütüne yaptığınız jest midir? 

Bu kişiyi göreve getiren Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Konuşmam boyunca anlattığım görev ihmalleri zincirinin sorumlusu da odur. Sayın Cumhurbaşkanı ya kaosa razı geleceksiniz ya da İçişleri Bakanlığı koltuğuna yüzünüzü kızartmayacak birini oturtacaksınız. Sayın Soylu olmamıştır, olamamıştır. Olmamıştır bu adam, net. Siyasi körlüğe gerek yok. İçişleri Bakanlığı kapasitesi yok. Onlarca kez hem AKP'yi hem iktidarı rezil etti. Üstelik bizim bildiklerimizin sizin bildiklerinizin yanında esamesi okunmaz. 

'SOYLU AKLINI VE KALBİNİ GÜNAHA TESLİM ETMİŞ'
Ne yazık ki aklını ve kalbini günaha teslim etmiş, hırsı ve öfkesi tarafından kontrol edilen bu bakan Türkiye Cumhuriyeti’nin çok kıymetli kurumlarını istismar etmektedir. 100 yıllık cumhuriyetin oluşturduğu kurumları, 167 yıllık İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni terörle irtibatlandırmak, bu kurumlara ve yüzbinlerce çalışanına büyük haksızlıktır. Gerçekten en büyük Türkiye düşmanı bile bu göreve gelse bu asırlık kurumları, yüzbinlerce aileyi böyle düşman bellemezdi. 

Umarım, bir bakanın yarattığı dezenformasyon ve doğmasına sebep olduğu bu kaotik durum, devletimizin aklı selim sorumluluk sahibi yetkilileri tarafından bir an evvel ele alınır. Çünkü bu devlet hepimizin, milletimizin devleti. Türkiye’nin bu aklı selimliğe ihtiyacı vardır. Bir bakanın karanlıklar içindeki ruh haline, ne İBB'yi ,ne valilerimizi, ne de seçilmiş ya da atanmış yöneticilerimizi feda etmeyelim. Hele hele yüzbinlerce aileyi zan altında hiç ama hiç bırakmayalım. Her önümüze gelene terörist-vatan haini diyemeyiz. Güvenlik ne kadar önemliyse hukuk ve adalet de en az o kadar önemlidir. Adalet mülkün temeli ise, evrensel kriterler çerçevesinde yürümelidir.  

'KİMSE TESLİM OLMAMIZI BEKLEMESİN'
Devletimizin terörle mücadelesinde nefer olmaya devam edeceğiz. Tıpkı hak, hukuk ve adaletin yanında durmaya devam edeceğiz. Bu bir hukuk davası değil, siyasi davadır. Bu bir kişisel dava değil, ulusal davadır. Bu bir mağduriyet davası değil, haysiyet davasıdır. Kimse bizden susmamızı bekleyemez. Kimse teslim olmamızı beklemesin. Bizler kolay kolay hakkını yedirecek insanlar değiliz. Kimsenin hakkını yemedik, hakkımızı da yedirmeyiz. Mücadeleden vazgeçmemiz mümkün değildir. Hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyorum."