CHP'den İYİ Parti'ye ödünç verilen milletvekili Akşener'e ateş püskürdü

Medyafaresi.com özel haber- İYİ Parti'nin Grup Kurması için ödünç verilen CHP'li eski vekil Nihat Yeşil İsyan Etti. "Biz demokrasiye hizmet ettik pişman değiliz. Malefef onların menfaati bitti. Zaten Sağ hiçbir zaman sol düşüncenin egemen olmasını istemez." Nihat Yeşil CHP'de Lider değişimini isteyen Bülent Tezcan'ı da eleştirdi... "13 yıldır yönetimde Genel Başkanı Yanlış Yönlendiriyor."

 Müşerref Seçkin / Medyafaresi.com özel haber

İYİ Parti'nin 2018 seçimlerine katılması için grup kurma şartına CHP o dönemde destek verdi.

15 CHP'li vekil gönülsüz de olsa kısa süreliğine İYİ Parti'ye geçti. Koşullar sağlanınca da partilerine geri döndü.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bu olay için "En büyük pişmanlığım" dedi. Peki o olayın aktörleri ne diyor?

Nihat Yeşil

CHP'nin önceki dönem Ankara milletvekili Nihat Yeşil bu dönem listeye alınmadı. 

Nihat Yeşil'in Akşener'in sözlerine tepkisini Medyafaresi.com'a dile getirdi.

''Bunların demokrasiden anladığı  menfaat ve çıkar. Menfaat bitince he rşey bitiyor. Oysa evrensel ilkeler geçerli olmalı. Ben demokrasiye hizmet ettim ben pişman değilim. Sayın Akşener o günlerde ölünceye kadar şükran duyacağım diyordu, şimdi, ölünceye kadar kendimi affetmeyeceğim diyor.

Toplumsal mücadelede tarihsel bir süreç olarak adlandıracağız ama bunun değerini bilmek lazım. Bu arkadaşlar pişanlık duyduk diyor biz duymadık. Pişmanlık duymuyoruz ama bu vefasızlık ve acımasızlığın ve genel başkanımıza yapılan davranışın tepkisi içindeyiz. Ne İYİ Parti'nin yerini gördük ne de makamını gördük."

Nihat Yeşil, "CHP'de lider değişmeli" açıklaması yapan Bülent Tezcan'ı da eleştirdi.

Yeşil, "13 yıl Genel Başkana en yakın makamlardaydın, neden onu yanlış yönlendirdin? Onun da menfaati bitti yeni yerler arıyor..." dedi.

NİHAT YEŞİL'in AÇIKLAMASI ŞÖYLE

Mayıs seçimlerinden sonra Türkiye'de CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve yönetiminin değişmesi gerektiği konusunda, üstüne vazife olmayan unsurların ve parti dışı aktörlerin kendilerini önemli hissetmek için fikir belirtmesi, demokrasi pratiği değil, CHP'yi siyaseten tahakküm altına almak isteyen birtakım odakların örgütlü faaliyeti olduğu kanaatini uyandırmaktadır.
Bu akıma, 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisinden düşük oy alan genel başkanların değişim adı altında zikrettikleri müstebit açıklamalarla da şahit olduk. Değişime önce kendilerinden başlama cesaretini gösteremeyen Meral Akşener'in İYİ Parti'nin son kongresinde yaptığı tahlihsizlik sınırlarını aşan "keşke o 15 milletvekilini hiç almasaydık" açıklaması, kişisel tarihi açısından istikameti hakkında toplumun fikir sahibi olmasını sağlamıştır.
Seçim öncesinde İYİ Parti'ye geçerek İYİ Parti'nin seçimlere girmesine katkı sağlayan bir milletvekili olarak benim de bu hususta söz söyleme hakkım olduğunu düşünüyorum. CHP olarak 15 milletvekilini herhangi bir siyasi çıkar gözeterek vermedik. Milletvekili arkadaşlarımın da benim gibi düşündüğünü düşünüyorum. Önceliğimiz her zaman olduğu gibi Türk demokrasisine katkı sağlamaktı ve bunu başardığımızı düşünüyorum.
Bu seçimlerde de Altılı Masa aracılığıyla Türkiye'de uzun zamandır cesaret edilemeyen bir birlikteliği tesis ettik. Farklı siyasi partilerin aynı masa etrafında toparlanması için benzersiz bir irade gösterdik.
Buradan soruyorum; madem farklı siyasi partileri aynı çatı altında toplama fikri, yani Altılı Masa fikri kötüydü de Cumhur İttifakı neden Altılı Masa sonrası genişleme, paydaşlarını artırma yoluna gitti?
Farklı siyasi partileri aynı çatı altında toplama fikri doğrudur. Ne olursa olsun kazanmak, sadece ihtiraslı tüccarların sergileyebileceği bir tutumdur. Cumhuriyet Halk Partisi ne olursa olsun kazanmayı değil, doğru olanı, Türkiye'nin ihtiyacı olanı önceleyerek kazanmayı tercih etmiştir. Bu ilkeli tutum, eleştirilmeyi değil, sonucundan bağımsız alkışı hak etmektedir.
Sayın Kılıçdaroğlu'nu değiştirmeye çalışanlar şunu akıllarından çıkarmasınlar. Parçalı muhalefeti tek çatı altında toplayıp uzun zaman sonra Erdoğan'ı ikinci tura mahkum eden Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur.
Seçimler gelir geçer. Siyasi nezaketi bir kenara bırakarak uzun zamandır ittifak ettiğiniz bir partiye ve genel başkanına bu şekilde saldırmak, Türkiye'yi önümüzdeki seçimlerde zora sokacaktır.
Bir sözüm de parti içinde değişim isteyen fakat kendileri mevcut görevlerindeyken görevi bırakma yönünde herhangi bir irade göstermeyenleredir.
Başarısızlık, sadece genel başkana değil bütün yöneticilere aittir. Bu süreçte sorumluluk almaktan kaçınan, görüşlerini beyan etmeyen kişilerin de eğer bir başarısızlık varsa sorumluluk almaları gerekmektedir.
Yönetim dışında kalınca görüş beyan etmek, göreve yeni seçilen partililerine saygısızlıktır.
Yapmamız gereken, önümüzdeki yerel seçimlerde başarı sağlayabilecek adayları öne çıkarmak ve yeni seçilen yönetime destek vermektir.
Nihat Yeşil
27. Dönem Ankara Milletvekili