Fehmi Koru'dan Şok Analiz: MHP İttifaktan Ayrılıp Seçime Tek Başına mı Girecek?

AKP'yi en iyi tanıyan isismlerden Fehmi Koru: Bu işte bir yanlışlık olmalı; MHP Cumhur İttifakı’ndan ayrılmayı, ilk seçime kendi başına girmeyi mi düşünüyor?Gelen haberler doğruysa seçim sistemi bir kez daha değişecek diye yazdı.

Fehmi Koru*

Gelen haberler doğruysa seçim sistemi bir kez daha değişecek.

Türkiye siyasetinde değişmesi mutlaka gerektiği halde bir türlü değişmeyen pek çok konu yanında, hiç değişmemesi gerektiği halde önüne gelen iktidarın el attığı, oynadığı, değiştirdiği konular da az değildir.

Seçim sistemi ikinci gruba giriyor.

Her iktidar döneminde bir -bazılarında birden fazla- değişime uğramıştır seçim sistemi.

Oysa demokrasisi sağlam pek çok başka ülkede yüz yıllardır aynı sistemle seçim yapılır. Hiçbir iktidar kendi çıkarını düşünerek sistemde değişiklik yapılmasını gündeme getirmez.

Getirirse ayıplanır.

ABD’deki seçim sistemi belirlendiği sırada bir yerden diğerine gitmek bir ömür alırdı. Seçim pusulalarının sayımı da uzun sürerdi. Bu sebeple seçim günü ile seçilenlerin göreve başlaması arasında zaman farkı öngörülmüştür. Başkan kasım ayının başında seçilir, görevine ocak ayının 20’sinde yapılan törenden sonra başlar. Günümüzde oy sayımı birkaç günde -hatta aynı gün- kesin olarak sonuçlandırılabildiği halde ABD’de hala eski sistem uygulanır.

Genel oyun değil her eyaletin ikinci seçmenlerinin oylarının sonucu belirlemesi garabeti de orada aynen sürdürülmektedir.

Değişimi seven milletiz
Bizde öyle mi ya…

İktidar cephesi, AK Parti ile MHP, sistemle bir kez daha oynamak niyetinde. İki partinin yetkililerinin bu konuda görüşmeler başlattıkları biliniyordu. İktidarın itibar ettiği kalemler görüşmelerde sona yaklaşıldığını duyurdu.

Tahmin edileceği gibi, sistemle iktidar partilerinin şimdiki durumları düşünülerek oynanacak.

Oylar düşüyor, mevcut sisteme göre iktidarın kaybedilmesi ihtimali büyüyor, değişikliklerle bunun önüne geçilmesi, oylar düşse de iktidarın aynı partilerde kalması hedefleniyor.

Benzer niyetler geçmişte de iktidarlarca hayata geçirilmek istendi. Kimi zaman muhalefet niyetleri boşa çıkarmayı bildi; kimi zaman da değişiklikler yapıldı, fakat halk, oylarıyla, niyetleri bozabildi. Sistemdeki göze batan hatalı yönler bu yap-boz tahtası anlayışı yüzündendir.

En göze batan hatalı yön seçim barajıdır.

Anayasaya da konulan ‘Yönetimde istikrar’ ilkesi gözetilerek 12 Eylül (1980) askeri müdahalesi sonrasında yüzde 10 barajı getirilmişti. O günden sonra hemen her parti, barajın yüksekliğine itiraz etse de, itirazcı partiler iktidara geldiklerinde, söz de verdikleri halde, işlerine geldiği için, barajı düşürmeye yanaşmadı.

Şimdi iktidarın küçük ortağı MHP barajın yarıya -yüzde 5’e- indirilmesini talep etmiş, AK Parti de ortağının talebini uygun bulmuş. Söylendiğine göre, baraj yüzde 5’e düşürülecekmiş…

İsabetli olur.

Dünyada pek çok demokratik ülkede baraj var, ancak hiçbirinde baraj bizdeki kadar yüksek değil. Ortalama baraj yüksekliği yüzde 3.

Halktan yüzde 9.5 oy alabildiği halde Meclis’te temsil edilme hakkı kazanamamış partiler oldu bizde.

AK Parti’yi iktidara taşıyan 2002 seçiminde, DYP (yüzde 9.54), MHP (8.36), Genç Parti (7.25), ANAP (5.13) oy alabilmiş, ancak barajı aşamadıkları için hepsi o dönem Meclis-dışı kalmıştı. AK Parti ise yüzde 34.28 oyla 363 milletvekili çıkarabilmişti. Baraj yüzde 5 olsaydı Meclis kompozisyonu çok değişik olur, muhtemelen AK Parti iktidar dışı kalırdı.

Dönemin iktidar partileri (DSP, ANAP ve MHP) seçim sistemini değiştirip barajı yüzde 5’e düşürmedikleri için herhalde sonradan çok pişman olmuşlardır.

2002 deneyimini aklından çıkaramamış MHP, bir sonraki seçimde aynı duruma düşmemek için tedbir alma peşinde.

MHP’nin oyu kamuoyu yoklamalarında yüzde 10’un bayağı altında seyrediyor.

Bu işte bir yanlışlık olmalı
İtibarlı kalemlerin duyurdukları muhtemel değişiklikler arasında son seçimlere damga vurmuş ittifaklar da düşünülmüş. Denildiğine göre, MHP, kendi başına seçime girecek partilerde yüzde 5 olmasını istediği barajın, ittifak partileri için yüzde 10 olması gerektiğini savunuyormuş…

Bununla neyin amaçlandığı açık: Oyu yüzde 5’in üzerinde olabilecek partilerin ittifaklara rağbet etmemesi…

İYİ Parti, HDP Millet İttifakı’na girmesin, dışında kalsın…

Girenler de, yüzde 10 alamasın ve Millet İttifakı iktidarı değiştirecek güce ulaşamasın…

Bu işte bir yanlışlık olmalı.

MHP Cumhur İttifakı’ndan ayrılmayı, ilk seçime kendi başına girmeyi mi düşünüyor?

İttifaklar içinde yer alacak partiler için yüzde 10 barajı korunursa, seçimde MHP’nin durumu ne olur?

2002 seçiminde yaşadığı hüsranın tekrarını göze alabilir mi MHP?

AK Parti, biraz da kendini düşünerek olmalı, ittifak içi yüksek baraj teklifine sıcak bakmıyormuş…

İlleri en fazla yedi milletvekili çıkaracak dar bölgelere bölmeyi öngören AK Parti’nin teklifine ise, o yöndeki değişikliğin HDP lehine sonuç vereceği gerekçesiyle MHP karşı çıkmaktaymış…

Keşke seçim bölgeleri daraltılsa, hatta yedi milletvekilinden de aza -mesela tek milletvekiline- indirilse ve milletvekili kendisini seçenlerle karşı karşıya kalsa. Seçmen kendi bölgesinin milletvekiline hesap sorabilir hale gelse.

Madem değişiklik yapılıyor, en radikal değişiklik bu olurdu.

İktidarlar seçim sistemiyle oynamayı seviyorlar ve kendi lehlerine olacak değişiklikler yapmaya kalkışıyorlar da ne oluyor?

Kaybedecek parti/ler yine kaybediyor, halk iktidarı değiştirmeyi kafaya koyduysa onu gerçekleştirmenin yolunu yine buluyor.

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.