Burak Yılmaz neden 17 numaralı formayı giyiyor?

L’Officiel Hommes, yeni sayısında Galatasaray’ın gol kralı futbolcusu Burak Yılmaz’ı ağırladı.

Futbola uzaktan bakan biri olarak, Burak Yılmaz hakkında bildiklerim hayatımı kuşatan fanatiklerden duyduklarımla sınırlı. En çok duyduğum laflardan biri ise Türkiye’de son birkaç yılda kendisini en çok geliştiren futbolcu olduğu.

Futbolcu da değil, golcü. Zira öyle olması çok daha önemli. Herkes iyi kötü futbolcu oluyor ama santrafor konumunda oynayıp, bitirici vuruşlar yapıyorsanız, işte o vakit size ‘golcü’ deniyor.

Bazı şeyleri bilmek ve beyan etmek için futbol fanatiği ya da otoritesi olmaya gerek yok: Burak Yılmaz, özellikle son üç sezonda bitirici vuruşlarında kaydettiği ilerleme ile golcü sıfatının hakkını fazlasıyla veriyor.


Futbolla olan mesafeli ilişkime rağmen Burak Yılmaz’ın tıpkı Sergen Yalçın gibi, ülkenin dört büyük takımında oynamış olması bizzat ilgi alanıma giriyor. Çünkü futbolcular bu işi profesyonel olarak yapıyor olsa da, futbolun aslında çok duygusal bir spor oluğunu düşünenlerdenim. Öyle olmasa, bir gol, bir galibiyet ya da bir mağlubiyet aynı anda milyonlarca insanı ağlatabilir mi?

“Erkekler ağlamaz” diyenler, buyursunlar gelsinler, o erkekleri bir de stadyumda görsünler. Dolayısıyla, takım değiştirebilmek, özellikle de birbirine rakip takımlar arasında yer değiştirebilmek bana futbolun en zor yönüymüş gibi geliyor.

Kaldı ki, futbol kariyerine Anadolu takımlarında başlamış bir futbolcu olarak, Burak Yılmaz o dönemlerde dört büyüklere karşı mücadele ederken; dört büyüklerin dışındaki takımların da ciddi gelişmeler gösterdiği bir dönemde, bu kez Anadolu takımlarına karşı maça çıkıyor. Burak Yılmaz bu işi profesyonel olarak yapıyor.

Neden 17 numaralı formayı giydiğini sorduğumda, Barcelona’da top koşturmaya başladığında Messi’nin ya da Juventus’ta oynadığı dönemde David Trezeguet’nin sırtında aynı numarayı taşıdığını söylemesini beklerken; Burak, “Aslında Adanalıyım ama Antalya’da büyüdüğüm için, forma numarası olarak kendime 7’yi seçmiştim. O forma bana uğursuz geldi. Ben de annem Adanalı, babam Antalyalı olduğundan, 1 ve 7 yan yana gelsin, 17 olsun istedim” diyor.

Burak Yılmaz’ın “Türkiye’de tarih yazmak mı, yoksa yurtdışında bir takımda oynamak mı?” soruma cevabı: “Bu işler biraz kısmet işi. Ben burada mutlu, huzurlu ve gururluyum. Ama İngiltere ve İtalya liglerinde oynanan futbolu beğeniyorum.” Bu cevap, bana o siparişi veren Galatasaray fanatiklerini tatmin eder mi bilemem. Tek bildiğim, Burak Yılmaz’ın ince ve uzun fiziğine bakınca, televizyonun gerçekten de insanları olduklarından daha kısa ve kilolu gösterdiği.


Yazı: Zeynep YENER
Fotoğraflar: Emre GÜVEN
Styling: Ayça ELKAP