''Ezel''in Kerpeten Ali'si Barış Falay silahı hiç sevmezmiş!

Genellikle yan rollerde izlediğimiz Barış Falay, oyunculuk gücünü öylesine konuşturuyor ki, gizli başrol olabiliyor. Bu röportajla Falay'ı daha yakından tanıyacaksınız.

Ekranların yeni fenomeni "Ezel"in Kerpeten Ali'si Barış Falay, kamera arkasını, aile hayatını, kötü adamı nasıl olup da sempatik gösterebildiğini Hafta Sonu dergisine verdiği röportajda anlattı.

Kerpeten Ali, cinayet işleyecek kadar gaddar, sevdiği kadına hislerini açamayacak kadar utangaç. Sizce o iyi mi, kötü mü?

- Rollere iyi ya da kötü gibi bir kalıpla yaklaşmak tercih ettiğim bir şey değil. Bir rolün özelliklerini çıkarırken daha çok o karakterin temel zorunluluklarına bakıyorum: Bu adam nerelerde yetişmiş? Nasıl bir kültürden geliyor? Hayata nasıl bakıyor? Kaç yaşında? Dolayısıyla Ali kötü adam mı, iyi adam mı demek yerine kötülükler yapan, bunun yanında iyilikler yapan bir adam demek daha doğru.

Seyirciden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

- Çok güzel... Seyirci Ali'nin kötü yönlerini görse de, bana onun sıcaklığını fark etmiş, benimsemişler gibi geliyor. Bu da benim açımdan sevindirici.

Ali için öncelikler nelerdir? Para, dostluk, aşk...

- Ali, tutkulu ve duyguları çok yüksek bir adam. Duygularını frenleyen biri değil; gücü de, güçsüzlüğü de buradan geliyor. Yine de aşkını çok insani bir boyutta yaşıyor. Aşkını çok daha saf yaşıyor ama parayı öne koyduğu için şiddet de ortaya çıkıyor.

Barış Falay için ilk sırada ne var?

- Ailem, yani karım ve oğlum...

Ali yine adam vuracak mı?

- Valla onu senaristlere sormak lazım ama Ali şiddetle iç içe bir adam. şiddete bu kadar yakın duran bir adamın ne yapacağı belli olmaz.

Güvenlik görevlisinin öldürüldüğü sahnede neler hissettiniz?

- Ben, yazarın o sahnede yaratmak istediği duyguya bakarım. Adam öldürmeyi oynamıyorum, o duyguyu oynuyorum. Ama oyuncuyuz ve işimizin bir parçası da bu, herhangi bir duygu gibi onu da canlandırmaya çalışıyoruz. Kaldı ki silahlardan da nefret ederim.

Sizce Ali'nin iyi yönleri neler? Benzer yönleriniz olduğunu düşünüyor musunuz?

- Ben oyuncuyum ve Allah korusun hiçbir karaktere benzemek gibi bir düşüncem de yok. Ben üniversite mezunu, oyunculuk eğitimi almış, büyük şehirde yaşayan, eşine saygı duyan bir adamım. Böyle bir karakterle aramda ne gibi bir benzerlik olabilir ki?

Ezel'in "Monte Cristo Kontu"ndan uyarlandığı iddia ediliyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?

- Bu iddialar bizim de kulağımıza geliyor ama dünya üzerinde yazılmış çok farklı senaryo tipleri yok. Bunu biliyorum çünkü dramaturji eğitimi aldım. Böyle bir şey varsa bile esinlenmeden öteye geçtiğine inanmıyorum. Tabii ki bir yerlerden bir şeyler çakışacaktır ama ben özgün bir iş olduğunu düşünüyorum. Ona bakarsanız her filmde aşk ve şiddet var. Önemli olan sizin onu yaratırken ne kadar özgün olabildiğiniz.

Tiyatro oyuncusu olmanıza rağmen tanınmanız televizyon dizileriyle oldu. Bu durumdan hoşnutsuzluk duyuyor musunuz?

- Tiyatro oyunculuğu yaparak tanınmaya çalışmak ahmaklık olur. Kimse bu yüzden tiyatro oyunculuğu yapmaz. Hoş ben dizi oyunculuğunu da şöhret olayım diye yapmadım. Ben oyunculuk yapmayı çok seviyorum. Dizi, tiyatro ya da sinema oyunculuğu olarak da ayırmıyorum. Evet farklı disiplinler ama hepsi çok lezzetli geliyor, çok farklı tatlar alıyorum.